Sabahattin Ali’nin şiiri

Güncelleme Tarihi:

Sabahattin Ali’nin şiiri
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2018 11:27

Sabahattin Ali’nin şiirleri Ahmet Kaya’dan Zülfi Livaneli ve Sezen Aksu’ya birçok gözde sanatçı tarafından bestelenip seslendirilmiştir. Türk şiir ortamı fark etmemiştir ama şiiri tekrar geri dönmektedir. Bu durum, onun, romancılığına ilişkin kamusal ilginin ortaya çıkmasından önceki evreye tekabül eder.

Haberin Devamı

Sabahattin Ali’nin şairliği, sözgelimi Aziz Nesin’in şairliğinden çok, Tanpınar ile Sait Faik’in şairliğine benzer; ama daha çok Tanpınar’ın şairliğine. Her ikisinde de şairlik, yaratıcılığın başlangıcı olarak başlangıçta vücuda gelir. Bu başlangıç, her iki şair ve/veya yazarda da ontik/varlıksal bir sadakatle korunmuş görünmektedir.
Sabahattin Ali’nin şairliğini, Yaşar Kemal’le de kıyaslayabiliriz. Yaşar Kemal’de şairlik, denenmiş ve denendiği yerde bırakılmış gibidir. Şairliğin belirgin bir özelliği olan, sıkı ısrarlılık burada mevcut değildir. Şiirleri, yazarlığın doruğunda kitaplaşır ama başlangıçta bir şair olarak dünyada varolmak atılımıyla değil.
Bu şiir hakkında, bir kuşku biçimi de yaygındır; modern Türk şiirinin, daha sonraki gelişimine ilişkin bilinçten beslenen bir kuşku biçimi. Şairin, kendi şiirine ilişkin kanaatlerini dile getirmek bunlardan biri. Oysa bir şairin kendi şiiri hakkındaki sözleri, şiirin tinsel evrenine ilişkin içerden dile getirilmiş bir şifre değil, bir yorumdur; herhangi yorumlardan bir yorum.
Şiirlerini, henüz 19 yaşında iken Orhan Şaik Gökyay (Çağlayan), Halit Fahri Ozansoy, Orhan Seyfi Orhon, Mehmet Emin Erişiğil gibi dönemin önemli yazar ve şairlerinin yönettiği dergilerde yayımlamaya başlar.
Dönem, Hece şiirinin poetik hegemonyasının olduğu bir dönemdir. Ama, Hece şiiri, Cumhuriyet koşullarının değil, Cumhuriyet öncesinin bir projesidir. Cahit Külebi, Orhan Veli, Enver Gökçe, Ahmed Arif gibi şairlerin sesinde ortaya çıkan, halk şiirinin biçeminden değil ama sesindeki tinsellikten vücut bulan yeni ortak bir ses vardır. Sabahattin Ali’nin şiirini, sözünü ettiğim bu yeni sesin habercisi olarak görmek gerek.
Sabahattin Ali, ilk şiir kitabı olan ‘Dağ Şiirleri’ni, 1932 yılında, Konya’da yayımlar. 10 şiirden oluşmaktadır bu kitap. 1934 yılında ise aslında ikinci şiir kitap statüsünde yer alan ‘Dağlar ve Rüzgâr’ı çıkarır. ‘Dağ Şiirleri’ndeki 10 şiire, 18 şiirin eklenerek oluşturulduğu bir kitaptır bu. ‘Dağlar ve Rüzgâr’, 1943 yılında bir kez daha basılır. Sabahattin Ali, ikinci baskıya yeni bir şiir eklememiş. Bu durum, şairin, kitabı konusundaki tasarımını ve bu tasarımı bozmamak konusundaki kararlılığını gösterir. Bu, şair hayattayken yapılan son baskıdır. Araya yasaklı yıllar ve folklorun baskı altına alındığı uzun bir poetik modernizasyon dönemi girecektir.
Sabahattin Ali’nin şiirleri, Kerem Güney, Edip Akbayram, Sadık Gürbüz, Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Fuat Saka, Ali Kocatepe başta olmak üzere birçok gözde sanatçı tarafından bestelenip seslendirilmiştir. Türk şiir ortamı fark etmemiştir ama şiiri, tekrar geri dönmektedir. Bu durum, onun, romancılığına ilişkin kamusal ilginin ortaya çıkmasından önceki evreye tekabül eder.
Tam da aynı günlerde, poetik modernizasyondan gelen bir şairin, Ülkü Tamer’in, halk şiirine yönelmiş olması, bu biçime ilişkin örnekler vermiş olması, bastırılmış olanın geri tepmesinden başka bir şey değildir.
Bu şiirin kesintiye uğramasına gelince... Burada, şiirin sona erişinden değil, orada bırakılışından söz edebilir. Kesinti, poetik ölümün sonucu değil, siyasal karakterli alicengiz oyununun sonucudur. Dergilerde bıraktığı, ‘Benim Aşkım’ ile ‘Ruhumun Dalgaları’ şiirleri, sözünü ettiğim bu durumun mührünü oluşturur.

Haberin Devamı

Sabahattin Ali’nin şiiri

BÜTÜN ŞİİRLERİ - Sabahattin Ali
Hazırlayan: Atilla Özkırımlı
Yapı Kredi Yayınları, 2018
161 sayfa, 12 TL.

BAKMADAN GEÇME!