Güncelleme Tarihi:
‘Kitap İçin’ maceranız epey eski. Fakat ‘Kitap İçin 3’ten sonra bir süre, sizin deyiminizle bu ‘kı(s)sa yazıları’ kitaplaştırmadınız. Halbuki nitelikli bir okur kitlesi tarafından sıkı takipteydi. Nedenini öğrenebilir miyim?
‘Kitap İçin’leri yazmaya 2004’te başladım. Değerli dostum, Cumhuriyet Kitap Eki’nin yayın yönetmeni Turhan Günay “Yaz da ne yazarsan, nasıl yazarsan yaz” deyince dergilerde eksikliğini hissettiğim kıs(s)a parçalarla giriştim yazmaya. Cemal Süreya’nın ‘99 Yüz’ündeki gibi numaralayarak ilerleyecektim. İçerik olarak ‘aforizma, alıntı, alkış, anı, bilgi, eleştiri, günlük, gözlem, haber, kıssa, kinaye, nükte, öneri, polemik, sor(g)u, tepki ve yanıt’ maddelerini kullandım. ‘Kitap İçin’ler özellikle birikimli okurlar tarafından benimsendi, her bin maddede bir kitap oldu. ‘Kitap İçin 3’te durdum, kendimi tekrarlıyorum görüşündeydim. Yayınevi ve okurların ısrarına rağmen uzun süre devam etmedim.
‘Kitap İçin’in Cumhuriyet Kitap Eki’ndeki macerasına yakından tanıklık eden biri olarak, bunları yazarkenki heyecan ve mutluluğunuza da tanığım. Sizi harekete geçiren ne oluyor ‘kıs(s)alar’ özelinde?
Hayattaki en büyük tutkumdur, her fırsatta okurum. 50 yaşında emekli olup sürekli okumak ve kütüphanemi nadir ve imzalı kitaplarla varsıllaştırmak gibi bir hedefim vardı. Bu hedefimi 54’üncü yaşıma dek erteledim çünkü Yapı Kredi Kültür Sanat’ın yönetim kurulu başkanıydım ve nöbetim bitmemişti. Banka el değiştirince profesyonellik hayatım da sona erdi. ‘Kitap İçin’leri edebiyat dünyamıza katkı için yazıyorum; okuduklarım, gördüklerim veya izlediklerimin arasında bir yararı olacağına inandıklarım varsa onları not ediyorum, bu açıdan doyurucu bir kaynak arşivim oldu.
Sanıyorum pek çok okurunuz için bu yazdıklarınız, kitaplar dünyasına sevdikleri bir yazarın gözünden bakabilmek anlamına geliyor. Fakat gerçekte daha fazlası... Ali Poyrazoğlu’nun size söylediğinin bu noktada çok önemli olduğunu düşünüyorum: “Sen bir edebiyat dönemine şerh düşüyorsun ve bunu senden başkası yapmıyor.” Siz de yazarken bu duyguyu içinizde taşıyor musunuz?
Amacım nitelikli okura ve okur adayına bir katkıda bulunmak. Sayın Ali Poyrazoğlu bu gerçeği vurgulayana dek işin o yönünü düşünmemiştim. Ayrıca Doğan Hızlan üstadın televizyondaki ‘Karalama Defteri’ programına konuk olduğumda ‘Kitap İçin’lerin bir edebiyat yıllığının parçaları olduğu görüşü de beni motive etti diyebilirim.
Kitabı Ali Poyrazoğlu’na ithaf etmişsiniz. Neden?
Ali Poyrazoğlu’yla tanışırız, sıkı bir okurum olması gurur nedenimdir. O, öncü sanatçı kişiliğinin yanı sıra bir bibliyofil, koleksiyoner ve estettir. Sanırım dört yıl önce telefon edip ‘Kitap İçin’lerin artık neden kitaplaşmadığını sordu; “kendimi tekrar ediyorum” görüşünün karşısına senin bir önceki sorunda vurguladığın savla çıkınca ikna oldum. O sırada İş Kültür’ün genel müdürü Ahmet Salcan’ın yanındaydım, editörüm Rûken Kızıler de oradaydı. Onlar da serinin devam etmesinden yanaydılar... Haliyle, ‘Kitap İçin 4’ Ali Poyrazoğlu’na ithaf edilmeliydi; vesileyle kendisine bir kez daha şükranlarımı sunarım.
Meksikalı yazar Sergio Pitol’ün kitabınızın ‘Özsöz’üne de aldığınız cümlesi peki: “Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz tablolar, dinleyip unuttuğumuz müzik ve yürüdüğümüz yollardan ibaretiz.” ‘Kitap İçin’i ve sizin yaptığınızı özetler nitelikte geldi bana. Yanılıyor muyum?
Yanılmıyorsun. Bunu daha kestirmeden söylemenin yolu, “Okuduğunuz kitaplar kadar varsınız”dır.
‘KÜTÜPHANEMİ VARSILLAŞTIRMADIĞIM HER GÜN BİR KAYIPTIR’
Sırası gelmişken kitaplarla kurduğunuz bağ üzerine de biraz konuşalım isterim. Kitap sevme sanatı diyebilir miyiz sizin yaptığınıza?
Kitap sevme değil de ‘kitap tutkusu’ demeliyiz. Kütüphanemi varsıllaştırmadığım her gün bir kayıptır. Kitaplarımın sayısını değil de nitelik katsayısını önemserim. Bir kitabın peşine düşmenin ötesinde hangi kitabın peşine düşeceğim de gizemli ve elzem bir süreçtir. Benim için en özeli, değer verdiğim bir yazar ve şairin imzalı kitabına ulaşmaktır. O kitaplara dokunduğumda, yazarı veya şairi fısıldayarak okuyacaktır elimdeki hazineyi.
‘Kitap İçin 5’in de müjdesini veriyorsunuz. Kalem tuttuğunuz sürece yazacağınız ‘kıs(s)alar’ mı bunlar? Sıkıldığınızı hissettiğiniz olmadı mı?
17 yılda kaleme aldığım madde sayısı 5 bin 500’lere ulaştı. Devam etmekten sıkılmıyor, ancak kaç binde duracağımı ben de merak ediyorum. ‘Kitap İçin 5’ de çıkacak, sonrasını okurun ilgisi belirleyecek.
Kapağı görünce aklıma Shakespeare’in ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ şiiri geldi. Kitaplar hakkındaki hissiyatınızı karşılıyor sanki...
Ön kapak görseli değerli çizer ve akademisyen Gürbüz Doğan Ekşioğlu’na ait. Üstadın geçen yıl Schneider Temple Sanat Merkezi’nde açtığı sergide bu tabloyu görür görmez vuruldum. Onu almalı ve ‘Kitap İçin 4’ün kapağında kullanmalıydım. Usta şair Birhan Keskin’in “Selçuk Altun, nefes aldığı kitap içindir” yakıştırması benim için madalya değerindedir...
KİTAP İÇİN 4
Selçuk Altun
İş Kültür, 2021
440 sayfa, 28 TL.