Güncelleme Tarihi:
Romanları ve öyküleriyle yüz binlerce okura ulaşan Canan Tan, bir şiir kitabı sürprizi yaptı: ‘Şiirce’. Kitabın sunuşuna “Nasıl bir cesaret geldiyse üzerime, sonunda, yıllar boyu naçizane yazmış olduğum şiirlerimi sizlerle buluşturmaya karar verdim” diye başlamış yazar. Hemen ardından da, “Bana kalsa kâğıtların, defterlerin arasında kalacaktı hepsi. Ama siz istediniz! Yüreğim seni çok sevdi/O yürek talan/O yürek yangın yeri/O yürek seni istiyor/Bir tek seni ile başlayıp tüm kitaplarıma sızan benzer dizeleri sosyal medyada paylaşmanız, ‘Canan Tan Sözleri’ başlıklı siteler açmanız, itici güç oldu benim için” diye eklemiş.
Sunuş yazısına tekrar döneriz fakat bu başlangıç, kitabın önemli ve şaşırtıcı bir yanına dair ipuçları taşıyor. Canan Tan, yer yer dipnotlar kullanarak şiirlerine açıklamalar düşmüş kitapta. Bunlardan çok azı da, kitaplarında yer almış şiirlere ve dizelere ilişkin. Ne var ki, hiç bilmediğimiz şiirleri okurken biz kendimizi yine o bildiğimiz Canan Tan dilinin içinde buluveriyoruz. Romanlarında, öykülerinde olan o şey, şiirlerinde de oluyor. Tek bir romanı, tek bir öyküsü, nasıl ki yazarla birçok romandır, birçok öyküdür, yani çok uzun zamandır tanıştığımız hissini yaratıyorsa, tek bir şiiri de aynı duyguyu uyandırıveriyor. Belki de, yazarlık kimyasının bileşenlerinden biri budur Canan Tan’ın.
Bir başkası da şudur büyük olasılıkla: Canan Tan anlattığı, yazdığı şeyin içinde, daha doğrusu tam ortasında, o kolay ulaşılmaz özünde kalır. Neredeyse kafa tutan, meydan okuyan, her şeyi göze almış bir tutumu vardır bu konuda. O bu tutumunda ısrarcı oldukça, bildiğimizi sandığımız öz de başkalaşmaya, daha önce görmediğimiz, artık göremez olduğumuz o yalın yüzünü göstermeye başlar bize. Yazarın bu söze dökülmesi zor yönü ‘Şiirce’de de öne çıkıyor ve romanlarıyla, öyküleriyle beraber o açıklanamaz özde eriyor. Bazen kocaman bir romanın özünü görüyoruz dizelerinde, bazen de artık görünmez olmuş bir özün nasıl küçücük bir şiire sığdırıldığını.
Şöyle de denebilir: ‘Şiirce’ dipnotlu ya da dipnotsuz şiirlerden yola çıkıp yazarın önceki kitaplarının değil, yazarın özde kalmayı nasıl başardığının izini sürebileceğimiz şiirlerden oluşuyor daha çok. Canan Tan, şiiri “Okuyan ile yazan arasındaki en kısa mesafe” olarak tanımlıyor sunuş yazısında. Görünenle artık görünemeyen arasındaki, yani varsayılanla gerçekte var olan öz arasındaki mesafeyi de şiirlerinde indiriyor en aza.
İki bölümden oluşan ‘Şiirce’nin ‘Şiirce Mizah / Haşlamalar – Taşlamalar’ bölümüyse o özü Canan Tan’a özgü mizahla tamamlıyor. ‘Pembe Beyaz’ adlı şiirinden bir dizeyle söylersek, dertleri renklendiriyor. Belki de, insan olmanın acısını mizahsız çekemeyeceğimizi, tam olarak anlayamayacağımızı gösteriyor.
ŞİİRCE
Canan Tan
Doğan Kitap, 2017
112 sayfa, 18 TL.