EVRİM ALTUĞ evrimaltug@gmail.com
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2022 09:01
Sabancı Müzesi’nde açılan ‘Şehzade’nin Sıradışı Dünyası: Abdülmecid Efendi’, 60 tablo ve 300’ün üzerinde belgeyle son halifenin çok yönlü entelektüel kişiliğini yansıtan hayli kapsamlı, takdirlik bir sergi.
Tarih, siyaset, medeniyet ve sanat.
İnsana dijital platformlarda izlenme rekorları kırmaya hazır, yeni bir ecnebi TV dizisi gibi gelebilecek bu içerik, aslen genç ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumu şafağında yaşanan, dramatik bir Osmanlı aile hikâyesinin özeti.
Belki günümüze kadar hep belli çerçeve ve metinlerle önümüze serili bu resmi hikâye, olabilecek en gayri resmi, sivil samimiyet ve disiplinlerarasılık içinde, İstanbul Emirgân’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’ne (SSM) 1 Mayıs 2022’ye dek taşınmış bulunuyor: Sabancı Holding’in katkısıyla bir araya getirilmiş ‘Şehzade’nin Sıradışı Dünyası: Abdülmecid Efendi’ sergisi, Osmanlı hanedanındaki ressam, müzisyen, hattat ve son halifenin (1868 İstanbul-1944 Paris) yaşamını, Türkiye ve Fransa’daki öncü kaynak ile arşivlerden derlenmiş, kapsamlı bir manzarayla gündeme taşımış. Sergi, Fransa’nın Nice bölgesindeki Musee Massena Koleksiyonu ile Rochefort’taki Pierre Loti Müze Evi’nden ödünç eserleri de içeriyor.
60 tablo ve 300’ün üzerinde belgenin yer aldığı sergi, amca oğlu Mehmed Vahdettin’in 1918’de tahta çıkması vesilesiyle Osmanlı tahtının veliahtı unvanını edinen, edebiyata da meraklı Abdülmecid Efendi ve ailesine ilişkin pek çok desen, tuval, resmi evrak, mektup, gazete ve dergi kaynağı, fotoğraf, afiş ve kartpostalı bir araya getiriyor.
Sergi bu yönüyle Musee Massena’dan ödünç 1924 tarihli bir otoportrenin yanı sıra Rochefort-Fransa’daki Loti Müze Evi’nin sergiye özel olarak ödünç verdiği, Abdülmecid’in Loti’ye armağanı, iki İstanbul (Sarayburnu ve Boğaziçi) peyzajını da kapsıyor. Serginin bu kısmında ikili arasındaki dostluğu da belgeleyen mektuplara yer veriliyor.
ÜÇ ‘SİS’ KOMPOZİSYONU
Sergi, Oya-Bülent Eczacıbaşı koleksiyonundan 1943 tarihli bir otoportre ya da Sabancı koleksiyonu, İstanbul Modern ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi koleksiyonundan
SSM’ye misafir edilerek yan yana getirilmiş,
Abdülmecid Efendi imzalı, bir dönemin (1908-1910)
Galatasaray Lisesi Müdürü, edebiyatçı Tevfik Fikret’ten ilhamla üretilmiş üç adet ‘Sis’ kompozisyonuyla öne çıkıyor. Fikret, bilindiği gibi ‘Sis’ şiirinde, dönemin İstanbul’unu yoğun bir simgesellik içinde eleştirerek, onu bitap bir kadına benzetip kendisine serzenişle, sen diye hitap ediyor.
Serginin kıymet veren bir kültürel imece hali de müzenin ‘-2’nci katına yayılan bölümündeki ‘Görünenin Ötesinde’ üstbaşlıklı kısım. Burada Sabancı ve
Koç üniversiteleri ile İstanbul Üniversitesi’nin farklı disiplinlerine mensup akademisyenlerin emekleriyle Abdülmecid Efendi’ye ait altı yapıtın varoluş hikâyesi, fiziksel, sanat tarihsel bulgu, malzeme ve okumalarla, gün ışığına çıkarılıyor. Bugünkü Kızılay, dönemin adıyla Hilal-î Ahmer Derneği’nin fahri başkanı, Ermeni Kadınlar Birliği’nin başdestekçisi Abdülmecid’in sergisinde, SSM Direktörü Dr. Nazan Ölçer’in verdiği bilgiye göre, babası Sultan Abdülaziz’in yaptığı besteler de işitiliyor.
SÜRGÜN ENTELEKTÜEL
Sultan Abdülaziz’in ortanca oğlu olarak, 1876’da babasının tahttan indirilmesinden sonra Sultan Abdülhamid gözetiminde, Yıldız Sarayı’ndaki Şehzadegân Mektebi’nde eğitim gören ressam, edebiyatçı ve müzisyen, bu minvalde aldığı Arapça, Farsça, Fransızca ve Almanca dersleriyle de öne çıkıyor. Ölçer’in vurguladığı gibi Abdülmecid, hayatının 50 yılını şehzade, 4 yılını veliaht, 16 ayını halife ve son 20 yılını ise Fransa’da sürgünde geçirmiş bir kişilik olarak, tarih, kültür ve sanat meraklılarıyla buluşturuluyor. Çocukları Ömer Faruk Efendi ve Dürrüşehvar Sultan’a ait tablo, fotoğraf ve detaylı aile soyağacıyla da öne çıkan sergi, yanı sıra dönemin seçkin basın yayın organı L’Illustration’a ailece kapak olan bu sürgün entelektüel halifenin, Ömer Faruk Şerifoğlu koleksiyonundan edinilmiş halifelik afişi, tuğralı fotoğrafı ve TRT arşivinden edinilmiş kapsamlı video belgeselini de görücüye çıkarıyor.
Sergi öte yandan, babası Sultan Abdülaziz’i de resmeden ve bu yapıtıyla Galatasaray Üniversitesi, GS Lisesi koleksiyonu üzerinden izlediğimiz Abdülmecid ve ailesine dair seyahat ve vefat belgeleri ile ressamın Turgut koleksiyonuna ait ‘Avluda Kadınlar’ gibi ilginç bir figüratif tablosunu da kapsıyor.
Etkinlik bunun yanında, Abdülaziz döneminde Dolmabahçe Sarayı koleksiyonuna alınan ve daha sonra Abdülmecid tarafından yapılan kopyası da Sanayi-i Nefise Mektebi Müdürü Halil Edhem tarafından Elvah-ı Nakşiye kopyalar bölümüne alınmış ‘Mayıs Gülleri’ gibi ‘nü’ eserlere de yer vermesi ile dönemin ve bu ilginç kimliğin öncü kültür politikasını tüm çıplaklığıyla önümüze seriyor.
Serginin ilgi çekici portrelerinden bir diğeri de, Abdülmecid imzalı, Aliotti koleksiyonundan önümüze çıkmış 1921 tarihli Franz Liszt portresi. Bir diğer ilginç eser de, sanatçı ve devlet adamının hayranlığının yansıması olarak ürettiği, Demsa koleksiyonundaki Richard Wagner portresi.
Ömer Koç koleksiyonundaki otoportresiyle veya Arkas koleksiyonundaki 1904 tarihli İstanbul limanı izlenimi ile izlediğimiz, yine oğlunu da tuvalinde betimlemiş ve bu yapıtıyla İş Bankası koleksiyonu katkısıyla da izlenen Abdülmecid’in 1915 tarihli ‘Haremde Beethoven’ ile ‘Haremde Goethe-Mütalaa’ isimli eserleri ise dijital temsiliyle sergide.
‘Şehzade’nin Sıradışı Dünyası: Abdülmecid Efendi’ sergisi 1 Mayıs’a kadar Sabancı Müzesi’nde görülebilir.