SadeliÄŸin büyüsüne övgü

Güncelleme Tarihi:

Sadeliğin büyüsüne övgü
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 25, 2019 17:46

Elif Türkölmez’in son kitabı ‘Her Şey Geçer’, telaşla akıp giden hayatın içinde güzel yemeklerin, tatlı melodilerin, iyi bir sohbetin, kahkahanın, deliksiz uykunun değerini hiç olmadığı kadar özünden anlayacağınız huzur ve ilham dolu bir vaha.

Haberin Devamı

Elif’in dünyası, bir yaz akşamı bahçede uyuyakalmışken üstünüze şefkatle örtülen ince bir pikeye benzer. Sanki masada mırıl mırıl konuşmalar devam ediyor, uykusuz kediler sokaktan geçiyor, bir yerde tatlı bir şarkı çalıyordur. Hayat en kendiliğinden, bildiği kadarıyla akıp giderken onun cümleleri sadeliğin pür coşkusunu kutlar.
Elif Türkölmez bir gün edebiyat tarihinde biricikliğiyle yıldızlaşacak bir yazar.
‘Her Şey Geçer’, ilk öykü kitabı ‘Anne Kız Harikasın’dan sonra ikinci kitabı. ‘Sefertasimoda’ adlı Instagram hesabındaki yazıların derlemesi.
Böyle bir şey yapmasını uzun zamandır heyecanla bekleyen okurlarına/takipçilerine de en güzel hediyesi. Çünkü ‘sefertasimoda’ yazıları, bir süredir hızlı tüketilen fotoğraf altlıklarından çok, dünyaya bambaşka pencerelerden bakmaya niyet ettiren, akıl, gönül açan bir ilham kaynağı.
İçinde nefis vegan tarifler, içli şarkılar, cesur kitaplar ve Doğu/Batı’nın uyumla harmanladığı hayat felsefeleri gizli.
Elif akıl almaz bir tutkuyla, âşık olduğuna uyurken bile gözleri dolarak bakar gibi bütün canlıları şefkatle sarmalıyor. Dünyanın müthiş bir enerjiyle dönüp durmasını, yaşamayı, hep birlikte yaşayabiliyor olmanın değerini sanki hepimizden iyi anlıyor.
‘Olması gerektiği gibi olmayan’ şeyleri, yamuk yumuk zeytinleri, kirli martıları, topal kedileri, kederli yaşlı teyzeleri, yazlıkçıların çekilip gittiği sonbahar plajlarını, yabani otları pofuduk ekmeklerin arasına koymayı bütün ruhuyla, teker teker öperek seviyor.

SADELİĞİN KIYMETİNİ HATIRLAMAK
Bir yandan küçükken en büyük hayat dersini maç sonrası kameralara konuşan Christoph Daum’dan aldığı anla, Bugs Bunny gibi tepesi yeşil havuçları dişlemeyi hayal eden çocukluğumuz birleşiyor. Bazen bir Ayşen Gruda filminden ‘simit tablasından yere dökülmüş yanık susamlarla dolu dünyada ideallerimizden uzak olmayı’ konuşurken buluyoruz kendimizi. Bazen de küresel gıda endüstrisindeki çarpıklıklarla, canlılara eziyet etmenin vicdan azabıyla yüzleşiyoruz. Bazı cümleleriyle dayak yer gibi, böğrümüzde bir sancıyla kalıveriyoruz. Ama sonra mesela, müthiş bir yaz akşamında, odun ateşinin kıyısında bir sofrada ya da sahilde yanımızda içi mücevher kutusu gibi üzümlü, fıstıklı biber dolma yerken, bulutlara, dalgalara, tuzlu suya, lavanta kokusuna hayran olmaktan başka hiçbir şeye ihtiyacımız yokmuş hissine kapılıyoruz.
‘Her Şey Geçer’ hiç durmadan savrula savrula, bazen kırıta kırıta akan hayatın içinde hiçbir şeyi esir etmeden, özgür bırakıp, güzelce vedalaşmanın değerini anlatıyor. İstiflememeyi, kinlenmemeyi öğütlüyor. Sadeliğin, durup bir nefes almanın ne kolay unutulan bir şey olduğunu şaşkınlıkla hatırlatıyor.
Babaannesinin küflenen reçelleriyle dolu dolabından, market tezgâhlarında çürüyüp atılan, israf edilen gıdaya giden, ‘Az nedir? Çok nasıl bir şeydir’i tartışıyor. Zaman zaman da ‘kendimizi sevdirmeye çalışmak’ için yaptığımız saçmalıkları sorguluyor.
Kınalıada’dan Kadıköy’e, oradan İzmir pazarlarına, serin avlulara, sahillere, cıvıl cıvıl parklara giderken bu güzelim gezegenin üstünde bir toz zerreciği gibi kalsak da her küçük keşfimizle, gözümüzün değdiği her şanslı tesadüfle ne kadar kıymetli olduğumuzu hissettiriyor.
Bunu mütemadiyen, hiç durmadan şahane bir dille, şahsına münhasır bir melodiyle yapıyor. Adayı ‘fırdolayı’ dönmesine ya da bir sefer de ‘böyleli olsun’ dediği tatlı diline hayran kalıyor, o pişirdiği nefis yemeklerin kokusu burnunuzu sızlatır gibi cilveli cümlelerini yutmak istiyorsunuz.
‘Her Şey Geçer’ son zamanlarda elinize alabileceğiniz en hayat değiştirici, sadeliği içinde vahşice sarsıcı bir anlatı.
Günlerinizin içinden Elif’in güzel gözleriyle akıp gitmek için ağır ağır, bitmesine kıyamadığınız dondurmaları eritir gibi okuyun.

HER ÅžEY GEÇERÂ

Sadeliğin büyüsüne övgü

Elif Türkölmez
Çınar Yayınları, 2019
232 sayfa, 20 TL.

BAKMADAN GEÇME!