Pazar sıkıntısı hikâyeleri

Güncelleme Tarihi:

Pazar sıkıntısı hikâyeleri
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2017 17:14

Türkiye’de öykü denince akla gelen en usta isimlerden biri olan Cemil Kavukçu’nun yeni uzun öyküsü 'Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz’de okur, bir gemi adamı olan Ali Rıza Kaptan’ın anlattığı efsunlu hikâyelerin peşinde yüzüyor.

Haberin Devamı

Cemil Kavukçu ile ilk olarak Notos Yayınları’nın bastığı bir kitabıyla, 'Yalnız Uyuyanlar İçin' ile tanışmıştım. Geç bir kavuşmaydı belki ama demek ki tam da vaktiydi ki, içimde sarsıntılar yaratarak yerini bulmuş, bir daha da oradan kıpırdamamıştı. Öykünün edebiyatta en zevk aldığım tür olmasında, artık Kavukçu’nun da yeri vardı. Sait Faik gibi, Sabahattin Ali, Hulki Aktunç, Nezihe Meriç gibi.
Cemil Kavukçu’nun içki ve sigaraya iyicene düşkün, küfürbaz, tersi pis ama esasında yufka yürekli ve epey saf karakterlerinin nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın, kiminle konuşursa konuşsun yalnızlığından kurtulamıyor olmaları rahatlıkla ucuzlaşabilecek bir temayken, onun kalemiyle derinleşiyordu. Bunu yapmaya çalışırken sevimsizleşen o kadar çok yazar var ki.
Kavukçu bu yüzden, böyle zor bir şeyi layıkıyla becerebildiği için de önemli bir yazardı.
Ama onun asıl başarısı galiba, karakterlerini, sokaktaki gerçek insanın ağzıyla, gerçek insanın derdiyle, gerçek insanın haliyle ortaya koymasında. Onun öykülerindeki en olağanüstü durumda bile bir hakikat payı var. Bu iyi bir şey mi? Belki başka öykücülerin öykülerinde değildir, ama Kavukçu’nun öykülerinde yerli yerinde.
'Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz', Kavukçu’nun son öykü kitabı. Bir uzun öykü bu. Orta yaşını geçmiş, yalnız yaşayan bir adam olan Feridun’un, bir pazar sabahı ağzında acı bir tat, kalbinde sızlayan bir ağrı ve içinde kurumlu bir sıkıntıyla uyanmasıyla başlıyor. Ablasıyla telefon aracılığıyla giriştiği bir münakaşadan sonra kalkıp kendini dışarı atıyor ve daha sekiz dokuz saat önce ayrıldığı birahanenin kapısında bitiveriyor.

Haberin Devamı

PAZAR KASVETİNE MUZİP BİR CEVAP 
Feridun ve birahanenin garsonu Gero’nun kahvaltı ve insanın suratına tükürürcesine pis pis yağan yağmurlu hava durumu üzerine yaptığı kısa bir sohbetten sonra başlıyor asıl hikâye.
İçeri bir adam giriyor. Böyle yerlerin adabını bilen biri belli ki. Sabah sabah bira ısmarlıyor, yanına sahanda yumurta. Ve anlatmaya başlıyor. Gemi adamı Ali Rıza Kaptan, Feridun ve Gero’yu efsunlu hikâyeleriyle adeta esir alıyor. Tabii okuru da. Ama üçümüz için de gönüllü bir esaret bu. Üçüncü kaptan olduğu için geminin seyir defterini yazma görevini de üstlenen Ali Rıza Kaptan, karanlık denizlerde yol alırken sessiz kamarasında yazdığı hikâyelere bu kez, buz gibi bira eşliğinde hayat veriyor, can veriyor, ses veriyor. Öyküleri sesli söylemek öyle coşku verici, dinlemek öyle büyüleyici ki.
Melih Kavukçu’nun çizimlerinin eşlik ettiği bu uzun öykü yazarın diğer pek çok öyküsünün aksine hüzünden ziyade macera vadediyor okura. Bir gemide gidiyoruz, Mahir var, Aşkı Kaptan var, Kamarot Mustafa var, çay bardakları, bol viski, Panama Kanalı, barometre, kaçak yolcular, mide bulantısı, uykusuzluk, fırtına, dalga sesi ve ama hep olduğu gibi en çok yalnızlık var.
Cemil Kavukçu’nun usta kaleminden, Pazar öğleden sonralarının derin kasvetine muzip bir cevap bu öykü.

Haberin Devamı

KİTAPTAN:
Biz de yalnızız. Buraya gelen herkes yalnız. Ne kadar içseler de değişen bir şey olmuyor. Ama kimse bu herifin yaptığını yapmıyor. Annesinin ölümünden girdi, gemiden çıktı. Peki, annesinin öldüğü doğru muydu?”
“Değildi Gero.”
“Şimdi öyle diyorsun ama, baştan sen de inanmıştın.”

Pazar sıkıntısı hikâyeleri
YÜZÜNÜZ KUŞLAR YÜZÜNÜZ
Cemil Kavukçu
Can Yayınları, 2017
104 sayfa, 11.50 TL. 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!