Güncelleme Tarihi:
“Karanlık Sevda” adlı yeni şarkınız yayında. Bu süre içinde müzik piyasasından uzak durma nedeniniz neydi?
Müzikten uzak kaldığım söylenemez aslında. Eskisi kadar duyulmamış olabilir aktivitelerim ama üretmeye ve paylaşmaya devam ettim çeşitli teklilerle fakat bildiğimiz anlamda müzik piyasasına dönmem için iki şart vardı: Doğru ekip ve doğru mecra. Bu ikisini de bularak döndüğüm için mutluyum. Bir de ülke değiştirdik ailemle bu süreçte, onun da etkisi oldu.
Yeni şarkınızda tasavvuf öğelerini modern rock sound’uyla birleştirdiğiniz ve sözleri açısından da alışık olmadığımız bir tarz mevcut. Sözleri yazarken sevdanın hangi tarafından ilham aldınız?
Sözleri yazarken karmaşık duygular içerisindeydim hem sevdanın yokluğunu hem de ona olan özlemimi yoğun yaşadığım, hayal kırıklıklarıyla dolu ve dış dünyadan uzakta, içe dönük olduğum bir dönemdi… Oysa o kadar çok sevebilme potansiyeli hissediyordum ki, delirmemek için yazdım “Karanlık Sevda”yı, belki dedim varoluşa ve yaradılışa olan sevdamla örtebilirim boşluğumu ve evrensele dönüştürerek onu, sevdamı büyütebilirim bile…
“Karanlık Sevda”da kimlerle çalıştınız?
Londra’da yaşıyorsunuz. Pandemi dönemi, hem müzik sektörü hem sosyal yaşam açısından İngiltere’de nasıl geçiyor? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz süreci?
Çok zorlayıcı bir süreç oldu herkes için. Müzik sektörünün hali gerçekten de perişan. Biz müzisyenler için mesleğimizden geçim sağlamak en büyük keyiftir ve bir nevi kutsaldır. Maalesef bunu bir yılı aşkın gerçekleştirememek ıstırap sebebi… Sektördeki diğer çalışanlar ve aileleriyle birlikte binlerce insan işsiz ve tutku duyduğu mesleğinden uzak kaldı. “Normal” ne zaman ve nasıl gelir bilmem ama normale yakın bir düzene geçmek bile çok zor olacak. İngiltere’de müzisyenler için iki tür yardım oldu. İlki kâr amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından kampanyalar oluşturuldu, ikincisiyse hükümet tarafından sanatla uğraşan işsiz insanlar için meslek kursları açıldı. İlki ne kadar insana ulaştı çok emin olamasam da en azından bir kısmına iyi geldiğini biliyorum. İkincisi ise birçok insan tarafından mesleklerine ihanet olarak algılandı. Sosyal hayata gelince Londra için konuşursak, bu ikinci dalga burayı çok sert vurdu. Kasım ayından beri çeşitli formatlarda devam eden kapanma hali insanları “yeni normal” haline itti ama bunun sosyolojik ve psikolojik sonuçlarının ağır olacağını düşünüyorum. Burada evlerde görüşmek yasak, tüm “acil olmayan hizmet” olarak görülen pub, restoran, AVM vs. işletmeler aylardır kapalı… Geriye bir tek parklar kalıyor, oralarda da size tanınan bir saatlik spor imkanınız var neyse ki… Bunların dışında mecbursanız işe ve market, eczane alışverişine gidebiliyorsunuz. Çok daralmış bir hayat, bence haklı olarak daraltılmış bir hayat, ama geç alınan kararlar ve u dönüş yapılmak zorunda kalınan bir takım uygulamalar yüzünden haddinden fazla uzamış bir durum… Ne diyelim, şükredip bu dönemi atlatacağımız güne kadar elden geldiğince yola devam etmekten başka çaremiz de yok.
Dijital müziğin getirdiği hız ve birçok müzisyenin haklı eleştirisi olarak, bu hıza ayak uydurmak adına müzikal kalitenin de hızla düşmesinin İngiltere müzik piyasasındaki karşılığı ne?
Açıkçası beni burada en çok şaşırtan durum, R&B pop’un gördüğü rağbet. Büyük çoğunluğu aynı tornadan çıkmış hissiyatı veren ve aynı kısır tarz içinde bir takım minik buluşlarla büyük ilgi görebilen bir takım şarkıları gördükçe şaşkınlığım arttı geldiğimden beri. Halen daha aktif ve çok yetenekli insanların yer aldığı bir sektör var ama sonucun beni pek mutlu ettiğini söyleyemeyeceğim.
Hayranlarınızla tekrar buluştuğunuz “Karanlık Sevda” sonrası müzikal planlarınız neler? Tasavvuf öğeli tarzınız devam edecek mi?
Tasavvuf öğeli başka şarkılarım var ama sırada onlardan önce bekleyen çok farklı şarkılarım var. Her iki-üç ayda bir onları dinleyiciyle buluşturmak, hepsini kliplendirmek, 2 yıl sonra da plak olarak yayımlamak istiyorum. Eser bırakmanın önemini ve keyfini hatırlattı pandemi süreci bana, hayat kısa…
Bugünlerde siz neler izleyip neler dinliyorsunuz?
Malum evde bu kadar vakit geçirince diziler ve filmler daha da mühim oldu. Bu ara “Fauda” isimli bir diziye müptelayız, Filistin-İsrail gerilimlerini anlatan bir aksiyon. Müziğe gelince, eşimle benim ayrı ‘playlist’lerimiz var ama genelde ikisini birbirine karıştırıp eyliyoruz kendimizi. Başta YouTube olmak üzere internet ortamının nimetlerinden yararlanıp şahane performanslar keşfediyoruz. Bunun dışında son dönem favori şarkılarım, You Saw Me Comin-Tom Petty, It’s Feelings-Del Amitri, Upright-Gabriel Santiago.