Seri katillere bilimsel bakış

Güncelleme Tarihi:

Seri katillere bilimsel bakış
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2022 11:44

Adli tıp uzmanı ve yazar Prof. Dr. Sevil Atasoy ‘Cinayet Kokusu’nda gerçek seri katillerin hikâyelerinin peşine düşüyor. Seri katillerin bilinmeyenlerini sunarken, olay yeri inceleme ve adli bilimlerin katili bulmadaki becerisini ve tekniğin tarihsel gelişimini de aktarıyor.

Haberin Devamı

Edgar Allan Poe’nun 1841’de Graham’s Magazine’de yayımlanan ‘Morgue Sokağı Cinayetleri’ ilk dedektiflik öyküsü olarak tarihe geçti. Poe’nun biyografi yazarı Jeffrey Meyers öyküden, “Dünya edebiyat tarihini değiştirdi” sözleriyle bahseder. Poe’nun hayali karakteri C. Auguste Dupin, Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes’ü ve Agatha Christie’nin Hercule Poirot’su gibi birçok hayali dedektif için prototip olurken, bu öykü türü genel gizem öykülerinden farklıydı. Çünkü sırrı çözmeye yönelik analiz sürecine odaklanıyordu. Profesyonel dedektif olmayan Dupin, o zamanın polislerinin pek kullanmadığı yöntemle başladı işe. İki kadının vahşice öldürüldüğü olayda Dupin cinayet mahallinde inceleme yaptı, insana ait olmayan kıllar buldu. O kıllar amatör dedektifin soruşturmasının yönünü değiştirdi. Belki de 171 yıl önce yayımlanan bu kurgu eserle başlamış olan adli tıbbın, Türkiye’deki önde gelen isimlerinden, ‘kanıt avcısı’ Profesör Doktor Sevil Atasoy son kitabı ‘Cinayet Kokusu’nda insanın kanını donduran gerçek seri katil öykülerini anlatıyor. Atasoy Çin’den Brezilya’ya, ABD’den Avusturya’ya gerçek seri katil hikâyeleri sunuyor. Olay yeri inceleme ve adli bilimlerin katili bulmadaki becerisini ve tekniğin gelişimini de aktarıyor.

Haberin Devamı

Sevil Atasoy’un 2006 yılında ‘Labirent’ ile başlayan, gerçek suç öykülerini kaleme aldığı serinin onuncu kitabı ‘Cinayet Kokusu’ odağına seri katilleri alıyor. “Seri katillerle ilgili bilimsel çalışmaların bir bölümü saldırganın kim olduğunun nasıl anlaşıldığına, bir bölümü nasıl yakalandığına ilişkin baş döndürücü öykülerle doludur. Bununla birlikte pek çok soruşturmasında katilin hatasının payı unutulmamalı” diyor Atasoy. Her üç seri katilden birinin yakalanmak amacıyla bilerek hata yaptığının ya da pişman olup teslim olduğunun altını çiziyor. Peki ya diğer ikisi? İşte o noktada nasıl yakalandıklarına dair bir sınıflandırma yapmak istenirse, listenin ilk sırasına soruşturmayı yürüten güvenlik birimleri ile kriminal laboratuvar çalışanlarının ortak aklını ve yaratıcı yaklaşımlarını koyuyor Atasoy. İkinci sırada yıllarca sürse bile polisin dikkatli ve ısrarlı bir şekilde iz sürmesi yer alıyor. Herhangi bir şeyi gören, duyan tanığın ortaya çıkması, kurbanlardan birinin saldırıdan canlı kurtulması ve katilin suç ortağının polise gitmeye karar vermesi maddeleriyle seri katillerin yakalanmasını sağlayan sebepleri beş ana sınıfa ayırıyor.

Haberin Devamı

200’den fazla seri katil vakası incelediğini belirten Atasoy, ilk bölümü güvenlik birimleri ve kriminal laboratuvar çalışanlarının ortak aklıyla yakalanan birine ayırıyor. 15 Eylül 1990’da Prag yakınlarındaki ormanlık alanda sırtüstü yatmış, üzeri yapraklarla örtülü, bacakları ayrık, giysileri ve çantası kayıp, nikâh yüzüğü parmağında olan bir kadının cesedi bulunuyor. Almanya ve Amerika’da da bu şekilde bulunan kadın cesetlerinin aynı katilin işi olduğu yıllarca süren takiple ortaya çıkıyor. Adli tıpçıların cesette bulunan ‘kırmızı lifler’i soruşturması da polislerin yol kat etmesini sağlıyor.
Karanlık web’in insan öldürülen kırmızı odalarının gerçekten var olup olmadığından ünlü yazarlar tarafından yaratılan dedektif karakterlerin kriminal araştırmaların önünü nasıl açtığına, kadınların neden polisiye eserleri izlediklerinden Japonya’daki Hikikomorilerin işledikleri cinayetlere bir sürü detayı da paylaşıyor. Atasoy kan, koku ve toprakla çözülen cinayetleri de ayrıntılarıyla inceliyor. Bir solukta okunan kitap, kurgu tadında gerçek bir polisiye hissi veriyor. Amatör bir dedektif olmak ya da polisiye roman yazmak isteyenlerin ayrıca işine yarayacak bir çalışma...

Haberin Devamı

Seri katillere bilimsel bakış
Cinayet Kokusu
Sevil Atasoy
Doğan Kitap, 2022
176 sayfa.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!