Shirin Neshat’ın ‘Düşler Ülkesi’nde her insan önemli

Güncelleme Tarihi:

Shirin Neshat’ın ‘Düşler Ülkesi’nde her insan önemli
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2022 11:03

Dirimart’ta sunduğu ‘Land of Dreams’ (Düşler Ülkesi) adlı son çalışmasında kariyerinde ilk kez objektifini misafiri olduğu ABD’ye çeviren ve özellikle Trump döneminde göçmenlere yönelik tehdidin bireysel yaşamları nasıl etkilediğini belgeleyen İran asıllı sanatçı Shirin Neshat, sıradan insanların yüzlerinde taşıdıkları hayat yüküne övgüde bulunarak “Her insan önem kazanıyor” mesajını veriyor.

Haberin Devamı

Çokyönlü, uluslararası ödüllü çağdaş sanatçı Shirin Neshat (d.1957, Kazvin, İran), ‘Land of Dreams’ (Düşler Ülkesi) başlıklı son çalışmasıyla Dirimart’a konuk oluyor. Yaşamı ve çalışmalarını New York’ta sürdüren Neshat, kariyerinde ilk kez objektifini misafir olduğu ABD’ye çeviriyor ve Trump yönetimi altında göçmenlere yönelik tehdidin bireysel yaşamları nasıl etkilediğini 111 portre fotoğrafına eşlik eden çift kanallı video yerleştirmesi ve geçen hafta sona eren 41. İstanbul Film Festivali’nde izleyiciyle buluşan aynı isimli uzun metrajlı filmiyle gözler önüne seriyor.
Galerinin verdiği bilgiler uyarınca, ‘Land of Dreams’ başlıklı ilk video, yerel insanları evlerinde fotoğraflamak için Batı Amerika’yı dolaşan Simin adında İranlı bir fotoğrafçıyı takip ediyor. Bu kimse, tanıştığı insanlara en son gördükleri rüyalarını soruyor ve sonunda kendini her bireyin bilinçaltında dolaşırken buluyor. ‘The Colony’ başlıklı ikinci videoda ise Simin, karşılaştığı insanların rüyalarını ve portrelerini arşivlemekle görevlendirilmiş bir İran casusuna dönüşüyor. Hem hayali hem belgesel karakterli videolar, sosyal, siyasal ve ekonomik adaletsizlik altında yaşayanların paylaştığı bütüncül bir insanlık durumunu düşündürüyor.
Yine Neshat tarafından çekilen, New Mexico sakinlerinin 111 portresinden oluşan fotoğraf yerleştirmesi ise kurgusal Simin karakterinin röportajları sırasında çekmiş olabileceği fotoğraflardan oluşuyor. Bu portreler, farklı yaş ve cinsiyetten yerli Amerikalılar, Afrikalı Amerikalılar ve Hispanikler gibi Amerikan kimliklerinin çeşitliliğini kapsıyor. Videolardaki kurgusal kahramana benzer şekilde, Neshat da bu insanlara rüyalarını soruyor ve bazılarını portrelerin üzerine Farsça yazılarla kaydediyor. Sanatçının geçmiş işlerinden tanıdığımız portrelerin üzerine kaligrafi uygulama pratiği, bu bağlamda bir kez daha ortaya çıkıyor.
Neshat’la ‘Land of Dreams’i konuştuk.

Haberin Devamı

Yapıtlarınız, ‘sıradan’ insanları ‘sıradışı’ zaman ve mekânlarla bir araya getiriyor. Adeta ‘estetik bir çorba’yı tüm şifasıyla, çeşitliliği içinde yudumluyor gibiyiz. Sizin için son beş yılın en önemli değişim unsurları hangileriydi?

Shirin Neshat’ın ‘Düşler Ülkesi’nde her insan önemli

Sanırım geçen son beş yılın benim adıma en tayin edici değişken unsuru, doğrudan anavatanım İran veya başka bir tabirle Ortadoğu ile ilgili herhangi bir çalışma ortaya koymamış olmamdı. Kaldı ki doğum yerim dışında, yani ABD’de, anavatanım, dünyaya gelmiş olduğum İran’da yaşamımdan çok daha fazla zaman geçirmiş bir sanatçıyım. Bunun ürettiği nostalji hali bir yana, ruhta yarattığı etki ve sorumluluk duygusu da cabası. Bu bakımdan işlerimin bu sefer dünyaya daha doğrudan yöneldiği söylenebilir. Yapıtlarım İran ile ilgili olsun olmasın, ben İranlı bir göçmen, ‘nomad/ yersiz yurtsuz’ olarak kalmayı sürdürüyorum.
Hal böyle iken yapıtlarımın da odağını İran, Ortadoğu gibi unsurların ötesine taşımayı amaçladım. Bu çok özgürleştirici bir deneyim oldu. Bir Doğulu olduğum denli, 17 yaşımdan beri bu ülkede büyümüş bir Amerikalı olmamın da bunda payı bulunuyor. Başta bundan çekindiğimi, bu devasa bölgeye yaklaşmakta sıkıntı çektiğimi gizleyemem. Böylesi bir büyük coğrafya karşısında, doğrudan katı eleştirel bir duruş halinde bulunmakta endişeli dursam da ‘Land of Dreams’ ile önemli bir sıyrılma deneyimi içinde oldum. Bir sanatçı olarak farklı insan topluluklarıyla bir araya gelme imkânı elde ettim. Bu insanlar ‘rol model’ler, ‘emsal’ kimlikler değil, bilakis normal kimliklerdi. Bir sanatçı olarak mesafeli durduğum bir detaydır bu aslında. İnsanların özel yaşamlarına yapıtlarım vesilesiyle doğrudan girmeyi kastediyorum. Ve netice bu yapıtlarla ortada...

Haberin Devamı

Serginin küratoryal yapısı hayli yalın. Sabit ve hareketli imgeyi, psikolojik, sanat tarihsel alt katmanları refakatinde, zıt yönlü hikâyelerle aynı kişi özelinde karşımıza çıkarıyor. İzleyicinin imge ile baş başa kalış hali oldukça kritik. Pek çok yüzle yüzleştiğimiz bir durum içinde kalırken, izleyici iken izlenen durumuna düşüyoruz. Her yüz, her yüzleşme bir kat daha önem kazanıyor...

Shirin Neshat’ın ‘Düşler Ülkesi’nde her insan önemli

Her insan önem kazanıyor. Bu yapıtla birlikte portre fotoğraflarını çekerken, kendimi diğer insanların ta içinde buldum. Verdiği hissiyat son derece melankolikti. Ve incinmeye hayli müsaitti. Hüzünlüydü. Kaldı ki kendi portre fotoğraflarımı da çekerken bu incinebilirlik, melankoli ve duyarlılığı hissettiğim çok kez olmuştur. Ama tanıştığım engelli, azınlık mensubu, fakir ve farklı, sözgelimi siyahi ya da Meksika göçmeni birçok kimsenin yüzündeki acıyı burada anmak gerekir. Bunu insanlığın bir dokuma işi olarak niteleyebilirim.

Haberin Devamı

Hepsinin suretindeki ruhani yılgınlık cabası...

Shirin Neshat’ın ‘Düşler Ülkesi’nde her insan önemli

Fazlasıyla! Ruhani bir yılgınlık var, evet. ABD’nin belli bölgelerindeki kesimlere baktığımızda bakımsız, ihmal edilmiş oldukları görülüyor. Çoğunlukla Afro-Amerikalılar, ayrıca büyük çapta yoksullukla baş etmeye çalışan göçmenler... Bu yapıt bariz şekilde bir göçmenin bakış açısı üzerinden izleyene yansıtılıyor. Aynı zamanda sıradan kişilerin yüzlerinde taşıdıkları anıtsallık ile ölümsüzlüğü de yâd ediyor.

Elbette yine, karakteristik olarak portrelerinizin siyah-beyaz oluşundan kaynaklı birer heykel hissiyatı da mevcut.
İnsan portrelerine tutkulu biri olarak fotoğrafa da heykel muamelesinde bulunurum. Üç boyutludurlar neredeyse. Arka plana hiç yer vermem. Yüzün, ellerin, bedenin duruşu... Neredeyse hareket edecekmişçesine duruşları beni çekiyor. Dediğiniz gibi, sıradan insanların son derece ikonik bir hal almaları... Öyle bir haldedir ki, anıt olsa yeridir. Taşıdıkları, hayatın yüküdür.
Shirin Neshat’ın ‘Land of Dreams’ başlıklı sergisi 22 Mayıs’a kadar Dirimart’ta.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!