Güncelleme Tarihi:
Neredeyse bütün ortaçağ sanatçılarının acelesi vardır. Ölüm az ötede onları beklemekte, sanki başka bir âleme taşımaya hazırlanmaktadır. Raffaello’nun 43 yıl yaşadığını okuduğunuzda ister istemez böyle düşünürsünüz. Yaklaşık 500 yıldır hiç ölmeyen ve değerinden hiçbir şey yitirmeyen bir sanatçıdır sonunda o. Çağdaşları, her biri birbirinden büyük
Michelangelo ve Leonardo da Vinci’den pek çok şey öğrenen Raffaello sanat tarihçileri tarafından ikisinden de üstün görülüyor bugün. Üslup ile ilişkilendirilen bu üstünlük bir yandan sanatın ayırıcı vasfını imlerken Raffaello’nun karakterini de içerir.
Giovanni Santi isminde bir ressamın oğlu olan Raffaello daha başlangıçta sanat ortamının içine doğar. Ömrünün son yedi yılında Roma sanat camiasına hükmeden sanatçı ‘klasik görkem ve ahengin vücut bulmuş hali’ olarak nitelenir. Çağının pek çok sanatçısında olduğu gibi sipariş üzerine çalışan Raffaello’nun ayrışan tarafı ‘başkalarının fikirlerini kendi yenilikçi üslubu ile birleştirmesidir.’ Bu bağlamda, sanatının ilk yıllarında Urbino şehrinde isim yaparken sonrasında Roma’ya varması sürpriz olmayacaktır. Borgia ailesinin sanatı desteklediği bu şehir sanki Raffaello’yu geleceğe hazırlamıştır.
Susie Hodge, Raffaello’dan seçtiği 500 yapıt ile bize hem onun biyografisini hem de eserlerindeki dönüşümleri sunuyor. “Konularını kendi seçerek ve kendi keyfince resim yapmayan sanatçı, aldığı siparişleri tamamen kendi yorum ve kompozisyonuna indirgeyerek” öne çıkıyor. Matbaanın icadı, Amerika’nın keşfi yanında İtalyan soyluları ve zengin tüccarlarının bir aradalığı gelen siparişlerin niteliğini de belirliyor. Adeta, Avrupa, Rönesans ile birlikte zihinsel olarak gelişirken ekonomik olarak da ayağa kalkıyor. Bu bağlamda, kültürel ve ekonomik gelişme ile sanat arasındaki etkileşime vurgu yapıyor Susie Hodge.
Özellikle Floransa’ya gelişiyle büyük sıçrama yaptığı görülüyor Raffaello’nun. Çünkü burada Michelangelo ve Leonardo da Vinci ile karşılaşıyor. O zamana kadar gördüğü tüm eserler kontrollüdür çünkü siparişi veren kişinin otoritesini pekiştirmektedir. Floransa’da gördükleri ise Leonardo da Vinci’ninkiler başta olmak üzere, cüretkâr, heyecan verici ve bambaşkadır.” İşte bundan sonradır ki, Meryem ile İsa’nın resmedilmesinden Melek ve Azizlerin yorumlanmasına, Atina Okulu tasavvurundan Vatikan fresklerinin çizimine değin bambaşka bir Raffaello doğmuştur.
Kitapta galeri başlığı altında sunulan bölümde, Raffaello tekniği yanında çalışma yöntemini, hareket ve tutkunun dile gelişini, renk ve ışık geçişkenliklerini, duvar halıları ve portreleri ve sonuçta onun sanatının incelik ve görkemini ayrıntıyla takip edebiliyoruz. Böyle sanatçılar, isimlerinin önlerine ve sonlarına bir sıfatı da kabul etmezler. Çünkü tek ve biricik oldukları için ışıkları ve isimleri kendilerini tanımlamak için yeterlidir. 500 seçilmiş sanat eseri arasından sadece Raffaello’yu değil renk, ışık, çizgi, hayal ve zihniyet iklimini de düşünmek için değerli bir imkân ‘Raffaello’.
RAFFAELLO
500 GÖRSEL EŞLİĞİNDE
YAŞAMI VE ESERLERİ
Susie Hodge
Çeviren: Selin Dingiloğlu
İş Kültür Yayınları, 2020
260 sayfa, 120 TL.