Güncelleme Tarihi:
Berlin’in tam kalbinde yer alan bölgeye ‘Müzeler Adası’ (Museumsinsel) ismi verilir. Berlin Katedrali’nin de bulunduğu Spree Nehri üzerindeki bu küçük adacıkta Almanya’nın en önemli müzelerinin bazıları yer alıyor. Bu müzeler kompleksinde bize hiç de yabancı olmayan bir müze var: Pergamonmuseum. Türkçe ismiyle ‘Bergama Müzesi’ dediğimiz bu müzede Bergama’da bulunan Athena Tapınağı’nın yanı sıra bu bölgede gerçekleştirilen kazılarda gün yüzüne çıkan birçok eser sergileniyor. Almanya ve Türkiye arasında hâlâ tartışmalı bir konu olan bu müzeyi gezip gördüğünüzde Pergamon Krallığı’nın başkentini derinlemesine tanıma imkânı elinize geçiyor.
Tüpraş ortaklığında ilk baskısı 2014’te Türkçe-İngilizce yapılan ‘Pergamon: Anadolu’da Hellenistik Bir Başkent’, içeriği büyük ölçüde değiştirilmeden, kaynakçaları güncellenip tasarımı gözden geçirilerek ve bu kez Türkçe yeniden yayımlandı. Felix Pirson ve Andreas Scholl tarafından hazırlanan kitap, Büyük İskender’in ölümünün ardından Philetairos tarafından kurulan ve Anadolu’nun en güçlü krallıklarından biri haline gelen Pergamon Krallığı’nın tarihine, kültürüne ve gelişimine her açıdan yaklaşmayı başarıyor.
Kitapta alanında uzman biliminsanlarının kaleme aldığı 30 akademik makale yer alıyor. ‘Araştırma ve Koruma’, ‘Tarih ve Çerçeve’, ‘Kent Gelişimi, Şehircilik ve Mimari’, ‘İnsanların Yaşam Alanları’ ve ‘Tanrıların Mekânları’ olmak üzere beş ana başlıktan oluşan kitaba makaleleriyle katkıda bulunan biliminsanlarının listesi şöyle: Ursula Kästner, Wolfgang Radt, Martin Bachmann, Barbara Horejs, Hans-Joachim Gehrke, Martin Zimmermann, Thomas Otten, Henning Fahlbusch, Helmut Müller, Torsten Zimmer, Martin Maischberger, Marianne Mathys, Verena Stappmanns, R. Von den Hoff, Ulrike Wulf-Rheidt, Ute Kelp, Soi Agelidis, Holger Schwarzer, Güler Ateş, Volker Kästner, Jürgen W. Riethmüller, Klaus Nohlen, Ulrich Mania ve Ralf Grüssinger.
Kitabın kapağında ise 13 Nisan 1934 tarihinde, bir Bergama ziyareti sırasında, Pergamon Akropolis’ini ziyaret eden Atatürk’ün antik kentte araştırma yapan Alman arkeologlardan kazılar hakkında bilgi aldıktan sonra çektirdiği hatıra fotoğrafı yer alıyor. Atatürk ve beraberindeki ekibin Pergamon Tiyatrosu’nda çektirdiği bu fotoğraf, hem Atatürk’ün tarihe verdiği önemi gösteriyor hem de kitabın yeni bir tasarımla yeniden yayımlanmasının ilhamı oluyor.
Akademik dilin bu denli yoğun kullanıldığı kitaplarda okuyucuyu kitabın içerisinde tutmak zorlaşır. Bu noktada kitabın dilini yumuşatacak bir görsel zenginliğe ihtiyaç duyulur. Viyanalı sanatçı Yadegar Asisi’nin Bergama Müzesi’nde görülebilecek Pergamon - Antik Metropolis Panaroması ile açılan kitap, güçlü görsel altyapısıyla ilk sayfasından son sayfasına kadar ilgi çekici...
‘Pergamon’, “Türkiye topraklarında var olmuş bir krallığa ait, Bergama’da gün yüzüne çıkarılan eserler nasıl oldu da Almanya’da bir müzede kendine yer buldu?” sorusuyla başlayıp Pergamon Krallığı ile ilgili akla gelebilecek her türlü soruya cevap verebilecek kadar geniş bir cevap anahtarına sahip. Bu kitapla birlikte Anadolu’nun -ve tabii bir miktar da Berlin’in- kapıları okuyuculara açılıyor.