Ressam dostlarım bir sergide buluşsa...

Güncelleme Tarihi:

Ressam dostlarım bir sergide buluşsa...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2018 16:19

Artık aramızda olmayan sanatçı dostlarımı hatırlarım zaman zaman. Beraber geçirdiğim güzel günleri yâd ederim. Acaba onların eserlerinden ortak bir sergi yapılamaz mı diye düşünürüm.

Haberin Devamı

Aramızdan ayrılan, tanıdığım ressamlar için bir ortak sergi açılabilir mi diye kendime sorarım zaman zaman. Sanırım onların tek başına bir sergiyi oluşturacak eseri yoktur. Açılan pek çok toplu sergide de resimlerine rastlamadım. Girişimde bulunulsa, koleksiyonlardaki resimler toplansa, bir sergiyle onları anmış oluruz.

Yaşarken bazıları başka işlerden geçimlerini sağladığı için resme çok vakit ayıramamışlardı.
İki kişi bu adların başında gelir. Resim tarihindeki yerlerini belirlemek için de böyle bir sergi açılmalı. Yeni kuşaklara da onları tanıtmalı.
Agop Arad, Cumhuriyet gazetesinde portre çizer, illüstrasyonlar yapardı. “Canikom” diye seslenişi hâlâ kulaklarımda çınlar.

Birkaç tablosu da gazetede duvarlara asılıydı. Hâlâ duruyor mu bilmiyorum. Tatlı dilli, dost canlısı biriydi, onunla toplu yemeklerde buluşurduk. Tarabya’da evinin altındaki bir lokantada zaman zaman dost meclisleri kurulurdu.
Masada Nadir Nadi, Melih Cevdet Anday, Oktay Akbal bulunurdu. Bu kadro bazen de Kumkapı’ya giderdi. Elif Naci unutamadığım bir diğer sanatçı dostumdu. Hem Topkapı Sarayı Müzesi’nde hem de Cumhuriyet gazetesi arşivinde çalışırdı.

Haberin Devamı

Onun da Elif imzalı resimlerini Cumhuriyet’in duvarlarında görürdüm. Birkaç sergisine gitmiştim ama bunlar büyük çapta değillerdi. Sohbeti tatlıydı, giyimine özen gösterirdi. Kuşaktaşından biri öldüğünde çok üzülür, hâlâ yaşadığı için de sevinirdi.
Cağaloğlu’nda bir mekânda sergi açmıştı. Ona gitmiştim. Anadolu Yakası’ndaki evine de resimlerini görmeye gitmiştim.
Benim ressamlarımdan bir diğeri, Nedim Günsür’ün de bazı resimleri belleğime nakşolmuştur. ‘Bayram Yeri’ unutulacak resimlerden değildir. Onun resimlerine baktığımda yaşama sevinci kaplar içimi.
Onun da evine Selim İleri ile beraber giderdik. Oğlu Mehmet Günsür de hem yazar hem de ressamdı. Genç yaşında aramızdan ayrıldı.
Ev ziyaretlerinde eşi bizi ağırlardı. Yakın dostu Neşet Günal’la olan anılarını zevkle dinlerdik. Beraber katıldıkları toplantıları, eve dönüşleri bir öykü tadındaydı.
Mahmut Cuda’yı da sık sık ziyaret ederdim. Haliç’e bakan evinde resim çalışmalarını izler, natürmortlarına hayran hayran bakardım.
Cuda, resim konuşmaları bittikten sonra bağlamasını eline alır çalardı. Hoşumuza giden, müziğin sesine gelen kuşun balkon demirlerinde onu dinlemesiydi.
Fahir Aksoy’un da Hürriyet’te bir tablosu var.
Böyle bir sergi düzenlense -elbet benim tanışmadığım başka adlar da vardır- bir de katalog yapılsa ziyaretçi bulur kanısındayım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!