Güncelleme Tarihi:
Etaf Rum’un bir Filistinli göçmen olarak kendi tecrübelerini kaleme aldığı ve 2019’da yayımlandığında hayli ilgi gören romanı ‘Kadının Sesi Yok’, bugün okurlarıyla buluşuyor. Arzu Altınanıt’ın çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıkan 336 sayfalık roman; şair, yazar ve şarkıcı Maya Angelou’nun, “İçinde anlatılmamış bir hikâye taşımaktan daha büyük bir ıstırap yoktur” ve feminist ve sivil hakları aktivist Audre Lorden’nin, “Konuşmayan, korkudan sesleri çıkmayan kadınlar için yazıyorum çünkü bize kendimizden çok korkuya saygı duymamız öğretildi. Sessiz kalmanın bizi kurtaracağı öğretildi ama kurtarmaz” cümleleriyle açılış merhabasını veriyor.
Otobiyografik izler taşıyan ilk romanı ‘Kadının Sesi Yok’ta Etaf Rum, edebiyatın zayıflar ile ezilenler için özgürleştirici gücüne ve gelenekler arasında sıkışıp kalmış günümüz kadınlarının iç çatışmalarına ve özlemlerine incelikle bakıyor:
“Bu hikâyeyi yazarken yaşadığım tereddüt ve korku dolu anların pek çoğunda Maya Angelou, Malala Yusufzay ve Audre Lorde gibi cesur kadınlardan ilham almaya çalıştım. Lorde’nin söylediği, “Sessizliğin seni korumayacak,” sözünü özümseyene kadar yazmaya devam ettim. Kadının Sesi Yok’u bu kadınlardan aldığım cesaretle yazdım. Kadınların toplum içinde yapabileceklerinin sınırları olduğu öğretilerek büyüdüm ben. Her ne zaman ki önceden planlanmış evlilik ve annelik yolunun dışına çıkma arzumu dile getirdim, tekrar tekrar bir kadının bir erkek olmadığı hatırlatıldı bana.”
Kitabın sonunda okurlara bir de mektup yazan yazar Rum, şöyle devam ediyor: “Yine de daha sonra bunun, aynı zamanda benim güçlü yanım olduğunu, çevremdeki kadınların erkeklerden farklı oldukları şeyleri; kültürün, ailelerin, ilişkilerin ve ebeveynliğin taleplerini bir arada karşılama becerilerini öğrendim.”
Kapak arkası:
FİLİSTİN, 1990. 17 yaşındaki İsra, babasının seçtiği taliplerle evlenmektense gizlice kitap okumayı ve okuduklarının büyüsüne kapılmayı ister. Ancak kısa bir süre sonra evlendirilip kocasıyla yeni ailesinin yaşadığı Brooklyn’e göçmeye zorlanır. İsra, ABD’de daha iyi bir yaşam bulmayı umsa da hayal kırıklıkları peşini bırakmaz. Gençliğinin baharındaki kız, kayınvalidesinin zulmü ve bir oğul doğurmak zorunda olmanın baskısı karşısında yaşama sevincini yitirir. Ardı ardına doğurduğu kız çocukları ise İsra’nın kurtuluşu olmaz.
BROOKLYN, 2008. İsra’nın en büyük kızı, 18 yaşındaki Deya’nın tek arzusu üniversiteye gitmek olsa da, babaannesi Feride’nin ısrarı üzerine koca adaylarıyla görüşmek zorunda kalır. Deya, annesi ve babası hayatta olsa seçeneklerinin farklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamaz. Ancak babaannesi kararlıdır: Deya için iyi bir gelecek sağlamanın tek yolu, doğru adamla evliliktir. Fakat çok geçmeden Deya, kendisini ailesiyle ilgili şoke edici gerçeklere götüren beklenmedik bir yolda bulur. Ailesini, geçmişini, bildiğini sandığı her şeyi ve kendi geleceğini sorgulamaktan başka çaresi yoktur artık.
“Khaled Hosseini’nin ‘Bin Muhteşem Güneş’iyle karşılaştırılmayı hak eden bir eser.” - Refinery 29
“Bir kadının hayatının değeri nedir? Bu soru, Etaf Rum’un kuvvetli ilk romanı sayesinde ülkeler ve nesiller boyunca yankılanıyor.” - Washington Post
Etaf Rum hakkında:
Filistinli göçmen bir ailenin kızı olan Etaf Rum 8 Mayıs 1989’da Brooklyn, New York’ta doğdu. Genç yaşta görücü usulü evlendirilen yazar, Kuzey Carolina’ya taşındı ve burada iki çocuğu oldu. Çocuklarını yetiştirirken bir yandan kendini eğitimine adayan Rum, Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı, Felsefe ve Amerikan Dili ve Edebiyatı alanlarında lisans ve yüksek lisans eğitimi aldı. Bir Filistinli göçmen olarak kendi tecrübelerini kaleme aldığı Kadının Sesi Yok kitabı 2019 yılında yayımlandığında büyük ses getirdi. Bir yandan eğitmenlik yapan, bir yandan da Books and Beans isimli kitapçısını işleten yazar, aynı zamanda 2022 yılında yayımlamayı planladığı ikinci romanı üzerinde çalışmaya devam etmektedir.