Güncelleme Tarihi:
Lars Kepler takma ismiyle kitaplarını birlikte yazan İsveçli karı-koca Alexandra Coelho Ahndoril ve Alexander Ahndoril, son kitapları ‘Tavşan Avcısı’ ile tüyler ürpertici bir sahneyle açılıp yine tüyleri diken diken eden son sahneye kadar aksiyonu ve gerilimi yükselten bir polisiyeye imza atmış. Bir hayat kadını, o gece eskort olarak geldiği İsveç Dışişleri Bakanı’nın evinde bakanın vahşice öldürülmesine tanık olur. Saldırının teröristlerin işi ve daha fazla yetkilinin öldürülmesinin başlangıcı olduğunu düşünen İsveç Güvenlik Teşkilatı yetkilileri, eski çalışanları Joona Linna’dan yardım istemeye karar verir. Tek sıkıntı Joona’nın bundan önceki macera ‘Tacizci’de bir meslektaşını yumrukladığı için hapis yatıyor olmasıdır. Bizzat İsveç Başbakanı hapishaneye giderek Joona’yla görüşür. Dışişleri Bakanı’yla aynı kaderi paylaşmadan katili bulabilirse kendisine af sözü verir ve davayı çözmesi için onu geçici olarak serbest bırakır.
Hapisten çıkan ve eski mekânına dönen Joona’nın yardımlarıyla soruşturma oldukça beklenmedik yönlere gidiyor. Kepler, bu noktada önemli ipuçlarını okuyucusunun gözleri önündeyken bile saklamayı çok iyi başarıyor. Katil başka bir cinayet işlediğinde Joona, herkesin düşündüğü gibi bir terör saldırısından çok daha korkunç bir şeyle karşı karşıya olduğunu fark ediyor. Ölü sayıları arttıkça ve katilin her cinayette kurbanlarını 19 dakika acı çektirerek öldürdüğünü anladığında Joona, yardım için eski dostu polis dedektifi Saga Bauer’e ulaşıyor. İkisi birlikte, katil nihai intikamını almadan önce onun karmaşık planını çözmek için zamanla yarışıyor.
Joona Linna geri dönse bile polisin bu cinayetlerin nedenlerini çözmesi biraz zaman alıyor. Oldukça kalın kitapta Kepler bunun için aksiyon ve gerilimin dozunu artırmak zorunda kalıyor. Joona, Saga ve diğer yetkililer karşı konulamaz bir çıkmazın peşine düşmek zorunda kalıyor. Bir olay yerinde bulunan kan, Saga’yı Chicago’da bir akıl hastanesine, Joona’yı bir televizyon stüdyosuna götürüyor. İkili eski moda polis prosedürleriyle bu katili yakalamayı başaramayacağını anladığında, katil de intikamını tamamlamak için kalan cinayetlerini işlemek için acele ediyor.
Hızlı temposu, karmaşık olay örgüsü, gizem ve son derece rahatsız edici kan sahneleri sergileyen kötü adamıyla ‘Tavşan Avcısı’ muhteşem bir suç gerilimini okuyucusuna vermeyi başarıyor. Kötü adamın karşısında ise Kepler’in her kitapta son derece farklı durumlara soktuğu avcı Joona var. Bir kitapta yas tutan karanlık tarafı ağır basan bir polis, başka bir kitapta saldırıya maruz kalan bir sevgili, bu kez hapishanede ortaya çıkıyor. Kepler, Joona’nın karakterinin tam resmini görmek için her farklı kitabını okutturmak peşinde. Joona hâlâ gizemli, karmaşık ve okuyucudan uzakta duruyor. Klişe yüklü kitapta bu sefer de Amerikanvari suç-polisiyelerinden çok fazla esinti var. Kara polisiye demek de zor. İkili hiçbir türe koyamayacağımız bir kitap ve karakter yaratma peşinde gibi görünüyor.
‘Tavşan Avcısı’ kesinlikle korkaklara göre bir kitap değil. Çok fazla vahşet ve saf şiddetin mide bulandırıcı sahnelerine sahip. Sayfalar çevrildikçe son sahneye doğru okuyucunun nabzıyla birlikte temposu da hızlanıyor. Bu katil, saldırılarında neden bu kadar barbar? Ona bu cinayetleri işleten motivasyon ne? Neden kendine tavşan avcısı diyor? ‘Tavşan’ları avlarken ne zaman gerçek bir avcı tarafından avlanacak? Şu var ki; tavşan kaçacak, tazı kovalayacak. Son ana kadar katille bir adım gerisinde kalan Joona’nın arasında koşmak için sayfaları çevirmeye başlayın.
TAVÅžAN AVCISIÂ
Lars Kepler
Çeviren: Solina Silahlı
DoÄŸan Kitap, 2023
504 sayfa.