Güncelleme Tarihi:
“Günün birinde karasinekler birbirlerine saldırmaya başlayıp içlerinde yaşadıkları evleri bombalasalar, insanlar ne biçim şaşırırdı, öyle değil mi?” Bir sineğin ağzından dökülen bu cümle kimilerine vızıltı gibi gelse de savaşın saçmalığını karşı konulmaz biçimde ortaya koyuyor. Asıl şaşırtıcı olansa birkaç sineğin, savaş hakkındaki bu düşüncelerini nutuklardan öteye taşıyarak ‘bir şey’ yapmaya karar vermeleri. Ama önce o sinekleri tanıyalım. Kolkex, Sinek ve Hermann Şeker isimli üç karasinek huzurlu bir yaşam sürmektedirler. Ta ki evlerini paylaştıkları insanlar teknoloji harikası elektrikli sineklikten almaya karar verinceye kadar. Bunu duyan üç kafadar Nepalli keşişleri aramaya koyulurlar. İzledikleri belgesele göre bu barışsever keşişler bir sineği bile incitmeyecek kadar iyi kalplidirler. Upuzun bir yol ve türlü maceralar onları beklemektedir. İşte savaşla da ilk kez bu yolculuk esnasında tanışırlar. Bu saçmalığa anlam veremeyen sinekler savaşı bitirmeyi kafaya koyarlar. Sinek olduklarına bakmadan, “Biz ne yapabiliriz ki” demeden...
SAVAŞI BİTİREN SİNEK
Bryndis Björgvinsdottir
Resimleyen: Þorarinn
M. Baldursson
Çeviren: Mahir Ünsal Eriş
Can Çocuk, 2017
112 sayfa, 11 TL.
Annem bir çiçekte, bir yıldızda...
O en çok korktuğumuz soruyla er geç karşımıza dikilir çocuklar: “Ölüm nedir?” Hele bir yakınlarını, tanıdıklarını kaybetmeleri vesilesiyle geliyorsa; bir sorudan çok kalplerindeki sarsıntının yankısıdır bu. Yazar Primm van Hest, beş yaşındaki bir çocuğun arayış hikâyesi ile bu yankıları karanlıkta kaybolmaktan kurtarıyor.
Yolanda özlemini anlatacak kelime bulamadığı ölen annesinin sözlerini hatırladığında kararını verir. Değil mi ki annesi “Eğer beni ararsan canım, bulursun” demişti, öyleyse soru da belliydi: “Annem nerede?”
Yakınındaki herkes sessizliğini bozup kendince cevaplar vermek zorunda kalır Yolanda’ya. Babasına göre fotoğraflarda, teyzesine göre hikâyelerde, büyükbabasına göre baharda açacak çiçeklerde, doğadadır annesi. Sarıldığı oyuncakta, parlayan küçük bir yıldızda, dokunamasa da hissettiği rüzgârda... Aradığı limana ulaşabilmek için hatıralar ve düşler fener olur Yolanda’ya. İstediği her an, her yerde parlayacağını bildiği yegâne fener.
Aynı zamanda psikolog olan Primm v. Hest ölüm kavramını şiirsel bir üslup ve kırıp dökmeyen bir doğallıkla anlatıyor. Sassafras de Bruyn ise çizimleriyle hüzün tellerimize dokunuyor.
ANNEM HER YERDE
Pimm van Hest
Resimleyen: Sassafras De Bruyn
Çeviri: Öznel Akdil İşli
Gergedan Yayınları, 2017
32 sayfa, 22 TL.