Güncelleme Tarihi:
‘Aramızdaki Kadın’ı (The Wife Between Us) okumaya başladığımda gerilimden çok romantik bir kitabın içinde olduğumu sandım. Bir bestseller’da zengin, yakışıklı ve cömert bir erkek varsa bu kaçınılmazdır, değil mi?
Önce muhteşem koca Richard’ı tanıyalım. Bir fon yöneticisi. İnsanı mıknatıs gibi çeken bir karizması var. Zengin bir adam. Anne-babası erken yaşta trafik kazasında ölmüş, onlar hakkında fazlaca konuşmaktan yana değil. Bir ablası var, daha çok ona annelik yapıyor. İlk karısı Vanessa bir öğretmen. Onu uçak yolculuğunda beğeniyor ve lüks koltuğunu yanındakiyle değiştirip, onu tavlıyor. Ve bir söz istiyor, “Saçların çok güzel, onları sakın kestirme...”
Vanessa’ya muhteşem bir hayat vaat ediyor, hepsini de yapıyor. Lüks bir ev, lüks kıyafetler, sevgi dolu bir yuva, sağlıklı bir hayat, klasik müzik, iyi şarap...
Vanessa Floridalı. Oradan getirdiği bir travması var. Ölümüne sessiz kaldığı Maggie ve onu suçlayan ailesi. Tam da büyüdüğü Florida’dan pılı pırtısını toplayıp, teyzesinin yaşadığı kente gelme nedeni... Annesinin ruhsal hastalığı var. En çok ona benzemekten korkuyor. Hatta bazen hiç hatası yokken dahi, kendisini onunla özdeşleştirip ‘Ona benzemekten korkuyorum’ çığlığı atabiliyor. Vanessa alkolü seviyor, evliliğinde dozu biraz daha artırıyor. Richard mükemmel bir eş. Ve bu aileyi çocukla taçlandırmak istiyor. Ama çocukları olmuyor, hepsi Vanessa yüzünden ama olsun, Richard tüm zarafetiyle Vanessa’nın yanında...
Hatta sevgili Richard’ın bu boşluğu kısa süre için dolduracak şahane bir çözümü var, bir gün kapıya Dük adlı bir köpek getiriyor. O Dük, Richard’ın yoğun iş seyahatleri sırasında Vanessa’nın yoldaşı oluyor. Kadın, Dük’e fazlaca bağlanıyor. Dük’ün aniden ortadan yok olmasıyla hayatının en büyük acısını yaşıyor...
Mükemmel bir koca, harika bir ev, para, her şey var... Peki Richard bu kadar severken onu neden terk etti? Yoksa sebep Vanessa’nın kuralları komut haline gelen evlilikten sıkılması mı?
Bu noktada Emma’yı tanımalıyız. Richard’ın güzel asistanı. Sarı uzun saçları, harika bacakları var. Adamın ne kadar çalıştığını ve zarif biri olduğunu biliyor. Vanessa’yı da tanıyor. Ve bir gün Vanessa’yla Richard’ın ilişkisi tükenirken, Emma’yla olanı başlıyor.
Hatta Emma’yla Richard nişanlanıyor.
Ama yok; Vanessa aradan bir türlü çekilmiyor.
Kıskançlık mı? Başa çıkamayacak kadar onu sevmeye devam etmesi mi? Geride bırakmak zorunda kaldığı konforlu hayata olan özlemi mi?
Kabul edelim, böyle olsaydı çok sıradan bir romanla karşı karşıya olurduk.
Ama değiliz... Her satırının izini dedektif gibi süreceğiniz nefes nefese bir roman var elinizde.
Hendricks ve Pekkanen’in romanı birçok açıdan ‘Kayıp Kız’ ve ‘Trendeki Kız’ romanlarının başarısıyla
boy ölçüşebilir.
Aramızdaki Kadın
Greer Hendricks, Sarah Pekkanen
Doğan Kitap, 2018
Çeviren: Mehmet Gürsel
448 sayfa, 34 TL.