Tersine masallar, anti-kahramanlar

Korkunç ejderha Dave ile tanışın! Ama durun, o sandığınız anlamda değil ejderha olmak konusunda korkunç. Şöyle ki; Ejderhalar Diyarı’nın bütün üyeleri ejderha ilmine itaat etmek zorundadır. Dave ise kitap sevdası sebebiyle işlerin teorik taraflarına hâkim olmakla birlikte pratikte ‘korkunç’ derecede yetersizdir. Böylece ‘köy yeme, istif yapma ve örgü becerileri’ gibi bölümlerden oluşan Ejderhalık Sınavı’nda başarısız olan ve sertifika alamayan ilk ejderha olarak tarihe geçiyor. Bu durum toplumca kabul edilemez olduğundan, ardında hayal kırıklıkları içindeki ebeveynini bırakarak ve salya sümük akıtarak terki diyar ediyor.

Alışılagelmiş hikâyelerde bundan sonrasını tahmin etmek çok da zor değildir. Dave’in muhteşem bir ejderha olma yolundaki maceralarını okuyacak ve şan şöhret içinde köyüne dönüşüne alkışlarımızla eşlik edecektik. Ama Elys Dolan, hikâyenin gidişatını ve yer yer selam çaktığı geleneksel masalları tepe- taklak ederek okurları kahkahalara boğmakla kalmıyor, unutulmaz karakterlere de imza atıyor. Hikâye boyunca, doktor olmak isteyen ama toplumun sakallı bir kadını doktorluğa kabul etmeyeceğinden çekinen Sakallı Leydi’nin, aradığı aşkı bulunca insafa gelerek prensesi uyandıracak iksiri bağışlayan cadının (ki böylece kapıda öpücük sırasına giren prensler havasını alıyor), babasına karşı gelerek asla prense dönüşmeyecek bir kurbağayla evlenen Rubella’nın ve daha pek çoğunun kendileri olma yolunda cesaretle attıkları dev adımlara ve toplumun yavaş yavaş geçirdiği dönüşüme tanıklık ediyoruz.

Ama Dave’in yolunun bu absürd krallığa düşmesine daha çok var. Onu en son dağdan aşağı inen yolda salya sümük ağlarken bırakmıştık. İşte ne oluyorsa o zaman oluyor ve Dave, yıkıntılar arasında ‘Acemiler İçin Şövalyelik’ adlı bir kitap buluyor. Ruhunda açılan yaralara rağmen köyleri yememeye, örgü örmemeye ve istif yapmamaya kararlı olan Dave’in hayatı kitabın kapağını açmasıyla sonsuza dek değişiyor. Adım adım açıklamalar içeren bu kitap sayesinde Dave, cesur, yardım- sever ve nazik bir şövalye olmaya karar vererek doludizgin bir macereya atılıyor. Şövalyeliğin ilk şartı olan alımlı, güçlü ve serüvenci atını da edinince hikâyenin en sıradışı karakteri olan Keçi Albrecht sahneye çıkmış oluyor. “Bir keçiden şövalye atı olur muymuş?” demeyin. Özgeçmişi ve parlak tüyleriyle göz dolduran, vakti zamanında dünyayı dolaşmış, maceradan maceraya koşmuş, hatta Bolşoy Balesi’nde başbalerinlik bile yapmış keçi Albrecht için şövalye atı olmak işten bile değil.

Böylece iki kafadar, Dave ile Albrecht, Kaleköy Krallığı’na gelerek, şövalyelik yarışmalarına katılmakla ve köylü isyanlarını bastırmakta görev almakla kalmıyor, yönetimi devirip ‘Büyük Birader’ olmaya soyunan Şövalye Kabasaba’ya da gününü gösteriyor. Köylü isyanları konusunda yumruklarını konuşturmak yerine köylüleri konuşturmayı ve dinlemeyi tercih ettiklerini de ekleyelim. Anlayacağınız, gürültü patırtı ve şamatanın eksik olmadığı, çizgi romana yaklaşan illüstrasyonlarla ilerleyen bu çılgın maceranın sonu hiç gelmesin istiyoruz. Peki sonunda ne mi oluyor? Küçük bir ipucu; Dave, Ejderhalar Diyarı’na dönmüyor ve ebeveyni de onu olduğu gibi kabul ediyor. Bir ejderha olarak değil ama harika bir dost ve iflah olmaz bir maceraperest olarak kalbimizi kazanması da cabası.

Acemiler İçin Şövalyelik
Elys Dolan
Çeviren: İpek Şoran
Doğan Egmont, 2018
208 sayfa, 25 TL