Güncelleme Tarihi:
‘Teselli’ diye bir koku varsa, ondan rica ediyorum Nihat Özdal. Eski kitaplarda geçer, oradan da bazı yeni kitaplara geçerek sürer, hatta Ece Ayhan’da bile vardır. Bilesi fazla, o Ece Ayhan ki “nerde eski manyaklar?” demiş adamdır, demediyse kibarlığından değil aklına gelmediğindendir, ama şunu demiştir: “Nerde eski nostaljikler?” Üstelik 80’lerin başıdır ve nostaljikler Beyoğlu kaldırımlarını henüz arşınlamaya başlamışlardır!
’Teselli’ye ihtiyaç duyan insan, nereden olacak, gevezeliğinden, anlatma ihtiyacından belli olur. O yüzden Bodrum halkının dediği gibi ‘konuşupduru’, ben de! Ece Ayhan “Sizde eski harflerle kalp ağrısı bulunur mu?” demiştir, şimdi hatırladım.
Lafı nasıl bağlayacağımı düşünüyorum, en iyisi keşke Ece Ayhan’la tanışmaya yaşı yetseydi Nihat Özdal’ın diyeyim, bunu bağlamak için de söylemiyorum, hakikaten inanıyorum, Ece severdi onu, yazdığı şiirleri de yaptığı işleri de.
Dört şiir kitabı var, bunları ‘Düğmeler’, ‘Deri’, ‘Koordinatlar’da (Kırmızı Kedi, 2021) topladı, yeni şiirin şahane örnekleri ve Nihat Özdal’ın farklı denemeleri olarak mutlaka okunmalı. Son yıllarda şiirimizin en yenilikçi olduğu kadar en özel örnekleri arasında ayrıca. Şairin bundan sonra ne yazacağını merak ettiren ve bekleten türden şiirler.
Nihat Özdal şiir yazıp köşesine çekilenlerden değil ama şiir üzerine çok söz alıp konuşanlardan da değil. Herhalde ‘ayinesi iştir kişinin’ düsturunu loncaya girmeden daha benimsemiş ve şiirin dışında başka güzel işlere de meyletmiş bir çağdaş sanatçı, çağdaş şair.
‘Teselli’ diye başlayıp ‘Koku’ya sarınca asıl girişi atladım, oysa şöyle başlayacaktım: Evet, Namık Kemal’in demesiyle “yok mudur kurtaracak bahtı kara kaderini?” vatanın diye sık sık yeise düşüyoruz ama vatanda öyle insanlar var ki onlara hayretimiz, hayranlığımız nedeniyle de geçici de olsa ferahlıyor ve bunda bir teselli buluyoruz. N’apalım, şiir de edebiyat da iyileştirmese de teselli eder diye umuyoruz!
Özdal, şiir dışında ama bence şiir içinde sayılır ilk düzyazı kitabını 2021’de yayımladı, ‘Sualtındaki Hafıza’ (KırmızıKedi), kitap 2000 yılında Birecik Barajı’nın sular altında bıraktığı kadim Halfeti’nin belleğinin de yitip gitmemesi için ortak hafıza kaydının bir parçası. Sualtı fotoğrafçıları tarafından çekilen 6 bin fotoğraftan bir bölümünü yazıyla buluşturuyor Nihat Özdal. Her şey derin bu kitapta ama galiba Özdal’ın metinleriyle de daha derin bir hafıza kaydı çıkıyor ortaya. Fotoğraflardan bağımsız olarak okunduğunda da büyük bir edebi lezzet taşıyan yazılar.
Özel bir şair dedim ya, özel bir sanatçı da diyeyim. Geçen yıl da ‘Koku’yu çıkardı. Enis Batur’un farklı tasarımlarla kitaplarını da yayımlayarak özel bir yayınevi olduğunu gösteren Simurg Art, Özdal’ın yapıtlarına da ‘Koku’yla başladı. Bir kutu içinde, üstünde ‘Koku 1984’ yazan bir kokuya eşlik eden küçük bir kitap yayımladı. Düzyazı şiir olarak okudum bunu. Koku şairi mi desem acaba, bu kokuyu çocukluğu ve doğduğu ev olarak düşünmüş: “1984, kalker ailesinden bir taş olan nahidden yapılmış bir ev olarak düşünüldüğünde, başlangıcı bu geleneksel evlerin avlularına dikilen bergamot notaları ile başlıyor, od içleri kireç taşı, pişmiş portakal kabuğu, misk ve sardunya pencerelere doğru siyah gül, fırat söğüdü ve bal çiçeği, evde uzun kalanlar için amber, vanilya ve deri notaları vaat ediyor.”