‘Sen gençliğinde de huysuzdun’

Güncelleme Tarihi:

‘Sen gençliğinde de huysuzdun’
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2020 21:33

Türk mizahının büyük ismi, çocukluk arkadaşım Oğuz Aral’ın Hürriyet’te yazdığı yazıların toplamından oluşan kitabı ‘Huysuz İhtiyar’a rastladım kitaplığımda. Önsözünü ben yazmıştım. İlk cümlem şöyleymiş: “Oğuz, sen gençliğinde de huysuzdun.”

Haberin Devamı

Oğuz Aral’ı küçük yaştan beri tanıyorum. İlkokul müdürüm onun amcasıydı. Yetenekler toprak altında kalan, sonra birden fışkıran bitkilere benzer.Oğuz Aral’ı küçük yaştan beri tanıyorum. İlkokul müdürüm onun amcasıydı. Yetenekler toprak altında kalan, sonra birden fışkıran bitkilere benzer.
Oğuz Aral, Gırgır dergisini bıraktıktan sonra Hürriyet’te çizmeye başlamıştı. Çizgideki ustalığını yazmakta da göstermişti.
Bir gün ondan Hürriyet Gösteri’de de yazmasını istedim. Mizahi zekâsıyla cevap verdi: “Hiç kimsenin yazısının olmadığı bir sayı yapayım.” Gülüp geçtik.
Oğuz, halk müziğini de iyi bilirdi.
‘Huysuz İhtiyar’, Hürriyet’te çıkan yazıların toplamıydı. Kitap Dr. Turhan Bozkurt’un yeğeni Yıldıran Bozkurt’un Kelebek Yayınevi tarafından yayımlanmıştı. Ben de bu kitaba önsöz yazmıştım. İlk cümlede onun, yazıyla portresini çizmiştim. “Oğuz”, dedim, “sen gençliğinde de huysuzdun”.

Haberin Devamı

O kitaba baktım, önsözü yeniden okudum.Meslek ve özellikle yayıncılık hayatım boyunca birçok kitaba önsöz yazdım. Özellikle yabancı yazarların çeviri kitaplarının başına... İnternetin olmadığı zamanlardı, yararlandığım iki konsolosluk kütüphanesi vardı. Biri, şimdi başka bir binanın olduğu Tepebaşı’ndaki Amerikan Konsolosluğu’nun kütüphanesi, diğeri de İngiliz Kültür Bürosu’nun Ayazpaşa’daki yeri. Oğuz Aral’ın Gırgır’ı Türk karikatüründe bir fenomendi. Onunla ilgili bir kitap da yayımlandı. Gökhan Demirkol’un ‘Gırgır’ kitabını salık veririm.

Dergiden ayrıldıktan sonra bir süre Silivri’de çalışmalarını sürdürdü, sonra Zincirlikuyu’ya yerleşti. Oraya arada bir uğrardık; güzel, değişik yemekler yapardı.
Avanak Avni karakterini elbette unutmadık, unutulmayacak da. Yazılarındaki tipler de rastladığımız ama farkına varamadığımız yer yer absürd tiplerdi. Normal bir vatandaşın aslında absürdlüğünü yazıya, çizgiye getirirdi.
Gırgır, popüler kültürün bir ürünüydü. Siyasal içeriği ile de dikkati çekiyordu. Yalnız yurtiçinde değil, uzun süre Almanya’da da yayımlandı. Cihangir’deki bir parka heykeli dikilmişti Oğuz’un, şimdi durumu nedir bilemiyorum. Kitabı dışında Oğuz Aral sergisinin kataloğu da onu yeniden anımsamama yol açtı. Kardeşi Tekin Aral da Fırt dergisini çıkarıyordu. O da Hürriyet’te çiziyordu. İlgiyle izlenen yazılarının başlığı ‘Salacak Öyküleri’ idi. Hürriyet’teyken işini bitirdikten sonra çalışanların toplandığı bara iner, sohbetten sonra sakince giderdi.Kitaplığım size Oğuz Aral’ı ve Tekin Aral’ı anmamı sağladı.
Ne yazık ki karikatür albümleri kitapçılarda bulunmuyor, ancak internet satışlarından temin edebiliyorsunuz. Oysa kitapçılarda da bir karikatür rafı bulunmalı. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!