Güncelleme Tarihi:
Arpın bulutların üstünden gelen büyüleyici tınısı Türkiye’de geniş kitlelere ilk kez 1930 kışında ulaşmıştı. O günlerde Ankara’da TBMM gündemindeki gümrük kanununa eklenen maddeler, yeni kambiyo rejimi, İstanbul’da ise Riyaseti Cumhur Musiki Heyeti Alaturka Kısmı eski şefi Yaşar Bey’in Yerebatan Camii’nde ilk kez Türkçe Kur’an okuması tartışılıyordu. Gazetelerin birinci sayfaları Türkiye Güzeli Yarışması’nın zarif adaylarının fotoğraflarıyla doluydu...
Dönemin iki istasyonundan Ankara Radyosu, saat 18.30’da başlayan, Riyaseticumhur Musiki Heyeti’nin konserinden oluşan toplam 165 dakikalık günlük yayınına 28 Ocak gecesi bir virtüozu davet etmişti. Hakimiyeti Milliye gazetesinin radyo sütununda belirtildiği şekliyle “Harpist Matmazel R. Moissi” saat 20.00’de mikrofona çıktı. 20 dakika solo çaldı. Resitali 5 bin civarındaki radyodan evlerindeki, kahvehanelerdeki yüz binlerce dinleyiciye ulaştı...
AKADEMİK İLGİSİZLİK
Sonrasında radyo konserlerini sürdürdü Moissi. Üç gün arayla, akşam hep aynı saatte, ülkenin gökyüzü, bulutları, evleri arp sololarıyla doluyordu. Bahara doğru yorulup haftada bir programa kadar düşen temposu iki aylık tatilin ardından yine hızlandı, yılı maratoncu gibi tamamladı. Fazlasıyla yorulmuş olmalı ki bir daha radyoda sesi duyulmadı. 26 Mart 1940’ta İstanbul’da, Fransız Tiyatrosu’nda, Ferdi Statzer yönetimindeki Konservatuvar Orkestrası’yla verdiği konserin ardından tarihin derinliklerinde tamamen kayboldu.
Müzik tarihçilerimiz Roza Moissi’nin ismini kayda geçirmemiş olsa da arpının tınısı toplumun hafızasından silinmeyecekti. Öyküsü yaklaşık 80 yıl sonra, günümüzün önde gelen arpisti Şirin Pancaroğlu’na kadar ulaştı. İsim ve detay hatırlayamayan yaşlı dinleyicisi Pancaroğlu’na “Biz bir zamanlar radyoda her akşam arp soloları dinlerdik” demişti...
YÖK Ulusal Tez Merkezi Arşivi’nde arp sanatıyla ilgili araştırma arandığında Fransa’daki arp ekolü hakkında kapsamlı inceleme yapan genç akademisyenlerimizin enstrümanın Türkiye’deki öyküsünü hiç merak etmedikleri görülür. Örneğin, 1933’te davet üzerine Ankara’ya gelip CSO’nun ilk arpistliğini üstlenen, Musiki Muallim Mektebi’nde yerine iki genç yetiştirip iki yıl sonra ülkesine dönen Eston sanatçı Sylvia Tobias araştırılmaya layık bulunmamıştır. 1950’de, İstanbul Konservatuvarı’nın talebiyle, Viyana Konservatuvarı’ndan üç arpla Türkiye’ye gelip öğrenci yetiştiren, Şehir Orkestrası’yla konser veren, Cemal Reşit Rey’in eser ithaf ettiği De Wayne Fulton gazete arşivlerinde keşfedilmeyi bekler...
ÖVÜLESİ İŞBİRLİĞİ