Güncelleme Tarihi:
FÖTR şapkalı adamlar, pembe yanaklı kadınlar, elinde cüzdanı, saçında süsüyle giyinip kuşanmış kadınlar, parkta puset iten ya da bir köşeye çırılçıplak uzanmış kadınlar...
‘Normal’ kabul edilen ölçüleri aşan bedenleri bir yana, hepsi sanki birazdan Anna Laudel Contemporary’nin kapısını itiverip Karaköy kalabalığına karışacakmış gibi sıradan, sahici tipler. Kolombiyalı ressam ve heykeltıraş Fernando Botero, ismiyle özdeşleşmiş tombul insan ve hayvan resimleri, heykelleri ve çizimlerinden oluşan bir seçkiyle İstanbul’da. ‘Günlük Yaşamın Şiiri-Hayattan Sahneler’ adlı sergi, Anna Laudel Contemporary’de açıldı.
Botero’nun sergideki hacimli kadınları ve erkekleri, atı ve güvercini, çocukları ve çalgıcıları, kendisini ‘Kolombiyalıların en Kolombiyalısı’ olarak tanımlayan, yaşamını ve üretimini Monaco, İtalya, Yunanistan, ABD ve Kolombiya’da sürdüren 85 yaşındaki sanatçının hicvi de barındıran özgün hikâyeci diliyle tanışma niteliğinde.
SINIF FARKI YOK
Serginin küratörü Dr. Klaus Wolbert de üç kata yayılan Botero eserlerinden bahsederken, çağdaş sanatın yaşayan bu önemli isminin sıradan ama şiirsel bakışından bahsediyor. Botero’nun kadın ve erkeklerinin gövdeleri, yüzlerindeki iyice minik kalmış göz, ağız gibi detaylara inat dipdiri bir dolgunluğa sahip. Wolbert, Botero’nun ‘şişmanlık halini’ sınıf farkının olmadığı bir bütünlük prensibine döndürdüğü yorumunu yapıyor. Başta Wolbert’in “Serginin en önemli eseri” olarak tanımladığı tombul at olmak üzere tüm heykellerinde de Botero’nun plastik duygusuna ve biçimsel beceriye tanıklık etmek mümkün.
‘Gündelik Yaşamın Şiiri-Hayattan Sahneler’ 25 Haziran’a kadar Karaköy’deki Anna Laudel Contemporary’de.