Güncelleme Tarihi:
Hâlâ ‘Taht Oyunları’ (Game of Thrones) serisinin altıncı kitabını beklerken üstat George R.R. Martin bizleri ‘Taht Oyunları’nın geçmişine götürüyor ve Yedi Krallık’ın en önemli ailesi olan Targaryen’lerin tarihine ait bir kronolojik metin sunuyor. Üstelik bu daha birinci bölüm. ‘Taht Oyunları’nı okuyanlarınız, karakterlerin inşasının ve derinliğinin, etkileşimlerinin ve hikâyenin gelişiminin ustalığı konusunda hayranlık duymamanın imkânsız olduğunu bilir. Ancak eğer ‘Ateş ve Kan’ adlı Targaryen tarihçesinde böyle bir hikâye bekliyorsanız yanılırsınız. Daha çok Duka’nın Doğu Roma İmparatorluğu kroniği veya Eutropious’un ‘Roma Tarihinin Özeti’ gibi bir metin sizi bekliyor. Üstelik neredeyse bu geleneklere yakın dil ve kurguyla birlikte... Bu yüzden bu yapıt yayımlandığı andan itibaren ‘Taht Oyunları’ oyuncularını iki kampa ayırmış durumda; Targaryen tarihi hakkında tutarlı bir okuma yapmayı tercih edenler ve esas ‘Taht Oyunları’ndaki gibi derinlemesine işlenmiş karakterleriyle bir hikâyeyi okumak isteyip hayal kırıklığına uğrayanlar. Okuyucu hangi kampta olursa olsun, kurduğu evren için 300 yıllık tutarlı bir kronik yazmanın ne kadar zor ve ne kadar yetenek ile hayal gücü gerektirdiği su götürmez bir gerçek. Bu kronik adeta Martin’den sonra aynı evrende hikâyelere devam etmek isteyecek yazarlara bir başucu kitabı veya bir gün Disney gibi bir şirket ‘Taht Oyunları’nı satın alırsa ‘Star Wars’ gibi sulandırabileceği bir kaynak.
Martin, ‘Taht Oyunları’ üzerinde oyun oynamayı sürdüredursun biz ‘Ateş ve Kan’ içinde neler var kısaca üzerinden geçelim... Yüce üstat (archmaester) Gyldayn tarafından aktarılan tarihçe, pek çok tarihçe gibi kaynaklarını da işaret ediyor. Kaynaklar arasında güvenilmez görevliler ve olası yalanlarla dolu ilk yasal belgeler var. Uzak geçmişte gerçekleşmiş olayları mite dönüştüren şarkılara göndermelerde bulunulur ve ortaya çıkmış folklor gerçeklerle yüzleştirilir. Diğer taraftan Gyldayn tarihçesini yazarken isteksizce de olsa dedikodulara yer verir, hatta bu dedikoduların çoğunu da bir tarihçi olarak kabullenir. Martin’in devlet yapısını sorgulamak konusundaki takıntısı bu metinde de şekillenmekte ve ortaya vergi reformları tartışan yarı-tanrı ejder sürücüsü krallar çıkmakta. Elbette bu çalışma Targaryen ailesinin en kapsamlı tarihçesidir ve ensest soy birlikteliklerinin başlangıç ve bitiş sebeplerine de yer verir. ‘Ateş ve Kan’, Daenerys Targaryen’in en büyük büyükbaba-amcası Aegon’un gelmesiyle başlar ve 150 yıl sonrasında biter (Evet, 300 yıllık tarihçe dedik, yani iki ciltlik bir okuma serüveni olacak ve bu daha ilki). Elbette ejderhaların ve yumurtalarının hikâyelerinin de göz ardı edilmediğini belirtelim.
Çeviri her ne kadar ustaca gerçekleştirilmişse de ‘Taht Oyunları’ serisini orijinal dilinden okuyan ve seyredenler için bu çeviri hayli zorlayıcı. Çoğu fantastik edebiyat çevirisinde yapıldığı gibi birçok özel isim ve coğrafi konum ismi Türkçeye çevrilmiş ve ne dipnot ne de bir indeksle orijinal isimleri belirtilmiş. Türkçeye fantastik edebiyat çevirisi yapanların bu ısrarcı ama hatalı davranışı bu çeviride de karşımıza çıkıyor. Halbuki esas metin içerisinde yer alan orijinal isimlerin kurulduğu dil içerisinde yer alan kelime oyunları ve çağrışımlarından uzaklaştıran, uluslararası akademik veya fan tartışmalarından okuyucuyu kopartan bu tutuma dair eziyet daha sürecek gibi. Diğer taraftan seriyi Türkçe okuyanların ve sadece Türkçe seri üzerine konuşanların tatmin olacağı bir çeviri olduğunu söylememek haksızlık olur. Aegon’un fethiyle başlayan bir okuma macerasına hazırsanız ve Targaryen’lerin geçmişi ile ejderhalarla ilişkilerini merak ediyorsanız, hatta tarihçe okumaktan ve o okumanın yarattığı hayal dünyasında gezinmekten hoşlanıyorsanız buyurun, kesinlikle tatmin olacaksınız.