HÜSEYİN KIYAK*
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2019 17:17
Cumhuriyet tarihinin en önemli müzisyenlerinden Zeki Müren’in, 50’lerde temiz üslupla okuduğu radyo kayıtlarını çok az kişi bilir. Doğan Hızlan tarafından hazırlanan ‘Bir Zamanlar’ başlıklı albüm, Zeki Müren’in bilinenden başka bir dönemini, en önemli sazendelerin refakatinde okuduğu ve Türkiye’de isminin ilk kez duyulmaya başladığı radyo yıllarını dinleyicilere sunuyor.
Zeki Müren Türkiye’nin yalnızca müzik hayatında değil, sosyal ve siyasal hayatında da en önemli figürlerden biridir. Denilebilir ki Cumhuriyet tarihinde taşıdığı farklı, hatta marjinal imajına rağmen hemen her kesim tarafından sevilmiş, takdir görmüş bir başka müzisyen olmamıştır. Türkiye’de en çok konser veren müzisyenlerin başında Zeki Müren gelir. Yılda yüz konser verdiği dönemler olmuştur. Bu yönüyle sosyolojik araştırmaların da konusu olma özelliğini devam ettirmektedir.
KİM BU RADYODAKİ SES?
Zeki Müren’in profesyonel müzik hayatı 1950’de, henüz 19 yaşındayken İstanbul Radyosu’na girişiyle başlar. 186 kişinin girdiği sınavın jürisinde Orhan Veli’nin babası Veli Kanık, Refik Fersan, Fahire Fersan ve yine radyonun önemli isimleri vardır. Yorgo Bacanos da okuyuculara uduyla refakat etmektedir. Jüridekiler Zeki Müren’e kaç şarkı bildiğini sorarlar. Dört bine yakın şarkı bildiğini söyleyen Zeki Müren, jürinin rastgele seçtiği şarkıları okuyarak bunu kanıtlar. İlk canlı neşriyatını ise 1951’de yapar. Yılbaşı günü, yani 1 Ocak 1951’de Perihan Altındağ Sözeri’nin rahatsızlanması üzerine Refik Fersan, Zeki Müren’i arayarak canlı yayın için onu radyoya çağırır. Böylece Zeki Müren de radyoda ilk canlı konserini vermiş olur. Dönemin spikeri Tarık Gürcan “Mazeretine binaen seansına gelemeyen Perihan Altındağ Sözeri yerine Zeki Müren’i dinlediniz” diyerek canlı yayını bitirir. Bu yayından sonra İstanbul Radyosu, az önce okuyan solistin kim olduğunu merak eden dinleyiciler tarafından telefon yağmuruna tutulur. Zeki Müren’e haftada bir canlı yayın yapma hakkı verilir. Zeki Müren’in Türkiye’de duyulması işte ilk olarak bu radyo programıyla olur.
Radyonun ardından 1954’te ‘Beklenen Şarkı’ isimli filmle sinemaya yönelen Zeki Müren, böylelikle daha çok dinleyici kitlesine ulaşmış olur. Radyoda okuduğu 15 yıllık sürede çok önemli saz sanatçılarıyla çalışır. Birlikte çalıştığı sazendeler arasında Hakkı Derman, Sadi Işılay, Şerif İçli, Yorgo Bacanos, İzzettin Ökte, Vecihe Daryal, Ahmet Yatman, Vecdi Seyhun, Şükrü Tunar gibi dönemin en önde gelen isimleri vardır. Zeki Müren’in bu 15 yılı Türk müzik tarihinin de son verimli yıllarıdır.
60’lı yılların ortalarından itibaren sosyal, siyasi ve ekonomik değişimler müziği de etkilemiş, müzisyenlerin çoğu gazinoların ve ticari amaçla sürdürülen plakçılığın etkisiyle piyasa müziğine yönelmişlerdir. Zeki Müren de bu yıllardan itibaren başka bir imajla müzik hayatını devam ettirir. Repertuvarı, okuyuş üslubu değişir. Ve bugün geniş kitleler tarafından tanınan Zeki Müren, işte o piyasa müziğine yönelen, arabeskleşmiş Zeki Müren’dir. Bugün Zeki Müren’in temiz üslupla okuduğu radyo kayıtlarını çok az kişi bilir.
Fotoğraflar, Cengiz Kahraman Arşivi'ndendir.BAŞKA BİR ZEKİ MÜREN50’li yıllardaki radyo kayıtları onun ilk dönemini, piyasa müziğine yönelmeden önceki müzik anlayışını yansıtır. Onun bu döneminin en önemli özelliği üslubu ve repertuvarıdır. Telaffuz, nağmelerin kullanımı, süsleme teknikleri bakımından sonraki Zeki Müren’e nazaran daha sade, daha temiz bir okuyuş vardır. Zeki Müren’in İstanbul Radyosu’nda 1955-63 yılları arasında yaptığı kayıtlar ilk kez 2002 yılında Bülent Aksoy tarafından Kalan Müzik’in ‘Arşiv Serisi’ içinde yayımlanmıştı. Müzikal bakımdan, bilinmeyen bir Zeki Müren portresi ilk kez o zaman daha geniş kitlelerce tanınmış oldu.
Doğan Hızlan tarafından hazırlanan ve Z Müzik etiketiyle piyasaya çıkan ‘
Bir Zamanlar’ başlıklı albüm, Zeki Müren’in yine bilinenden başka bir dönemini, onun profesyonel müzik hayatına başladığı, en önemli sazendelerin refakatinde okuduğu ve Türkiye’de isminin ilk kez duyulmaya başladığı radyo yıllarını dinleyicilere sunuyor. Bu albüm aynı zamanda onun 88’inci doğum gününe de bir armağan özelliği taşıyor.
Batı müziğinde nasıl ki prelüd, sonat, rondo, konçerto, senfoni gibi formlar varsa Türk müziğinde de peşrev, taksim, sirto, kâr, ağır semai, şarkı gibi formlar vardır. Bunların bazıları saz eserleri, bazıları da sözlü eserlerdir. Zeki Müren’in ‘Bir Zamanlar’ başlığını taşıyan albümü de Türk müziğinde sözlü eserlerin en büyüğü sayılan kâr formunun en modern örneklerinden biri olan, Dede Efendi’nin meşhur ‘Kâr-ı Nev’i ile başlıyor. Ardından Küçük Mehmed Ağa’nın ‘Zavil Ağır Semai’si geliyor. Muallim İsmail Hakkı Bey’in ‘Rast Yürük Semai’sinin ardından şarkılara geçiliyor. İkinci CD’nin de ilk eseri Dede Efendi’nin “Yine neşe-i muhabbet dil ü cânım etti şeyda” mısrasıyla başlayan meşhur ‘Hicaz Yürük Semai’si.
Albümde üstte ismi geçen bestekârlardan başka Hacı Faik Bey, Selanikli Ahmed Efendi, Lemi Atlı, Mahmud Celaleddin Paşa, Musa Süreyya Bey, Fehmi Tokay, Nevres Paşa, Nikoğos Ağa, Şekib Memduh Bey, Udi Afet, Sadi Hoşses, Artaki Candan, Mısırlı İbrahim Efendi, Şevki Bey, Kemani Tatyos Efendi ve Faiz Kapancı’nın şarkıları yer alıyor. Ayrıca Zeki Müren’in de dört meşhur şarkısı var. Radyoda hemen her neşriyatının sonuna bir-iki de türkü koyan Zeki Müren bu albümde de altı türküyle sesleniyor. Albümde yer alan eserlerin sıralanmasında makamlar göz önünde bulundurulmuş, böylelikle albüm baştan sona dinlediğinde bir bütünlük arz ediyor ve eser geçişlerinde dinleyicinin kulağı rahatsız olmuyor.
Albümü dinleyince insan kendini, “Zeki Müren o bir zamanlardaki halinde kalsaydı da daha çok eser okusaydı” demekten alamıyor. Bu albüm her müziksever tarafından dinlenmeli ve Zeki Müren’in bu ilk dönemi daha geniş kitleler tarafından fark edilmeli.
ZEKİ MÜREN ‘BİR ZAMANLAR’Hazırlayan: Doğan Hızlan
CD ve LP
32 eser
Z Müzik, 2019
* Araştırmacı müzisyen