Tarih sadece büyük kahramanların elinden çıkmaz

Güncelleme Tarihi:

Tarih sadece büyük kahramanların elinden çıkmaz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2017 10:11

Baskıcı bir iktidarın yarattığı karabasan ortamında hiç bilmediği bir siyasi örgüte, sırf yalnızlığından dahil olan bir kadın. Kendi hayatı kökünden değişmese de hayat kurtaran bir kahraman. ‘Gri Kardan Adam’ adlı öyküsünde olağanüstü lirik bir dille dönemin Güney Kore’sinden çarpıcı bir kesin sunuyor Choe Hyun. Kitap fuarının konukları arasında yer alan Choe Hyun’la yazdıkları üzerine konuştuk.

Haberin Devamı

Biyografinize baktığımız zaman yazdığınız birçok metin ödüllendirilmiş ve sizin için ‘Kore edebiyatında en etkili yazarlardandır’ yargısı var. Tüm bunlar nasıl hissettiriyor size?


Ben aslında yazar değil ressam olmak isterdim. Utangaç ve içe kapanık bir insandım, çizimler yapıyor, desenle uğraşıyordum. Yazdığım şeyler de vardı ama bunlar yazar olmak için değildi sadece yazıyordum. Metinler zamanla değişmeye, gelişmeye başladı ve yayımlamak kararı aldığımda gerek okur nezdinde gerekse eleştirmenler nezdinde kabul gördü ve ödüller aldım. İnsanların metinlerim hakkındaki fikirlerini merak ederim elbette, ama ödül veya övgüler önemli değil benim için. Önemli olan yazmanın kendisidir bende. Yazıyor olmanın kendisi daha büyük haz veriyor bana. Yazmayı hep çok sevdim ama yayımlamaktan da hep çekindim. Yazdıklarımın doğru insanlara veya doğru biçimde ulayıp ulaşamayacağı endişesi beni hep korkutmuştur. Tüm bunlara bakınca, ben Kore edebiyatında değil kendi hayatımda etkili bir yazarım diyebilirim… Öte taraftan bir yazar tek başına dünyayı değiştiremez, ama kendi yaşadığı dönemden bir perspektifini verebilmelidir, bu yazarın entelektüel olarak asli görevlerindendir. Belki bir kişi benim kitabımı okur ve o duygusal etki gerçekleşmiş olursa, o hissi onun kalbinden zihninden çekiçle bile çıkaramazsınız. Benim için asıl önemli olan bu, övgüler, methiyeler değil.

Haberin Devamı

Türkçede şu an için sadece ‘Gri Kardan Adam’ adlı öykünüz yayımlanmış olsa da diğer kitaplarınızdan da bildiğim üzere, lirik bir anlatımla anlattığınız olayların bir de politik bir arka planı var. Hakkınızda kaleme alınan yazılarda da bu politik tavrınızın altı çiziliyor. Siz kendinizi politik bir yazar olarak görüyor musunuz peki?


Hem ‘Gri Kardan Adam’da hem de diğer romanlarımın arka planında siyasi bir fon var bunu kabul ediyorum. Kore’nin Güney ve Kuzey olarak bölünmesini ele alan metinlerim de var. Fakat bir edebiyat metninde sadece politika varsa o bir edebiyat eseri değildir. Edebiyat eseri, insanlar nasıl yaşar onu anlatmalı. İnsana dair olmalıdır edebiyat. Diğer taraftan edebiyatçı, kendi çağının gerçekliğini görebilmeli, çağın tanığı olmalı ve bunu asla göz ardı etmemeli. Benim için mühim olan bu. Tabii ki Gri Kardan Adam ilk yayımlandığında eleştiriler de aldım. O dönemde gençlerin dahil olduğu politik veya yasadışı olaylar da vardı. Birçok politik hadiseye hiçbir şey bilmeden giren insanlar sırf kahraman olmak uğruna, bu yolda heder oldular. Onların hikâyesini yazmak istemiştim.

Haberin Devamı

Öyküde baskıcı bir iktidarın yarattığı karabasan döneminde yaşanan bir hadiseyi anlatıyorsunuz. Bu faaliyette yer alan üç erkek kahramanın bahsi geçse de adları yok. Ancak iki kadın kahraman soyadına kadar açık kimlikleriyle var. Bu bilinçli bir tutumdu sanırım...

Gerçekten öyle, hareketin önderi gibi görünen erkeklerin adı bile yok. Çünkü anlatmak istediğim hikâyede onların bir önemi yok aslında. Kurtarıcı anlamında ‘kahraman’ gibi görünmeyen, öyle olduklarını sanmadığımız iki kadının kahramanlıklarını anlatmak istedim. Çünkü bir tanesi siyasetle, politik meselelerle bilinçli bir ilişkisi olmadığı halde kendisini feda ediyor. Bence asıl kahramanlar hiç kahraman olduğunu sanmadığımız insanlardan çıkar. Gerçek kahramanlar, hayatlarını başkaları için feda edenlerdir. Benim hep vurguladığım şey, tarih sadece büyük kahramanların elinden çıkmaz, onlar sayesinde gerçekleşmez. Bu öyküdeki kadın, siyasi çevresi veya başkaları istediği için değil, tam aksine inandığı ve kendi istediği için yapıyor bunu. Kendi içinden gelen hislerle yapıyor. Önemli olan kadın onlarla birlikte olarak hem ilişki kurmayı öğreniyor hem de kendisini bir şekilde gerçekleştiriyor ve var ediyor, çünkü aslında yalnız, kimsesiz ve çaresiz bir kadın. Kendince hiç tanımadığı bir kadına büyük bir iyilik yapıyor, onun hayatta kalmasını sağlıyor. Yani hayat veya hayatlar kurtarıyor! Hareketler kendi kahramanlarını yaratırlar. Hayat böyledir çünkü.

 

Haberin Devamı

Çağlayan Çevik

ccevik@hurriyet.com.tr

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!