Talihsiz Abdülhak Şinasi Hisar

Güncelleme Tarihi:

Talihsiz Abdülhak Şinasi Hisar
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2017 13:10

İçe kapanışlar, susuşlar, geriye çekilişlerle örülü hayatında, neredeyse hor görülmüş Abdülhak Şinasi yarının okurlarıyla gündem kazanacak mı, bilmiyorum. Kazansa da kazanmasa da, kendine özgü görkemli üslubu tek tük okuru her zaman büyüleyecek.

Haberin Devamı

‘Uzak, Hep Uzak’ta (2003) Abdülhak Şinasi Hisar için “Benim yazarım” demiştim; bu başlığı taşıyan bölüm, onun için yazdıklarımdan derlemeydi. Yıllar sonra Abdülhak Şinasi’den yine söz açmak istiyorum: Talihsiz bir yazar!
Halid Ziya Uşaklıgil, olgunluk çağında, edebiyatımızın en ünlü romancısıyken, Hisar için iki yazı kaleme alır. ‘Fahim Bey ve Biz’i -yayımladığı günlerde- bir başyapıt olarak tanıtır. İnceliklerle örülü bir yazı, ‘Fahim Bey ve Biz’in yetkin bir çözümlenmesidir. Ne var ki, ‘Sanata Dair’in sayfaları arasında kalakalacaktır.

Dahası, Cevdet Kudret, Vedat Günyol gibi seçkin eleştirmenler Abdülhak Şinasi’nin maziye bağlılığını handiyse gericilikle eşanlamlı sayacaklar; Hisar’ın genç kuşaklarca pek okunmamasına yol açacaklardır.
Ben, Fahim Bey’in giysilerini dile getiren seçme parçayı ortaokul ders kitabımızda okumuştum. Lisedeyken koyu bir Abdülhak Şinasi hayranıydım. Gerçi kimi eserlerini henüz okumamıştım. Okumama olanak yoktu, çünkü bu eserler yeniden basılmamıştı.
Tam o dönemde Varlık Yayınları, Yaşar Nabi Bey’in anı değeri çok yüksek giriş yazısıyla, Abdülhak Şinasi’yi bizim kuşağa armağan etti. Gelgelelim eserler genç okurun ilgisini pek çekmeyecek, yeni basımlar da yine eksik püksük kalacaktı.

Haberin Devamı

Necatigil, sözlüğünde, mutlu çocukluk yıllarını yazdı diyor; bana sorarsanız, Hisar edebiyat aracılığıyla mucize yaratır, mutsuz geçmiş zamanı mutlu kılar; açıkça ‘yalan’ söylemektedir. Halid Ziya’dan iz sürersek, hayalle acı gerçeklik bu eserde birleşir.
Mutsuz çocukluk yıllarını mutluluğa niye dönüştürmüştü Abdülhak Şinasi? Yakup Kadri’nin ‘Gençlik ve Edebiyat Hatıraları’nda ona adanmış bölümü okuyun, duyumsayacaksınız...

Abdülhak Şinasi’yi son dönemde Yapı Kredi Yayınları okurla buluşturuyordu. Gerçek bir Abdülhak Şinasi severin, Necmettin Turinay’ın emeğiyle, dergilerde, gazetelerde unutulmuş yazılardan, anılardan yeni kitaplar da bu yayına eklenmişti.
Bir arkadaşıma ‘Ahmet Haşim/Şiiri ve Hayatı’nı armağan edecektim. Aradık taradık, tükenmiş ve yeniden basılmayacakmış. Galiba Abdülhak Şinasi’nin vârisleriyle yayınevi arasında anlaşmazlık söz konusuymuş. Oysa Yapı Kredi Yayınları bu usta yazarımıza handiyse yeni bir hayat sunmuştu.
Arkadaşıma Yapı Kredi basımını hediye edemeyince, bendeki Varlık basımı (1969) ‘Ahmet Haşim’i kendim okumaya koyuldum, yeniden, kim bilir kaçıncı kez. Şairin çevresinde inanılmaz güzellikte, sanatkârca yazılmış bir monografi. Benzeri yok desem, yeri. Abdülhak Şinasi değişik zamanlarda kaleme aldığı Ahmet Haşim yazılarını kitap için, eseri için hem elden geçirmiş, hem düzenlemiş, sıralamış hem de tümünden bir roman dünyası yaratmış. Tıpkı ‘Yahya Kemal’e Veda’da olduğunca.

Haberin Devamı

Ahmet Haşim’i ziyaretten dönen Abdülhak Şinasi iç düşüncelerinde diyor ki: “Önlerinden geçtiğim bu küçük evlerin gündelik hayatında kim bilir kalpler ne çok şefkat istihlâk etmek ihtiyacını duyuyorlardı. Bütün insanlara içimden sessizce hitap ederek: ‘Birbirinize mümkün olduğu kadar acıyın ve birbirinizi mümkün olduğu kadar sevin. Madem ki hayat ancak böyle el ele tutunulmakta tahammül edilebilir acılarla geçiyor!’ diyordum.”
Çelik Gülersoy, Hisar’ı anan kısa ama özlü kitabında bir yalnızlık insanını betimler. İçe kapanışlar, susuşlar, geriye çekilişlerle örülü hayatında, neredeyse hor görülmüş Abdülhak Şinasi yarının okurlarıyla gündem kazanacak mı, bilmiyorum. Kazansa da, kazanmasa da, kendine özgü görkemli üslubu tek tük okuru her zaman büyüleyecek. Yalnızca ‘Boğaziçi Mehtapları’ndaki ‘Başka Dünyaların Bizden Görebilecekleri’ni okusanız bile.
Edebiyatımızın ne çok kayıtsızlığı, umursamazlığı var!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!