Güncelleme Tarihi:
Çocuk haklarını ön plana çıkardığı kitaplarıyla tanınan Alain Serres bu defa çocukların bilgiye, sanata ve kültüre ulaşım haklarını savunuyor. Yediden 70’e tüm okurlarını sanatın eşsiz dünyasında rengârenk bir yolculuğa çıkaran Serres’e Aurelia Fronty’nin her biri bir tablo güzelliğindeki desenleri eşlik ediyor.
Başka diyarların çocukları ne oynar, nelere güler? İnsanlık aletler, kulübeler, kıyafetler yapmayı nasıl öğrendi, yıldızlara bakarak bilinmeyen diyarlara gitmeye nasıl cesaret etti? Niçin piramitleri inşa edip heykeller dikti, tahttan indireceği krallar için saraylar yaptı?
Müzelerdeki eserleri çiçek satın alır gibi satın alamıyorsak ne verir müzeler bize? Metal kuşlar yapan heykeltraşlar, minyatür ressamları, çılgın ev fikirleri olan mimarlar, salyangozları filme alan video sanatçıları, dünyayı diledikleri gibi yaratan şairler, yazarlar… Dünyaya ne katarlar?
Alain Serres’in tüm bunlara didaktik bir üslupla cevaplar sıraladığını düşünürseniz yanılırsınız. Serres’in yaptığı sanatın, bilimin ve kültürün yarattığı duyguları harekete geçirmek. Böylece bunlarla hiç tanışmamış, bir heykelin etrafında bile dönmemiş, siyah uçlu bir fırçayı kâğıdın üzerinde hiç gezdirmemiş, dünyanın güzelliklerinden habersiz bir çocuğun nasıl hissedeceği ve neden her çocuğun kültürlü olmaya hakkı olduğu sorusu da kendiliğinden cevap bulmuş oluyor.
Bir çocuğun merakla gözlemlediği yıldızlar uçuşarak yan sayfadaki ressamın tuvaline konuyor. Birileri müzedeki eserleri hayranlıkla izlerken bir başka köşede çocuklar büyük sanatçı olup olmadıklarına aldırış etmeden resimler, heykeller yapıyor. Balerinler sahnede muhteşem bir gösteri sergilerken iki çocuk da çayırda diledikleri gibi dans ediyor. Harfler dünyanın her yerindeki kütüphanelerde bir araya geliyor, bazen sinema filmindeki bir komedyenin bazen okul sahnesindeki amatör bir oyuncunun sesi oluyorlar...
Sonra bir bakıyoruz, gri bulutların altında bir çocukla bir kuş öylece birbirlerine bakıyor. Düşle, sanatla coşan duygularımız yerini ıssızlığa bırakıyor bir anda. Alain Serres’in sözünü ettiği, sanatla, bilimle hiç tanışmamış olan çocuk bu. Kuşsa uçamıyor. İkisi de kanatsız hissediyor.
İşte o zaman anlıyoruz; neden güzel müziğin temiz içme suyu kadar, iyi kitaplara erişimin dengeli beslenme kadar, kutlama yapmanın hastalandığında tedavi görmek kadar, şiirin lezzetini tatmanın, okula gitmenin, araştırıp öğrenmenin şiddete maruz kalmamak kadar hayati haklar olduğunu.