Güncelleme Tarihi:
İyi bir yazar, iyi bir de dostunuzsa acısı onulmaz oluyor. Adalet Ağaoğlu da onlardan biriydi.
Ankara’ya evine gitmiştim, tanışmamız böyle oldu. Has yazarların bir özelliği vardır, daha ilk tanışmada 40 yıllık arkadaş gibi olursunuz. Edebiyatın birleştiriciliğidir bunu sağlayan.
O gün Türk edebiyatının seyrine dair konuşmalar yaptık. Yazının ötesinde birbirimizle edebi bir tanışma sayılabilirdi. İstanbul’a yerleştiğinde dostluğumuz pekişti. Ev ve lokanta buluşmalarında artık eşi Halim Ağaoğlu da bize katılıyordu.
Ankara’da tanışmamızdan önce, Hürriyet Yayınları’nı yönetirken bir gün masama bir dosya geldi. Adalet Ağaoğlu romanıydı. Adı ‘Ölmeye Yatmak.’ Birkaç sayfa okuduktan sonra yayımlayalım diye hemen harekete geçtim ama geç kalmıştım. Remzi Kitabevi ile anlaşma yapılmıştı.
Sevdiğim yazarların, dostların toplantılarına, sempozyumuna daima katılmışımdır. Geçen hafta da ‘Karalama Defteri’ne çağıralım diye konuşmuştuk.
Yıldönümlerinde, birçok eleştirmenle birlikte onun üzerine konuşurdum.
İyi bir yazar başka yazarları da över, onları da okurlara tanıtır. Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığında CNN Türk’teki programıma katılmış, sevincini yansıtmış, onu övmüştü.
Son zamanlarında, çok sokağa çıkamadığını sadece 15 günde bir yeğenleriyle yemeğe gittiğini söylemişti. Genç kuşağı da okuyor, değerlendiriyordu.
Yorumlarımızı iyi bir okur olan eşi Halim Ağaoğlu’yla da paylaşıyorduk.
Edebiyatın kendine özgülüğüne öylesine sadıktı ki, ‘Fikrimin İnce Gülü’nün sinemaya aktarılmasını beğenmemişti.
Yazar derneklerinin toplantılarında, yürüyüşlerinde en önde yerini alırdı.
Kitaplarını, notlarını Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlamıştı, gerçekten yazarın kitapları, notları ölümünden sonra korunamıyordu. Salonu gezmiş, çok beğendim.
Şimdi artık anılarımızda yaşayacak ve kitaplarıyla bize eşlik edecek sevgili Adalet. Sonsuzluk yolculuğunda ona kitaplarıyla eşlik edebilirsiniz.