Güncelleme Tarihi:
Dönüp dolaşıp sevgi ve hayranlıkla dokunuyorum onlara. On sekiz kitap oldular. 18 cilt. Bir bahar salkımı, bir umut ve Türkçe şenliği gibiler. Tuncay Birkan’ın olağanüstü emeği ve İnkılap Yayınevi’nin ısrarlı ve kararlı sahiplenmesiyle şimdilik tamamlandılar. Şimdilik diyorum çünkü Refik Halid’in özellikle Suriye dönemi ve orada yazdıkları tam anlamıyla açığa kavuşmuş değil. Bazen de iç geçirip üzülüyorum, o ‘Suriye mantığı’nın, din bağnazları, ırkçı ve totaliter faşistler yanında emperyal paletler tarafından ezilip geçilmesi az acı değil. Hatta sırf bu yüzden eğer yakılıp kül olmadıysa sırf Refik Halid’in peşine düşmek bile özellikli bir hedef Suriye’de.
Yaklaşık otuz yıla yayılan bir dönemden toplanmış yazılar bize bir Refik Halid evreni de getirir. O evrene Türkçe’nin duyuş ve ifade incelikleri, İstanbul’un gelmiş ve geçmişi, yeme içme, günlük yaşama kültürü yanında insan hayalleri, yokluğun, savaşın, yıkımın, mevsimlerin ve dünyanın gidişatı dahildir. Elbette bu kadar değil. Refik Halid bir sinegöz olarak hayatımızın bir nevi belgeselini çeker. Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan serinin son üç kitabından birinin ismi ‘Elli Yıl Önceki’ başlığıyla sunuluyor bize. Yarım asırda bir ülke nasıl evren değiştirir ve bu evren hayatın hangi yıkım renkleri ve sesleriyle doludur içerden hissederiz. Bir nostalji yazarı değildir Karay. Gerçek denilen kavram bir yazarın dünyasında ne denli açılıma kavuşmuşsa onu buluruz.
Su, hamam, banyo tenimizden değil ruhumuzdan nasıl değişe değişe geçmiştir işte onu verir bütün gerçekliğiyle Refik Halid. İstanbullu için simidin ‘mevkii’nden bahseden de odur, ‘Bir Sesin Hatırası’ başlığı ile davul denilen tarihi metaforu ölümsüz yorumlarıyla geleceğe bağlayan da o. “İmparatorluk davul sesiyle kurulmuş, davul sesiyle dağılmıştır.” Az şey midir şimdi bu yorum. “Davul sesi, birlik sesidir, tarihimizin sesidir.” Şimdi buradan okura düşen, Refik Halid’in sesine kulak vermek ve ondaki kurucu birliği yakalamaktır.
‘Taklitten Adete Gündelik Hayat’ ve ‘Atatürk’e Eğilen Bir Sürgün’ serinin diğer ciltleri. Ahmed Mithad Efendi’den hiç geri kalmayan günlük dikkati ve nazik nizamcılığı ve yol göstericiliğle Refik Halid, Sünnet Ayları ve Sünnet Düğününden, Eski ve Yeni Mezar Taşlarına, Kitap Okuma Terbiyesi yanında, Faziletsiz Zengine hasılı dünyanın bütün işleriyle alakalıdır. O yazının ve meselenin zarif bağlamını mutlaka bulur, konuyu kendi üslubunun mermeri yapar.
‘Atatürk’e Eğilen Bir Sürgün’ başlığındaki ‘eğilmek’ kelimesine yüklenen göz kırpışın eşliğinde, Sürgün ve geri dönüş mitini hayatın pratiğinde eriten bir yazarla karşılaşırız. Övdüğü zaman başarısızdır nedense Refik Halid. Gönlü tam düşmez belki bu uğurda yazıya. Ancak, ‘Has Ekmek ile Has Siyaset’ bağlantısını kurarken ekmek kadar temizdir, yazıda olduğu gibi, kendi evrenine dönmüştür.
REFİK HALİD KARAY
MEMLEKET YAZILARI 15, 16, 18.
Haz: Tuncay Birkan.
İnkılap Yayınevi, 2017
Sırasıyla 128, 800, 424 sayfa
Sırasıyla 12, 40, 29 TL.