‘Serbestî-i Edyân’ın sınırı

Güncelleme Tarihi:

‘Serbestî-i  Edyân’ın sınırı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2017 15:16

Selim Deringil ‘İhtida ve İrtidad’ başlıklı çalışmasında, üzerinde pek durulmayan din değiştirme pratiklerinin 19. yüzyıldaki özgül şartlarını, sosyal ve siyasal boyutlarını derinlemesine ele alıyor.

Haberin Devamı

Selim Deringil’in ‘19. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nde İhtida ve İrtidad’ başlıklı çalışması 19. yüzyılda, Osmanlı Devleti’nde farklı coğrafyalarda gerçekleşen ihtida (İslam dinini seçmek) ve irtidad (İslam dininden çıkmak) pratiklerini inceliyor. Kitabın temel sorunsalı aslında bir mukayeseye dayanıyor. 19. asırdaki Osmanlı Devleti tebaası, acaba ihtida ve irtidad pratiklerindeki hangi saikler nedeniyle önceki asırlardaki ahaliden ayrılır? Deringil, bu soruyu 19. yüzyılda etnik milliyetçiliğin yükselişi ve ulusal uyanış hareketlerinin güçlenmesinin etkisi üzerinden cevaplıyor: Din değiştirme eylemi ‘ulussuzlaşmak’ olarak nitelendirildiği için tehlikeli bir pratiktir. Zira din değiştiren bir birey ya da topluluk adeta kaybedilen bir mevzi haline gelir.
Kitapta üzerinde durulan en önemli husus, 19. yüzyılda gerçekleştirilen ihtida ve irtidad eylemlerinin özgüllüğü, bu eyleme karşı cemaatlerin gösterdiği tepkilerin önceki asırlardan oldukça farklı olması...
Mesela 17. yüzyılda Müslüman olan Giritli Hıristiyanlar cemaatleri tarafından dışlanmamış veya dinen ‘karışık’ evlilikler ciddi bir sorun kaynağı olarak addedilmemişken, ‘millî uyanış’ sonrası ihtida edenler kendi cemaatlerinden hain damgası yemişler; üstelik Müslüman Osmanlı idarecilerince de pek makbul sayılmamışlardır.
Eserde din değiştirme vakalarının ele alınışı, dönemin siyasi iklimini ve söylemini de izlemeyi ihmal etmiyor. 19. yüzyıldaki dönemi, Deringil ‘Tanzimat Devleti’ olarak tanımlıyor ve literatürde devamlı vurgulanan Gülhane Hatt-ı Hümayunu (1839) ve Islahat Fermanı (1856) ile birlikte ele alınması gereken bir başka önemli gelişmenin 1844 yılında İslam dinini terk edenlerin idamını yasaklayan ferman olduğunun altını çiziyor. Çünkü 19. yüzyıldaki din değiştirme eylemleri karşısında Tanzimat Devleti’nin ideallerine karşı Osmanlı idarecilerinin içine düştükleri ikilemin kaynağı bu fermandadır. İdareciler pek de taraftar olmadıkları ihtida eylemlerinin en azından ‘baş ağrıtmayacak’ şekilde gerçekleşmesi için çabalarlar. Zira ihtidanın alenen ilanının halife titrini de taşıyan sultanın otoritesini sarsmasından endişe ederler.
Din değiştirme meselesi, aynı zamanda diplomatik bir meseleye dönüşüyor. Osmanlı Devleti’ndeki gayrimüslimlerin hamiliğini üstlenen Düvel-i Muazzama devletin iç işlerine müdahil aktörlerden birisi olurken, 1844 Fermanı’nın hazırlanmasında mürted bir Ermeninin idamı sonrasında Britanya ve Fransa elçilerinin de katıldıkları diplomatik kriz, dönemin öne çıkan olayları arasında yer alıyor. 1856 yılında, bir anlamda din özgürlüğünün ilan edilmesi üzerine ise Osmanlı Devleti’nde asırlardan beri ‘ikili’ bir hayat sürmekte olan gizli Hıristiyanların ortaya çıkışından bahseder hale geliyoruz.
İtikadı Hıristiyan olan, ancak askerlik ve vergi düzenlemeleri nedeniyle görünürde Müslüman gibi yaşadıklarını söyleyen ahali artık Hıristiyanlığını deklare ediyor. Bir yandan da Jozsef Bem, Ömer Paşa Latas, Lajos Kossuth gibi birçoğu profesyonel askerlerden oluşan mühtedilere değiniliyor. Elbette farklı coğrafyalarda doğmalarına karşın ihtida ederek ‘Osmanlı’ tebaası olan, vergi ya da askerlikle alakalı bir beklentileri bulunmayan örnekler de mevcut. Ortak olansa, İslam’a geçenlerin eylemlerinin birçok farklı alanda sosyal neticeler doğurması...
Üzerinde pek durulmayan din değiştirme pratiklerinin 19. yüzyıldaki özgül şartlarını, sosyal ve siyasal boyutlarını derinlemesine ele alan Deringil, idarecilerin idealleri ve pratikte gelişen durum arasında yaşadıkları çelişkileri etkileyici bir şekilde işaret ederek de sıradışı bir işe imza atıyor.

Haberin Devamı

‘Serbestî-i  Edyân’ın sınırı
19. YÜZYIL OSMANLI DEVLETİ’NDE
İHTİDA VE İRTİDAD
Selim Deringil
İletişim Yayınları, 2017
384 sayfa, 30.50 TL.

BAKMADAN GEÇME!