Paris’in ‘Aziz Ayyaş’ı

Güncelleme Tarihi:

Paris’in ‘Aziz Ayyaş’ı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2022 12:00

Joseph Roth’un ölümünün hemen ardından yayımlanan eseri ‘Aziz Ayyaş Efsanesi’, Paris’te köprü altlarında yaşayan alkolik Andreas’ın bir dizi mucizeyle değişen hayatını anlatıyor.

Haberin Devamı

Avusturyalı yazar Joseph Roth’un (1894- 1939) hayatı birine katıldığı iki dünya savaşı arasındaki siyasi durumun doğrudan yansımasıdır. 1933’te Hitler’in iktidara gelmesiyle ülkesini terk eden ve Paris’te sürgünde sona eren çalkantılı bir hayattır onunki. En unutulmaz eserlerden olan ‘Aziz Ayyaş Efsanesi’, ölümden hemen sonra yayımlanır. Hikâyenin kahramanı Andreas da Roth gibi, Paris’te ölümüne içiyordu. Ama kitap yazarın otobiyografik bir itirafı da değil. Yazarın beş ay boyunca sindire sindire yazdığı eser, Sen Nehri üstündeki köprülerin altını kendine yer yurt edinen serseri ayyaş Andreas’ın koşullarını derinden değiştiren şaşırtıcı şansı ve mucizelerin destansı hikayesini anlatıyor.
“1934 yılının bir bahar akşamı olgun yaşta bir beyefendi, Sen Nehri üzerindeki köprülerden birinin nehrin kıyısına uzanan taş basamaklarına indi. Neredeyse tüm dünyanın bildiği gibi orada Paris’in evsizleri yatar ya da daha doğrusu kamp kurmuştur” diye başlıyor roman. Sarhoşların ve serserilerin en büyük fantezisi, Fransa’ya sürgün edilen antifaşist bir yazarın son eserinde gerçek oluyor. Roth’un kahramanı eski madenci Andreas adındaki alkolik serseriye “yabancı kentlerin turistlik yerlerini görmek isteyen bir seyyah izlenimi uyandıran” adam 200 frank veriyor. Andreas borcunu ödeyeceğini söyleyince adam ona borcunu ödemek istiyorsa parayı, Sainte-Marie des Batignolles Şapeli’ndeki rahiplere vermesini söylüyor: “Borçlu olduğunuz biri varsa küçük Azize Teresa’dır.”
Ayyaş sözünü tutacağını söylese de işler hiç de öyle olmuyor. İçki, yemek, bir otel odasının fiyatı ve seks onu engelliyor. Sanki bu hediye para ayyaşın sefil hayatında bir dizi küçük mucizeyi tetikliyor. Andreas’ın ne zaman parası bitse mucizevi yollarla, belki de Azize Teresa’nın kutsal müdahalesiyle daha çok paraya sahip oluyor. Ama yine tüm para alkole gidiyor. Andreas’ın bu yolculuğu onu toplumun farklı katmanlarının hem içine hem de dışına götürüyor. Ama o Sen kıyısındaki orijinal varlığından asla ayrılmıyor. Aziz Ayyaş tipik bir aziz efsanesinde olduğu gibi inancın örnek bir savaşçısı değil. Roth da anlatı tarzını kasıtlı olarak basit ve sade tutuyor. Ve bunu yaparken peri masalı benzeri bir tonla, hikâyenin destan benzeri kalitesini elde ediyor. Karakter görünüşte pis bir aptal olsa da aynı zamanda saflığı ve mucizelere karşı duyarlılığı bakımından Tanrı’nın kutsadığı bir insan gibi de görülebiliyor.
‘Aziz Ayyaş Efsanesi’ Roth’un son kitabıydı. Andreas’ın en azından bir kısmı Roth muydu? Bilmiyorum. Ama Joseph sürgün hayatı boyunca alkolle savaştı. Belki de kendini kurtaran bir adamın hikâyesi, kendisinin de istediği bir şeydi. Geçmişimizden kaçabilir miyiz? Aynı hatalara mahkûm muyuz? Geleceğimizi şekillendirmek elimizde mi? Bu sorular bu novella boyunca okuyucunun zihninde dolaşıyor. Belki de Andreas umudunu ve hayallerini yitirmiş ama sonradan bunlardan kaçma şansı verilmiş insanlar için bir figür gibi duruyor.

AZİZ AYYAŞ EFSANESİ

Paris’in ‘Aziz Ayyaş’ı

Joseph Roth
Çeviren: Regaip Minareci
İş Bankası Kültür Yayınları, 2022
50 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!