Güncelleme Tarihi:
Edebiyatımızın güçlü seslerinden Ömer Erdem. Bugüne kadar yayımladığı 11 şiir kitabını çeşitli ödüllerle taçlandırmasının yanında, kitaplar üzerine kalem oynattığı yazılarıyla da bize sürekli edebiyatın merkezinden bildirdi hep. Hem bu yazılarında, hem şiirlerinde hem de şiirler üzerine yazdığı eleştirilerinde geniş algı evreninden izler sunmayı başardı şair. Şimdi ise bir deneme kitabıyla karşımızda; ‘Yakınlıklar’. Ömer Erdem bu denemeler toplamında geniş algı evreninin kapılarını sonuna kadar aralıyor ve bir şairin baktıkları ve gördükleri üzerinden sadece metnini değil kendini de inşa eden süreçleri okurlarının gözleri önüne seriyor.
Deneme bizde Salâh Birsel, Nermi Uygur, Nurullah Ataç gibi çok önemli ustaları olsa da güdük kalmış bir tür. Öte yandan bu, sıkı denemelerin yazılmadığı anlamına gelmesin. Az önce bahsettiğim isimler, türün bir anlamda geleneğini oluşturan ve temellerini atanlardı. İşbu temel üzerine de çağdaş yazarlar gerekli katkıyı sundu. Fakat mesele okunurluk boyutunda ele alındığında deneme başat türlerin birkaç adım gerisinde kaldı. Bu biraz da deneme okumayı bilmekle ilgili bir durum. Deneme de şiir gibi bu bağlamda aslında. Türü okumayı öğrendikçe ona karşı heves artar. Nasıl ki şiirin içindeki sesleri duymaya başladığımızda daha çok şiir okuruz. Ya da klasik müziğin birbirinden farklı üsluplarını, onları dinledikçe kavrarız... Deneme de böyle. Okundukça, kendisine doğru daha çok kapı aralamayı başaran bir türdür deneme.
Ömer Erdem’in denemelerinde ise okuru daha baştan saran bir yan var. Şairin 11 şiir kitabının yanına koyduğu bir kitap olan ‘Yakınlıklar’da, yazı dünyasının izleklerine ve yazı ile kurduğu ilişkiye yeni parantezler açıyor Erdem. Şiiri de içinde taşıyan bir kalem olarak Erdem denemelerinde sesin, üslubun, Türkçenin sakin köşelerine doğru çekiyor okuru. Elbette bir düzyazı ürünü denemeler okuyoruz ‘Yakınlıklar’da ama şiirin de içinden geçtiği bir dünya bu ve Ömer Erdem, bu dünyanın şehirlerini yakından tanıyor. Yazı evrenine tuttuğu aynanın yansımalarını kendi sesini renklendiren bir üslupla okurlara taşıyor.
Bencil de bir türdür aynı zamanda deneme. Yanlış anlaşılmasın, deneme yazarları fazlasıyla paylaşımcıdır. Belki de yazarların, okurlarına karşı en çıplak kaldığı türdür deneme. Buradaki bencillik, yazarın ‘ben’ dili üzerinden ve kendi dünyasından ses verme arayışıdır. Kendi baktıklarını, kendi gördüklerini, kendi duyduklarını, kendi yazdıklarını dert edinir denemeci. Başkasından bahsetse bile denemede en çok kendidir yazar. ’Ara Güler’in Allah’ı’ diye bir başlık atarken örnekse Ömer Erdem bir denemesine, şiirindeki o imgesel dünyadan sıyrılıp okuruyla ve Ara Güler’le göz hizasına iner. O göz hizasından kalemine gelenlere ses olur kelimeleri. Fakat bunu yaparken yine şair bakışıdır onunki. Şiir dili bir kenarda beklemekle birlikte, o hissiyatı artık baktığı yerdedir. Bu anlamda herkesin baktığı ama pek çoklarının görmediği bir dünya aynı zamanda ‘Yakınlıklar’da karşımıza çıkan. Böylelikle meydana gelen ise edebiyatın, insanların, yazının, şehrin, evlerin, mevsimlerin bir şair bakışından süzülmüş yeni evreni oluyor.
“Kendimi yazıya borçluyum” diye açılıyor kitap.
Bu ilk cümle. Son cümleye kadar da bu borcun güzelliklerinden bahsedip duruyor aslında Ömer Erdem. Yazıya borçlu bir şairin dünyası da sayfa sayfa aralanmış oluyor böylece. ‘Yakınlıklar’ın zihin açan dünyasında bir şairle buluşmak için kendinize vakit ayırmakta yarar var.
YAKINLIKLAR
Ömer Erdem
İthaki Yayınları, 2023
136 sayfa.