‘Sahnedeki atışmalarımızdan yeni müzikler çıkıyor’

Güncelleme Tarihi:

‘Sahnedeki atışmalarımızdan yeni müzikler çıkıyor’
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2019 16:11

İskandinav caz müziğinde etkisi büyük üç müzisyenden oluşan RYMDEN, 6 Temmuz’da 26. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu. ‘İskandinav süpergrup’ olarak anılan RYMDEN’in fikir babası Bugge Wesseltoft 'Sahnede daha çok doğaçlama çalışıyoruz ve sahnedeki karşılıklı atışmalarımızdan yeni müzikler çıkıyor' diyor.

Haberin Devamı

İsveççede kelime anlamı ‘uzay’ demek olan RYMDEN grubunun müziği, üç unsur üzerine kurulu: Melankoli ve atmosferik müzik, dramatik ritmler ve ustaca çalınan ileri seviyeli caz... Bugge Wesseltoft (piyano, klavye), Dan Berglund (bas) ve Magnus Öström’den (davul) oluşan üçlü, ilk albümleri ‘Reflections and Odysseys’i bu senenin başında yayımladı. Seslendirdikleri parçalarda modern caz, Bach, film müzikleri ve rock müzik tınılarının açıkça duyulduğu, ‘İskandinav süpergrup’ olarak anılan RYMDEN’in fikir babası Bugge Wesseltoft, sorularımızı yanıtladı.

RYMDEN nasıl kuruldu?
Benim fikrimdi... Yıllardır bir piyano üçlüsü kurmayı hayal ediyordum. Hiçbir zaman düzgün standart bir piyano üçlüsü formatında çalmadım. Piyano trio aslında caz için son derece önemli bir format ve ben kendi versiyonumda bir üçlü formatı yaratmak istedim. Dan’i (Berglund), Henrik Schwarz’la beraber çaldığı Trialogue’dan tanıyordum. Magnus’un (Öström) kendi grubunu birkaç sene önce dinlemiştim, e. s. t.’yi de çok iyi biliyordum. Her ikisinin de bunu denemek istemiş olmasından çok mutluyum!

Haberin Devamı

RYMDEN projesini nasıl tanımlarsınız?
RYMDEN ortak bir proje. Hepimiz besteler, fikirler getirip birlikte çalışıyoruz. İlk hayalim, 2019’da progresif rock, ambiyans müziği ve 70’ler caz rock’ını karıştırıp yeni bir sese sahip bir piyano üçlüsü olmaktı. Hem Dan hem Magnus rock kökenli, sonra caza geçmiş müzisyenlerdi ve bütün fikirler bir arada kulağıma çok iyi geldi.

Yaratıcı süreciniz nasıl, üçünüz birlikte nasıl çalışıyorsunuz?
İki yıl önce Bergen’de konserim vardı ve bunun için Stockholm’e gittim. Hepimiz ortaya çeşitli fikirler koyduk ve iki günlük bir provada ilk albümümüzün birçok parçasını oluşturduk: ‘Reflections and Odysseys’. Daha çok doğaçlama çalışıyoruz ve sahnedeki karşılıklı atışmalarımızdan yeni müzikler çıkıyor.

‘Reflections and Odysseys’ kendi hayat yolculuğunuzu yansıtıyor mu?
RYMDEN’in İsveççe’de anlamı uzay. Bizim hem iç hem dış uzayı düşündüğümüzü hissediyorum, bir konser salonu da ortak alan oluyor. Bu yüzden, sorunun cevabı evet. Bugün dünyada müziğin rolünü ve neler olabileceğini ifade edişimizi yansıtıyor. Birçok yeni başlayan için geçerlidir, albüme girmesi için çeşitli fikirler ortaya dökülür. Bizim de ilk albümümüz için geçerli bu. Albüm, biz sadece üç konserde çaldıktan sonra, stüdyoda canlı kaydedildi. Müziğimizi zaten, canlı performanslarımızdan yola çıkarak daha kişisel bir yöne doğru geliştiriyoruz.

Haberin Devamı

Albümde favori parçanız var mı?
Albümden genel olarak çok memnunum ve sanırım en çok Dan’in ve Magnus’un parçalarını seslendirmeyi seviyorum! ‘Pitter-Patter’, ‘Lugubrious Youth of Lucky Luke’ ve ‘Bergen’.

İstanbul’daki konser programı nasıl, doğaçlama mı?
Doğaçlama, birkaç yeni parça, genel anlamda albümde olduğunda biraz daha tuhaf, ‘trippy’... Dünyada en sevdiğimiz şehirlerden biri olan İstanbul’a tekrar gelmeye sabırsızlanıyoruz!

RYMDEN, 6 Temmuz saat 21.15’te Beykoz Kundura’da. Öncesinde Barış Demirel - ‘Barıştık mı’ (19.00) ve Turgut Alp Bekoğlu Love Jazz Quartet (20.00), sonrasında Nubiyan Twist (22.30) sahnede olacak.

BAKMADAN GEÇME!