HAYDAR ERGÜLEN haydaree@yahoo.com
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2020 10:16
İyi yazar iyi okurdur. Ali Lidar, ‘Kişisel Edebiyat Atlası’ ve ‘Hayata Rağmen Edebiyat’ın ardından yeni kitabı ‘Edebiyatın Tesirli Parçaları’nda da ruhumuzu biçimlendiren, kişiliğimizi oluşturmada katkıları olan edebiyatçıları ‘kişisel okuma’ ve yazmayı sürdürüyor. Peter Handke, Murat Gülsoy, Kundera, Selçuk Altun, İhsan Oktay Anar, Italo Svevo, Ursula K. Le Guin, Halit Ziya, Joseph Conrad, Herman Melville, Lidar’a 600 kitap okutan 60 yazardan bazıları.
Ali Lidar’ı kim tanımaz? Tesirli şiirleri, en az o nispette önemli öyküleri yanında sevdiği yazarları, şairleri bizim de tanımamızı isteyen yazılar yazar. ‘Kişisel Edebiyat Atlası’nda, ‘kişisel’ dediğine bakmayın, okumazsak ‘bir kişi’ bile sayılamayacağımız yazarlar vardır, onlardan söz ediyor Lidar. ‘Hayata Rağmen Edebiyat’ta da ruhumuzu biçimlendiren, kişiliğimizi oluşturmada katkıları olan edebiyatçıları ‘kişisel okuma’ ve yazmayı sürdürüyor.
‘
Edebiyatın Tesirli Parçaları’ ile bu kitapların sayısını üçe çıkarırken, şu bilgiyi de veriyor: “Bu süreçte altmış yazarın altı yüzden fazla kitabıyla deyim yerindeyse akraba oldum, daha önce ıskaladığım pek çok yönleriyle karşılaştım.” İyi yazar, iyi okurdur. Lidar da bunu doğrulayan bir isim. Peter Handke, Murat Gülsoy, Kundera, Selçuk Altun, İhsan Oktay Anar, Italo Svevo, Ursula K. Le Guin, Halit Ziya, Joseph Conrad, Herman Melville, Lidar’a 600 kitap okutan 60 yazardan bazıları.
Bunları Lidar’ın yazıyor olmasını çok önemsiyorum. İyi yazarın, şairin aynı zamanda çok okunabileceğini, popüler de olabileceğini kanıtlayanların başında geliyor. Okurunu yalnızca kendi şiirleri, öyküleri değil, bir bakıma ona kaynaklık eden yazarlar, yapıtlarla da tanıştırma, buluşturma görevini üstleniyor. Üstelik bunu seçkinci değil, yerinde seçimlerle yapıyor. Herhalde bu yazarların sayısını 100’e tamamlayacaktır. Böylece elimize 100 yazarlı, 1000 kitaplı bir Türk ve dünya edebiyatı okuma listesi de geçecektir.
Bir Ali Lidar kitabı okuyorsak, onun elbette hem kaleminden, dilinden hem de hocalığından gelen anlatma yeteneğine de bir kez daha tanık oluyoruz demektir. İyi okur olmak da yalnızca sevdiğimiz yazarların, şairlerin kitaplarını okumakla sınırlı değil, onlar üstüne yazılanları da okumak demektir. İyi yazarlar birbirleri üstüne yazarlar, iyi okurlar onları da okurlar, böylece iki iyi yazarı da birlikte okumuş olurlar!
Ali Lidar, ‘Edebiyatın Tesirli Parçaları’nda kavramsal bir çalışma yapıyor ve yazarları yalnızca yaşamöyküleri üzerinden değil, temaları ve öne çıkan tutumlarıyla ele alıyor: Poe, korkutucu romantik, Uzun İhsan modern masalcı, ‘yeni nesil’ Stefan Zweig: Peter Ackroyd, yaşadıklarının yazarı Steinbeck, metinlerarası gezgin Murat Gülsoy...
Lidar’ın tesirli yazılarını okurken, Hamdi Akçay’ın da tesirli çizgilerini göreceksiniz. Ezcümle tesirli bir
seçim yapmış olacaksınız.
(Acaba Ali Lidar için de bir kavram türetmek gerekse, Eskişehir’in Tepebaşı Dükü demek mi elverir yoksa edebiyatımızın Küçük Prensi mi, bunu da siz düşünün artık!)
‘Doğu Duvarı’
Faris Kuseyri çok çalışan, az yayımlayan bir şair. ‘Orontes Mensurları’ndan (2014) sonra ikinci kitabı ‘Doğu Duvarı’ (Islık Yayınları). Beyitlerin ağırlıkta olduğu şiirlerle Doğu’nun nerdeyse tüm şiir sanatlarını karşımıza getiriyor: Münacaat, naat, fahriye, mesnevi, ağıt, gazel, rubai, müstezat ve bir de Batı’dan; balad.
Bunları yazarken geçmişe gitmiyor, şiir de gül bahçesi değildir hep, günümüze getiriyor ve onları zamanın acıları, zulmlari, kırımlarıyla buluşturuyor. Nâzım Hikmet’in rubaileri, Turgut Uyar’ın ve Metin Altıok’un gazelleri gibi Kuseyri de
eski biçimi yeni içerikle
zenginleştiriyor.
Zenginleştiriyor ama, şiir kişileri, üzerine yazdıkları, bence yalnızca şair olan değil, kendine insanım diyen herkesin yakınları olanlar, yani gidişleriyle bizi biraz daha yoksul bırakanlar. Ülkeyi, günleri, geleceği... ‘Gençölen’e, ‘yiğit iken giden’lere ağıtları, “rüyasında Zülfikâr taşıyan bir serçe”nin merhametiyle yazıyor adeta. Cesur olmanın korkusuz olmaktan daha da öte, merhametli olmak anlamına geldiğini duyumsatan şiirler.
Hem kâinata hem sevgiliye yollanan selamlar da var, selamsız olmaz: “Sevgilim, kâinatta gizli bir sevinç var, gözyaşın bundan”. Ne selamsız ne şiirsiz!
Yazanın olduğu gibi okuyanın da göğünü, göğsünü genişleten şiirler, sesi tok, söyleyişi gür ve itirazı gürlek: “Susmuşa bir inadız, bir feryadız dediler/bir Abdo bir Ahmet bir Ali’yiz dediler/ne güzeldi sözleri ben değil biz dediler”.
Faris Kuseyri’nin ‘Doğu Duvarı’, ‘biz’e gereken şiirlerle dopdolu.