Sinemasal bir hatıra defteri

Güncelleme Tarihi:

Sinemasal bir hatıra defteri
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2022 14:41

Mesut Kara'nın yeni kitabı ‘Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri’, son yıllarda edebi bir tür olarak yükselen otobiyografi kitapları arasına, hem eleştirel hem de özeleştirel öğeleriyle yeni ve farklı bir çalışma olarak katılıyor. Bir diğer yenisi ‘Sanatlarıyla İz Bırakıp Geçtiler Hayatımızdan’ ise sinema ve tiyatro dünyasından portrelere yer veriyor.

Haberin Devamı

Memleket kimin hatırına ayakta duruyor diye sual eden olursa, Mesut Kara gibi çalışkan adamların ve kadınların derim. Üstelik onların çoğunun adını da çoğunluk bilmez, üstadımız, çağın büyük adlarından Octavio Paz’ın ‘mutlu azınlık’ dediği bir avuç okur bilir!
Mesut Kara yazı, dergicilik ve sinema âleminin, Engin Turgut’un deyişiyle ‘kardeşlik kokan kalbi’. Yeni yayımlanan iki kitabında da bu kalbin nasıl, kimler için attığını ve hâlâ gençlik heyecanı taşıdığını görüyoruz: ‘Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri’ (Klaros) ile ‘Sanatlarıyla İz Bırakıp Geçtiler Hayatımızdan’ (Klaros). İlki Mesut Kara’nın anılarıyla dolu yaşamöyküsü, ikincisi özellikle sinema ve tiyatro dünyasından portreler.
Mesut’u dergiciliğimizin efsanelerinden UÇ’la tanıdım. Siyah-beyaz, büyük boy, kuşe kâğıda basılı, ilginç kapakları ve sayfa tasarımlarıyla dikkat çekici bir dergiydi. Şiir de vardı, yazı da, sinema da fotoğraf da. Birkaç şiirimi yayımlamak mutluluğuna erişmiştim UÇ’ta. Sahiden de bazı kapaklarına ve yazılara bakınca adının vaat ettiği yere ulaşmış diyebilirim.
Katkıda bulundukları ve ortak kitaplar dışında 12 kitabı var Kara’nın. Bunların 11’i sinemaya dair, özellikle de hepimizi ağlatan, güldüren filmleriyle hatıra defterimizde unutulmaz izler bırakan Yeşilçam sinemasından. Doğrusu Mesut’u da biraz o sinemanın bir parçası olarak görüyorum. Bizim sinemamızda da olabilir, İtalyan sinemasında da. Bir Erden Kıral filminde de oynayabilir, Fellini filminde de. İdealist, tutkulu, halkçı ve sinema aşkıyla yanıp tutuşan, Ahmet Kuruçay benzeri bir karakteri oynayabilir. Köylere, kasabalara film götürüp, gösterip, sonra da o film üzerine konuşan, tartışma açan bir gönüllü.
Kitaplarına bakınca bu gönüllü tutumunu hemen hissediyorsunuz zaten. Anlatımındaki yakınlık, yazdığı kişilere duyduğu sevgi, belki de birbirimizi en çok da yazıyla kırıp döküp incittiğimiz bilgisi, onu iyice dikkatli yapmış, yazısını da daha özenli kılmış.
Sinemayla bunca ilgili birinin filmlere el atmaması da olanaksız; Mesut’un yönetmen, yazar, danışman olarak yer aldığı yedi belgeseli var. Tiyatromuzun önemli adlarından Erkan Yücel, en hüzünlü komiğimiz Sami Hazinses, evvelgidenlerden Salih Tozan belgeseli bunlardan birkaçı.
‘Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri’, son yıllarda edebi bir tür olarak yükselen otobiyografi kitapları arasına, hem eleştirel hem de özeleştirel öğeleriyle yeni ve farklı bir çalışma olarak katılıyor. Çocukluğu, ailesi, okul yaşamı, üniversite, siyasal örgütlenmeler, dostluklar, ihanetler, acılar, mutlulukları, sanki fonda Cem Karaca söylüyormuş gibi “hep kahır hep kahır” motifiyle anlatıyor. Türkiye’nin son 60 yılının, muhalif bir kimlik üzerinden, bireysel kabulleri retleri de göz ardı etmeden, açıkyüreklilikle dile gelişi. ‘Uyumsuz’ vurgusu, daha çok sistemle uzlaşmayan, verili olanı kabul etmeyen ve gönüllü olmaktan çok dayatılana karşı sürgünlüğü ve dışlanmayı seçmiş bir ruhu tanımlıyor. Yoksa Mesut’u hepimiz yumuşacık, iyi, şeker gibi bir insan olarak tanıyor, biliyor ve seviyoruz!
Kitapta başka dostlarla da karşılaşmak, kuşkusuz aynı yıllarda benzer çevrelerde bulunmuş olmanın bir armağanı. Bir de tanımadığımız ama duyduğumuz, Karga Salih gibi insanları Mesut Kara’nın güzel gözlemleriyle okumak da öyle.
‘Sanatlarıyla İz Bırakıp Geçtiler Hayatımızdan’ kitabını ben bir de ‘Kanatlarıyla’ diye başlatıyorum ki Alp Zeki Heper, Ö. Lütfi Akad, Zeki Ökten, Ahmet Uluçay, Yavuz Özkan, Erden Kıral gibi yönetmenler; Fatma Girik, Fikret Hakan, Necdet Tosun, Aytaç Arman, Tarık Akan, Kemal Sunal, Ayşen Gruda, Halit Akçatepe, Ömercik, Kartal Tibet, Suphi Kaner gibi oyuncular, Afife Jale, İlhan İrem, Agâh Özgüç, küçük İskender... Sanatı kanatlandıran adlardı. Mesut onları dost sıcaklıklarıyla yazmış, bize de daha çok sevmek kalıyor.
“Onurlu olmanın, gelecek ışıklı yarınlar adına yaşadıklarından asla pişmanlık duymamanın, işsizliğin, aç kalmanın, isyanın, direnmenin, ısrarla ve umutla ayakta ve hayatta kalmanın itiraz kitabıdır bu” diyor Engin Turgut.
İtirazını bile güler yüzüyle ve ‘güleryazıyla’ yapan bir kitap ama.

Sinemasal bir hatıra defteri
 
Sinemasal bir hatıra defteri



BAKMADAN GEÇME!