Güncelleme Tarihi:
Feminist tarih yazımı sayesinde bu topraklardaki kadın hareketinin mücadele dolu bir geçmişi olduğu, elde edilen hakların ise bu mücadelenin sonucunda ‘verilen’den çok, ‘kazanılan’ bir duruma işaret ettiği yadsınamaz bir gerçek. Söz konusu mücadelenin köklendiği dönemin 20’inci yüzyılın başlarındaki Osmanlı olduğu ise alanda yapılan araştırmalar sayesinde edindiğimiz bir başka gerçek. Kaldı ki dönem itibariyle 20’inci yüzyılın ilk çeyreği muazzam dönüşümlerin yaşandığı, tamamen değişen bir dünyanın kapılarının aralandığı bir zaman. Böylesi bir dönemde kadınlar ne yapıyordu sorusundan yola çıkmak, bir merakın giderilmesinden ziyade tarihin sorgulanmasıdır bir bakıma. Bugün bu ‘meraklı’ kadınlar sayesinde kendi hikâyemize ulaşabiliyoruz.
Akademisyen Ayşen Müderrisoğlu’nun editörlüğünde hazırlanan ve alanında önemli sekiz ayrı makalenin yer aldığı ‘Kadının Değişen Dünyası/Osmanlı Sosyal ve Kültürel Yaşamından İzler (1908-1918)’ adlı kitap da böylesi bir çabanın ürünü. Makalelerin ortak hareket noktası, Osmanlı’da toplumsal yaşamanın kökten değişimine öncülük eden İkinci Meşrutiyet’in ilanı ve ardından yaşanan dönemi kapsıyor. Kitap tam da 20’nci yüzyılın başında bu topraklarda kadınlar ne yapıyordu, toplumsal ve ekonomik yaşama nasıl dahil oluyordu sorularının yanıtlarını arıyor. Bu dönemde kadınlar belki de hiç olmadığı kadar müthiş bir yazınsal ve fiziksel üretim içinde. Sadece edebiyatta değil kadınların siyasetten gündelik hayata, modadan işçi sorunlara pek çok konu hakkında tartıştığı, sorguladığı ve fikirlerini korkusuzca açıkladığı ve bizzat içinde yer aldığı bir döneme tanıklık ediyoruz. Derlemenin Fatmagül Berktay tarafından kaleme alınan önsözünde dönemin toplumsal ortamı analiz edilirken, kadınların durumu genel hatlarıyla çiziliyor ve bu derlemenin kadın çalışmaları alanına yaptığı katkıya değiniliyor.
İkinci Meşrutiyet’in ilanı sonrasında kadının değişen toplumsal konumu üzerine Ümüt Akagündüz’ün makalesi dönemin genel resmini çizmesi bakımından bir giriş niteliğinde. Erkeğin gözünden kadınların yaşadığı dönüşüm ise Meliha Nur Çerçinli’nin makalesinde ele alınıyor. Derlemenin alana sunduğu önemli katkılardan biri pek fazla araştırmaya konu edilmemiş konular üzerine tartışma yürütmesi, ki bunların başında Bahar Gökpınar’ın ‘II. Meşrutiyet Döneminde Aklanan Suç Özneleri: Moralızade Vassaf Kadri ve Kadınlar Komitesi’ makalesi geliyor. Diğeri ise Özlem Poyraz’ın kaleme aldığı, ‘Kadın Hapishanelerinin Fiziki Koşulları ve Mahkûmların Yaşam Şartları’ başlıklı çalışma.
Osmanlı işçi sınıfına ait son yıllarda çıkan araştırmaların yanı sıra kadınların istihdam koşulları üzerine az sayıda çalışma yayımlandı. Simge Sarçın’ın ‘II. Meşrutiyet Dönemi Kadın İşçileri’ makalesi bu anlamda önemli bir eksiği giderme çabasında. Kadınların yazın alanında özellikle edebiyattaki varlıkları hakkında bilgi sahibi olsak da yazının alt alanlardaki varlıkları hâlâ gölgede kalan konulardan. Felsefe alanındaki varlıkları üzerinden yola çıkan Seval Yinilmez Akagündüz’ün çalışması, derlemenin alana sunduğu önemli bir diğer katkı. Kadınların kültürel alandaki durumu ise ‘Kanon Dışı Sanat: II. Meşrutiyet Döneminin Kadınlarını Düşünmek’ başlıklı makalede İlkay Canan Okkalı tarafından inceleniyor. Ayşen Müderrisoğlu’nun makalesi ise Batılı kadınların hemcinslerine yaklaşımı üzerine eğilirken, bunu oryantalizm perspektifinden ‘özgürlük’, ‘harem’ ve ‘çokeşlilik’ kavramları üzerinden ele alıyor.
Feminist tarih yazımı ile ilgilenenler için önemli bir kaynak ortaya çıkaran kitap, aynı zamanda dünya değişirken kadınların cephesinden bu değişimi anlama çabasında olan okurlar için de ilgi çekici. Ortak belleğimize kadınların tarihine katkı sunan bir çalışmanın daha eklenmiş olması ise ayrıca heyecan verici.