Güncelleme Tarihi:
‘Yozgatlı İhsan Efendi’ kitabını elime alınca bir solukta okudum. Özellikle meraklıları heyecanlandıracak bilgilerin ve anekdotların yer aldığı kitap, birçok konuda bilinenleri tashih edecek, merak edilen konulara açıklık getirecek ve yeni tartışmalara yol açacak görünüyor. Kitap, Osmanlı’nın son dönemi, Cumhuriyet’in ilk yılları Türkiye’si, dönemin bir taşra şehri ile oradaki eğitim, o şehrin ileri gelen bir ailesi, Mısır, Ezher ve bugüne kadar hakkında yazılmayan bir şeyin kalmadığı Mehmet Akif hakkında bilgi vermesi bakımından eşsiz bir kaynak. Yalnız sıradan bir okurdan daha fazlasını istiyor ve bekliyor kitap. Eğer satır aralarını okuma beceriniz varsa yazılanlardan daha fazlasını da kitaptan öğrenebilirsiniz.
Burada özellikle eğitimcilerin dikkat etmesini istediğim husus, klasik metotta dersin nasıl anlatıldığını, iyi bir hocanın vasıflarının neler olduğunu görmek için İhsan Efendi’yi dikkatlice okumalarıdır. İhsan Efendi’nin öğrencilerinin hakları için verdiği mücadele ve onları her platformda desteklemesi her türlü takdiri hak ediyor.
Sadece eğitim ve Ezher’i değil, bugün isimlerini bildiğimiz nice meşhur ilim adamını da daha yakından öğreniyoruz. Her biri çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, kitaplar yayımlamış şu öğrencilere bakar mısınız... İsmail Ezherli, Ali Ulvi Kurucu, Mustafa Runyun, Ali Yakup Cenkçiler, Osman Keskioğlu, Ahmed Davudoğlu, Emin Saraç, İsmail Hakkı Şengüler, Ali İhsan Okur, Mehmed Beşer, Ahmed Ziya Kurucu, Mehmet Müftüoğlu, Prof. Abdülkadir Şener ve Prof. Ali Özek. Bu isimlerin bugün Türkiye’nin en önemli hocalarının yetişmesinde emeği geçtiğini düşündüğümüzde İhsan Efendi’nin günümüz Türkiye’sindeki tesirini daha iyi anlarız.
Kitapta anlatılan sadece İhsan Efendi’nin hayatı değil, bir neslin dramı ve trajedisi aynı zamanda. Fotoğraflarla ve belgelerle desteklenen kitap, bir arşiv belgesi gibi bir döneme ışık tutuyor.
İhsan Efendi, Osmanlı terbiyesinin mücessem hali, bir iman ve ahlak abidesi... Hz. Peygamber’i örnek alarak geçmiş bir ömür... Üzerinde gram leke bulunmayan temizlikte bir ahlak sahibi... Bildiği ve anlattığı gibi yaşayan samimi bir Müslüman...
Onda vatan sevgisi, Türkiye ve Türk sevgisi had safhada. Bir Türk’le evlenmek için bekliyor yıllarca. Elinde imkân olduğu halde Mısır vatandaşı olmayı aklından geçirmiyor, hep Türkiye vatandaşı olarak kalıyor. Hayat boyu Türk hüviyetini muhafaza etmeyi tercih ediyor. Onca şeye rağmen vatanına sadık kalmış ve hiç küsmemiş. Vatan hasretini Kahire’ye gelen Türk öğrencilerle gidermiş. Sanki gelen her Türk, ailesinden gelen biri gibi bağrına basıp derdine ortak olacak kadar hassas.
MEHMET AKİF'İN EN ÇOK GÜVENDİĞİ İSİM
Kitabın en önemli, belki de en çok tartışılacak kısmı en sonda: Mehmet Akif’in çok tartışılan Kur’an meali meselesi. Konu özetlendikten ve mahiyeti hakkında bilgi verildikten sonra Mehmet Akif mealinden kalan bir defterin yayımlanacağı müjdesi veriliyor kitapta. Tartışmanın yeniden başlayacağını tahmin etmek zor değil. Birileri yakılmadığına ve tamamının bir yerlerde saklandığına dair şeyler söyleyecekler.
Kitabı okuyup da İhsan Efendi’ye saygı duymamak, muhabbet beslememek, yaşadığı hüzünlere ortak olmamak, onunla birlikte gurbeti yaşamamak, aile ve vatan hasreti çekmemek mümkün değil. Kitap beni sardı, sarmaladı. İçinde kayboldum. Okuyunca beni daha iyi anlayacaksınız.
Yozgatlı İhsan Efendi
Ekmeleddin İhsanoğlu
Doğan Kitap, 2018
516 sayfa, 38 TL.