Güncelleme Tarihi:
Yıldız olmasını dilediğimiz, yıldızları işaret ettiğimiz çocuklarımıza gökyüzünün sonsuzluğunu anlatmayı çoğu zaman unutuyoruz ya da bunu daha önce hiç yapmamış yetişkin dünyamızda, ne yapacağımızı bilemiyoruz. 35 yılı aşkın süredir edebiyatın ve sanatın farklı dallarında hem çocuklar hem yetişkinler için üreten sanatçı, mizah ustası Behiç Ak’ın ‘Tombiş Kitaplar’ dizisi, çocukların soru sorma ve merak etme yetilerini hikâyeler üzerinden harekete geçiriyor. Usta yazar, çocuklarımızın tıpkı bir gökyüzü gibi sınırsız sorularla dolu olduğunu, çizip öykülediği dizinin son kitabıyla da fısıldamaya devam ediyor. Saçma cevaplar antolojisi değil okuduklarınız, yanlış büyümelerin katılaştırdığı cevapların boş verilmiş, sıradan ruhsuzluğuna bir “Hadi yeniden düşünelim” çağrısıdır.
Günışığı Kitaplığı’nın yayımladığı ‘Tombiş Kitaplar’ dizisinin yeni kitabı ‘Tombiş Maskeli Baloya Katılmak İstemiyor’ 2018’in ilk ayında okuyucuyla buluştu. Beşinci kitaba ulaşan dizide, Behiç Ak’ın rengârenk ve özgün desenleri de minik okurları keyiflendiriyor. Kitap, okumayı henüz yeni yeni söken çocuklar için resimlerin sözcüklerle anlatıcı rolüne büründüğü görsel okumaya da olanak tanıyor.
Dizinin ilk kitabı ‘Benim Bir Karışım’ okuru Memo ve Tombiş arasındaki iletişim evrenine davet ediyor. Kitap, tek bir soru çerçevesinde zengin cevaplar kurgulayıp, dizinin diğer kitaplarında olduğu gibi felsefe okumalarının kapısını aralıyor. Okuru cevapların göreceliğiyle tanıştırıyor ve karış hesabıyla bir evreni algılamaya yönlendiriyor. Memo’nun zevk aldığı da bu işte: Hiçbir soruya normal cevap vermemek.
İkinci kitap ‘Bizim Tombiş Taştan Hiç Anlamıyor’, göreceli varoluşların bizi korkutmamasını kulağımıza fısıldıyor. Çağrışımların kişiden kişiye nasıl şekillendiğini bir plaj boyunca birlikte adımlıyoruz. Memo’nun plajda bulduğu bir çakıltaşına herkes farklı anlamlar yüklüyor. Ancak, Tombiş’e göre “alt tarafı bir taş” olan bu çakıltaşını, Memo “çok kanallı bir televizyondan daha kullanışlı” olarak görüyor ve hayatına katıyor.
‘Bizim Tombiş Fiyonk Makarnayı Çok Seviyor’ adlı üçüncü kitapta ise Memo ile geleceği düşünmeye başlıyor ve “Büyüyünce ne olsam ki?” sorusunun peşinden hayallere kapılıyoruz. Mesleklerin konu edildiği hikâyede, elbette yine farklı cevaplar başrolde. Mesela Tombiş’in hayali, her şeyi bir anda ve ‘en iyi olarak’ yapmak değil. Nasıl da unuttuğumuz bir yol değil mi? Kendi kişisel hayallerimiz hep birinciliğe ve en iyi olmaya şartlanmış, “ya hep ya hiç” gibi bir varoluş mottosunun peşindeyiz ne zamandır. Oysa Tombiş, hayalini anlatırken fiyonk makarna yarışmasında beşinci olmak istiyor, hepsi bu...
Dördüncü kitap ‘Ben Ne Zaman Doğdum?’, evrende sadece insanların doğmadığını çocuklara anlatırken, bize de yeniden fark etmemiz için bir düşünme alanı açıyor. Canlı olan her şey, kendi anılarını biriktiriyor. Yazar, doğaya, hayvana, rüzgâra karşı bilgiler sunuyor ve onların ‘biricik’ varlığını önemsiyor. Her insan doğum gününü, kendisine verilmiş bir armağan gibi sahiplenir. Ancak, evrende akan bir hikâye vardır ve o günün tek biricik hikâyesi bizim doğuşumuz değildir.