Güncelleme Tarihi:
DENİZ GÜNEY
Merve Kült çoğumuzun hayatından parçalar bulabileceğimiz ve bağ kurabileceğimiz bir karakter. Kitabı oluşturan bu karakterin ortaya çıkış sürecinden bize bahseder misiniz?
Merve Kült hepimizden yansımalar taşıyan bir karakter, tabii ki benim de yansımalarımı görebileceksiniz. Büyük şehirde yaşamanın getirdiği zorluklarla var olmaya çalışıyorum ve birçok olayla karşılaşıyorum. Çocukluğumdan beri şahit olduğum mutsuz hayatlar, sevmeden yapılan işler hayatı sorgulayarak, “Ben ne yapıyorum?” dememe sebep oldu.Hiçbir sağlık sorunu olmadığı halde kalp krizi geçirdiğini düşünen iki arkadaşımı hastaneye götürdüğümde, çevremde ilaçsız yaşayamayan insanları gördüğümde, sistemde ve yaşam şeklimizde büyük sorunlar olduğunu anladım. Merve Kült, bu tecrübeler ile ortaya çıktı. Varoluş sıkıntılarını esprili bir dille anlatan kendi gerçeğinin peşinden koşmaya çalışan bir kadının acı, tatlı, hafif absürt hikayesi de diyebiliriz!
Bir çoğumuz bu varoluşsal hezeyanları yaşıyoruz. Bu sistem çöküşleriyle başı dertte olanlara tavsiyeniz nedir?
İlk olarak ara ara bu konuda bir çoğumuzun başı dertte diyebiliriz ama bunun çok da büyütülecek bir şey olmadığını söyleyeceğim. Objektif bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu düşünürsek iyi bir terapist bu durumda ihtiyacımız olan şeylerin başında. Önemli olan kendi özbenliğimize ulaşarak, varoluşsal süreci tamamlamak. Ve bunu da kendinizden başka kimse sizin için yapamaz.
Sistemin dışında yaşayanlara karşı bu garip öfke neden? Merve de bu karşılaştığı insanlara yargılarla yaklaşıyor.
Herkesi ve her şeyi olduğu gibi kabul etmek bize ailelerimiz ve çevremiz tarafından öğretilen bir şey değil maalesef. Her şeyin en mükemmeline ulaşmak bize hayatımızın amacı olarak gösterildi. Bizler de bunu gördük ve hayatlarımızı bu inanışlara göre şekillendirdik. Aslında sistem bize ruhumuza ters olan birçok şey yaptırmış ve bu bizleri daha da mutsuz etmiş. Biz her şeyi ne kadar kitabına uygun yapmış olsak da mükemmel diye bir kavramın olmadığını da büyüdükçe, yaşadıklarımızla birlikte öğreniyoruz.
Peki bununla nasıl başa çıkacağız? Sizin özel bir formülünüz var mı?
Açıkçası kitaptaki olayların çoğu ve daha fazlası yaşanıyor. Benim bir numaralı hayatta kalma formülüm yazmak. Yazarken aynı zamanda sıkıntılarım üzerinde düşünüyor ve onlara çare de bulabiliyorum. Başta tüm klasikler olmak üzere Engin Geçtan, Mine Özgüzel gibi insanların kitaplarını okuyunca ferahlıyorum. Günde 15-20 dakikayı kendime ayırıp meditasyon yapmaya başladım. Kısacası ruhuma iyi gelecek insanları ve sanat eserlerini kucaklayarak hayatta kalmaya çabalıyorum!
Yazmanın sana iyi geldiğini nasıl fark ettin?
Yazmak benim için tam anlamıyla hamilelik döneminde başladı. Herkesin hamilelikle ilgili bahsettiklerinden çok farklıydı benim yaşadıklarım… Hamilelere çok özel gelen birçok an bana çok abartılı geliyordu. Bunları dile getirdiğimde insanlar bana uzaydan gelmişim gibi bakıyorlardı. O yüzden yazmaya karar vermiştim çünkü konuşamıyordum! İlk kitabım kutsal İnek 7 sene önce çıktı ve 7 senedir ‘İnanamıyorum aynı benim hislerim’ diye bana ulaşan o kadar çok insan oldu ki… Yazmanın, düşüncelerimi paylaşmanın sadece bana değil başkalarına da çok iyi geldiğini gördüm. Bu da bir kitap daha yazayım, haydi bu konuyu da yazayım motivasyonu oluşturdu içimde…
Merve Kült’ün hikayesi dizi gibi akıp gidiyor. Merve Kült ile ilgili başka planlar var mı?
Bu kitabın bir dizi olmasına dair bir hayalim var. Senaryo da yazdığım için daha önceki kitaplarımda da bazı girişimlerimiz olmuştu ama sonuçlanmadılar. Merve Kült’te bu girişimlerimiz gerçeğe dönüşecek gibi hissediyorum.
Artemis Yayınları, 2019
261 sayfa, 25 TL.