Güncelleme Tarihi:
Tarih çalışmaları çoğu zaman devletler ve savaşlar çevresinde gelişen, erkek egemen yönetici sınıfların ve soyluların söz sahibi olduğu, başkentlerde ve büyük şehirlerde cereyan etmiş bir anlatıya mahkûm gibi görünür. Kaynakların büyük oranda bu çerçeve içinde gezindiği düşünüldüğünde bu durum hiç de şaşırtıcı değil elbette.
Sıradan insanların yaşamlarını incelemeye, klasik anlatının dışarıda bıraktığı ötekilerin hikâyelerine odaklanmaya çalışan modern tarih çalışmalarının özellikle son dönemde epey önem kazandığı görülüyor. Prof. Merry E. Wiesner-Hanks’in alternatif bir dünya tarihi sunduğu ‘Kısa Dünya Tarihi’ adlı kitabı, bu döngüyü kırmanın yollarını arayan dikkat çekici çalışmalardan biri olarak öne çıkıyor.
İnsanlığın avcı-toplayıcı günlerinden başlayarak moderniteye uzanan bu kitap, devletlerin tarihine ve erkeklerin birbirini öldürdüğü bitimsiz savaşlara değil de sosyal-kültürel meselelere ve bilhassa toplumsal cinsiyet, aile, maddi kültür gibi başlıklara odaklanıyor.
Wiesner-Hanks’in argümanı basit: İnsanlık tarihi siyasi tarih anlatısına sıkıştırılamayacak kadar zengin ve belli coğrafyaların hâkimiyetinin ötesinde hacimli bir alan.
Modern çalışmaların siyaset ve savaş gibi konuları toplumsal eksene doğru çekmesi neticesinde tarih çalışmalarının insan odağı kazanması, devasa bir konu yelpazesini de beraberinde getiriyor elbette: Emek, aile, kadın ve toplumsal cinsiyet, cinsellik, çocukluk, beden, kimlik, etnisite ve üretim-tüketim ilişkilerinin tarihin konusu haline gelmesi geleneksel anlatının kuru yapısını kırıp okuyucunun önünde yepyeni ufuklar açabiliyor.
Merry E. Wiesner-Hanks, ‘Kısa Dünya Tarihi’nde insanlığın hikâyesine ‘öteki’lerin tarafından bakarken birbirinden ilginç sonuçlara ulaşıyor. İslam’ın doğuşunu klasik anlatının ötesine taşıyarak ‘etkileşim ağlarının genişlemesi’ üzerinden ele alan, yazının icadını bilişim teknolojilerinin ilk adımı sayan, şehirleşmeyi kadın ve aile üzerinden inceleyen bir tarih bu. Genel anlatıda çokça dışarıda bırakılan Japonya, Hindistan, Asya gibi coğraflara uzanması ve tarihi gelişmeleri birkaç muktedirin tercihlerinin ötesinde değerlendirmesi bu çalışmayı hayli ilginç kılıyor.
Wiesner-Hanks, bu orijinal bakış açısını okuyucusuna sunarken tarih anlatısının tümüyle erkek egemen yapısının kabuğunu soyuyor ve kaynakların dağıtımındaki büyük dengesizliğe de dikkat çekiyor. Ele aldığı on binlerce yıllık zaman dilimindeki sistematik ötekileştirmenin bir muhasebesini çıkarırken, toplumsal cinsiyetin nasıl kurulduğunun çarpıcı bir özetini sunuyor okuyucusuna.
Çok sayıda resim ve haritalarla da zenginleştirilmiş bu eser, dünya tarihi alanına yeni bir soluk getirirken, gelecek çalışmaların da önünü açmak gayesi güdüyor. Her bölümün sonunda okuyucuya sunulan kapsamlı kaynakçalar, araştırmacılar ve daha derin okuma yapmak isteyen okuyucular için yeni kapılar açacak hüviyette.
Dünya tarihi alanında yeni bir zemin bulmak ve farklı cepheler açmak amacındaki bu kitabın hedefine tam anlamıyla ulaştığı söylenebilir. Prof. Merry E. Wiesner-Hanks’in kalemi, yine Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan bir diğer kitabı ‘Tarihte Toplumsal Cinsiyet’ ile birlikte ele alındığında okuyucunun tarih algısını değiştirecek kuvvette. Kolay okunur olması ve okuyucunun ilgisini yüksek tutacak anekdotlarla bezeli olması da cabası.
KISA DÃœNYA TARÄ°HÄ°Â
Merry E. Wiesner-Hanks
Çeviren: Serpil Çağlayan
İş Kültür, 2020
448 sayfa, 40 TL.Â