Güncelleme Tarihi:
‘Paris’te Son Tango’nun gerek filminin gerek romanının genç kuşağın belleğinde yeri olduğu kanısında değilim.
Oysa çekildiği dönem filmi her yerde büyük seyirci toplamış, romanı da birçok baskı yapmıştı.
Dünyada kaç baskı yaptığını bilemem ama Türkiye’de romanı üç baskı yapmıştı.
Robert Alley’in yazdığı kitabı dilimize Zeynep Birsel çevirmiş, Altın Kitaplar Yayınevi de yayımlamıştı.
Önce filmi birkaç cümleyle tanıtayım.
Jeanna (Maria Schneider) evlendikten sonra oturmak için Paris’te bir ev arar, beğendiği evde Paul ile (Marlon Brando) karşılaşır. Bir garip çekimle birlikte buluşmaya, aşk yapmaya başlarlar. Bu çatı altında aşklarını, ilişkilerini yaşayacaklar ama dışardaki hayatları konusunda birbirlerini sorgulamayacaklar.
Bernardo Bertolucci filmin hem senaryosunu yazdı hem de yönetti. Filmde tartışılan ve ünlenen kare tecavüz sahnesiydi. Yıllar sonra bu sahne için yönetmen bakın neler dedi: “Tecavüz sahnesini son ana kadar başrol oyuncusuna söylemedik.”
Bu sahne Schneider’i çok etkilemişti. O an gafil avlandığını söylemiş, depresyona girmişti. Genç yaşta öldü.
Gelelim bizim tangomuza...
Genellikle yayınevleri, en çok satan kitaplar ya da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazananların korsan baskılarıyla uğraşır. Bela iştir, dedektif gibi peşine düşmek gerekir. Şimdilerde daha etkili mücadele ediliyor korsan baskılarla ama o dönem öyle değildi. Her yayıncı kendisi sürerdi korsanın izini.
Altın Kitaplar’da ‘Paris’te Son Tango’nun baskısını hazırlarken, kulağımıza bir ihbar geldi.
Muhbir, kitabın Kartal’da bir matbaada korsan olarak basıldığında ısrarcıydı.
Kitabı getiren, bize satan ajans sahipleriyle alelacele Kartal’a gittik. Büyük bir matbaaydı. Kapıdan girdiğimizde tanıdık çıkan matbaacı hayli şaşkındı. Geçerken kendisini ziyaret için uğradığımızı sandı.
Çaktırmadan etrafta korsan baskı araştırması yaparken, matbaanın telefonu çaldı. Beni arıyorlardı. Telefonu elime aldım ve bir şok geçirdim. Çünkü korsan baskı orada değil İstanbul’da yapılıyormuş. Matbaanın sahibinden özür dileyip hemen İstanbul’a hareket ettik. Kitap nerede basılıyormuş biliyor musunuz? Bize kitabı veren ajansın altındaki matbaada...