Güncelleme Tarihi:
1835’te edebiyat eleştirmeni Belinski, Gogol’u “Rus edebiyatının göklerinde yükselen bir yıldız” olarak selamlar. Gogol’un eserleriyle birlikte Rusya’da görkemli romantik üslupla yazılmış trajedi, yerini trajikomik gerçeklik ve toplumsal taşlamaya bırakır. Gogol’un eserleri, kendinden sonra gelen hemen tüm Rus yazarları etkiler. Dostoyevski, Gogol’un o ünlü eserine gönderme yaparak “Hepimiz Gogol’un ‘Palto’sundan çıktık” bile der. Yüzlerce yıldır Rusya topraklarında anlatılan masalları dinleyerek edebiyatla tanışan Rus çocuklarının hepsi yazılı edebiyatta eser vermese de sınırsız hayal güçleriyle yazanlar ‘Palto’ya girmek için sıraya girmeye başlar aslında. Halkbilim uzmanı Aleksandr Afanasyev da bunlardan biri.
Afanasyev, 1855-1864 yılları arasında kadim Rus masallarının kayıt altına alınması çalışmasını yürütür. Rusya toprakları üzerinde anlatılan 600’den fazla masalı toplayıp yayımlar. Afanasyev, zor bir yaşamı sürdürmek zorunda kalsa da halkının kültürüne duyduğu saygı yüzünden çalışmalarından taviz vermez. Afanasyev’in topladığı masallardan 10’u ilk kez Türkçeye çevrilerek ‘Rus Halk Masalları 1’ adıyla Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. Irina Adam Erkılıç’ın birbirinden renkli illüstrasyonlarının eşlik ettiği kitabın ikincisi de yakında raflarda olacak.
Aleksandr Afanasyev, Grimm Kardeşler Alman halkı için neyse, Ruslar için aynı anlamı taşıyor. Ama Afanasyev halkının hikâyelerini toplarken, Grimm Kardeşler’den büyük bir fark yaratıyordu o yıllarda. Grimm Kardeşler topladıkları masallar üzerinde radikal değişiklikler yaparak kâğıda geçirirken Afanasyev, aynı masalın farklı varyasyonlarını kitabına koyuyor ama her masalın halk arasında anlatıldığı şekline kesinlikle bağlı kalıyordu. Dünyadaki diğer örnekleri gibi ‘Evvel zaman içinde’, ‘Bilinmeyen memleketlerin birinde’ diye başlayan Rus masalları ‘dinleyci’yi insan uygarlığının başlangıcının ötesine -genelde ‘28. Krallık’- çarların, mujiklerin, konuşan vahşi hayvanların diyarına götürüyor. Bu masallarda bahsedilen çarlar da zengin ve kudretli oluyor ancak fakir bir çobandan ya da vahşi bir hayvandan daha akıllı davranışlar sergilemiyor. Rus masallarında da sayısız mucize anlatılsa da bunlar mucize olarak sunulmuyor. Çünkü bir masalda imkânsız en mümkün olandır. Ama gerçek dünyada Afanasyev için böyle olmaz.
Afanasyev’in yaşadığı çağın yönetimi, başta masal olmak üzere pek çok halk edebiyatı örneğini görmezlikten gelmeye ve yasaklamaya çalışır. Zira masalda iyi çarların yanı sıra halkı soyan, onu ezen kötü çarlar da vardır. Aslında masal, ne bir yönetimi ne de bir kişiyi memnun etme amacındadır. Masal yaşamda iyinin ve kötünün yan yana yer aldığını gösterir. Masaldaki ‘gerçeklik’ toplumun durağan kalmasını ve kendi hiyerarşik sisteminin korunmasını isteyen ‘Çar’ için kabul edilemez.
Yasaklamalara ve sansüre uğrasa da cesur araştırmacı, biliminsanı Afanasyev masal derlemek ve yayınlamaktan hiç geri durmaz. O çalışmalarının Rus kültür tarihinde taşıdığı öneme karşın, yoksulluk içinde yaşamını sürdürmeye çalışır. Karnını doyurmak için kütüphanesini bile satmak zorunda kalır. Yani 1871 yılında veremden ölen Afanasyev’in masalında kötüler galip gelir.
Doğrudan doğruya insanlarının öz benliğinden fışkıran, kökleri onların gerçeklerine dayanan, öz topraklarından bulup çıkardığı ahlak
güzelliğine sahip tipleri ilk yaratan yazar-şair Puşkin ile birlikte ‘Rus ruhu’nu en iyi yansıtan kişi olarak anılıyor Afanasyev. Onun çalışmaları sayesinde 156 yıl sonra bize ulaşan bu değerli hazineyi çocuklarınıza okumanızı öneririm.