Güncelleme Tarihi:
Kısa Kulaklı Tavşancık Bonbon nerede uzun bir su borusu, kalın bir ağaç gövdesi ya da dev bir ayak izi görse korkudan hop oturup hop kalkıyor. Çünkü bütün bunlar ona öğretmeni Büyük Fil’i hatırlatıyor. Öğretmen yakında sınav kâğıtlarını öğrencilere geri verecek ve Tavşancık çok kötü bir not alacağına emin. Not kaygısı o kadar artıyor ki tesadüfen karşısına çıkan bir fırsatta sınav kâğıdını çalma isteğine karşı koyamıyor. Peki, şimdi ne olacak?
Kâğıdı çöpe atsa olmaz, tuvalete atsa tuvalet tıkanır, yese karnı ağrır… Düşünmekten uykuları kaçıyor. Anlayacağınız not kaygısının üstüne bir de sakladığı sır biniyor ve bir kartopu gibi içinde büyüdükçe büyüyor. Julia Liu’nun mizah dolu sürprizli öyküsüne Leo Tang’ın pofuduk bulutları ve bonbon şekerlerini andıran rengârenk çizimleri eşlik ediyor.
Dünya hakkında ‘gazilyonlarca’ havalı bilgi
Dünya’nın 4.5 milyar yıllık tarihi 24 saatlik bir güne sığdırılsaydı dinozorlar akşam 22.56’ya kadar ortalarda gözükmezlerdi. İnsanlar ise 23.58’den sonra çıkarlardı ortaya. Yani en erken yaşam formlarının oluşmasına kadar geçen süre Dünya tarihinin yüzde 90’ını oluşturuyor.
‘Dinozorlar ve Diğer Tarih Öncesi Canavarlar Hakkında Muhteşem Ötesi Bilgiler’ kitabını muhteşem yapan da bu. Birbirinden komik şakaların eşlik ettiği karikatüristik çizimlerle sadece dinozorları değil tarihöncesi bilimini de olabilecek en eğlenceli biçimde anlatıyor. Söz konusu tarihöncesi olunca ilk yaşam formlarının ortaya çıkışından ilk bitkilerin oluşumuna, devasa böceklerden toplu yok oluşlara, 2 milyon yıl boyunca yağmurların yağdığı çağlardan kıtaların oluşumuna ‘gazilyonlarca’ havalı bilgi komiklikler eşliğinde geçit yapıyor. Kitabın sonundaki kapsamlı dinozor rehberi ve dinozor çizme etkinlikleriyse cabası.
Beyin unutsa da kalp unutmaz...
George’un büyükannesi son zamanlarda çok unutkan. Daha dün gelen torununu uzun zamandır görmediğini sanıyor, George kendini tanıttığında kendisinin de aynı isimde bir torunu olduğunu söylüyor, birlikte oyun oynarlarken bir anda nerede olduğunu unutuyor, bisküvileri koyduğu yeri hatırlamıyor, montunun düğmelerini ilikleyemiyor… Beş yaşındaki hallerini bile hatırlıyor ama beş dakika öncesini anımsayamıyor.
Belli ki George büyükannesinin durumunun bir süredir farkında, değişimi kabullenmiş ve o bilinçle davranıyor. Verdiği cevaplar, tepkileri, yaklaşımı çocukların sadece demans ve alzheimer benzeri durumları anlamalarına değil sevginin gücünü hissetmelerine de yardım edecek türden. Büyükanneye düğme iliklemenin ne kadar sıkıcı olduğundan bahsediyor, dün oynadıkları oyunu baştan anlatıyor, birlikte fotoğraflara bakıyorlar, dans ediyorlar, ağladığında teselli ediyor. Biraz sonra torunun ismini yine unuttuğunda George bunu hiç dert etmiyor, sadece anımsatmakla yetiniyor. George biliyor ki büyükannesi onun kim olduğunu unutsa bile kalbi onu daima anımsıyor.