Güncelleme Tarihi:
Kurumsal iş yaşamından ayrıldıktan sonra, bir seyahat şirketi kurdunuz ve seyahatlerinizin sizdeki yansımalarını, kendinizde ve diğer gezginlerde gözlemlediğiniz arayışları, yolların size seslenişlerini ve bu seslerin kavuştukları anlamları ‘İçimdeki Yolcu’ da topladınız. Sizi yollar üzerine yazmaya iten neydi? Hikâyeniz nasıl ortaya çıktı?
Babamın ölümü, eş zamanlı gelen boşanma ve aynı zaman diliminde kavuştuğum hayatımın aşkı yaşamımın ikinci yarısının hikâyesini başlattı... Bir sabah kalktım. Çalıştığım bankaya gittim, bölge müdürü pozisyonumdan istifa ettim. Delirdim zannettiler. İzne çıkmamı ve kafamı toplamamı tavsiye ettiler. Bankadan hiçbir gelecek planı yapmadan ayrıldığımı fark ettim. Hayli kontrollü ve sürekli yarını hesaplayarak geçirdiğim zamanlardan sonra ne yapacağımı bilememek, içimdeki yaratıcılığı ve varoluşa dair arayışlarımı ayyuka cıkardı. Bankacılıktan tanıdığım ve aynı ekipte yıllarca çalıştığım dostumla bir araya gelip birlikte ne yapabiliriz üzerinde konuşmaya başladık. İkimizin de vazgeçilmezi olan yollarda olmak fikri şirketimizin kurulmasına sebep oldu. Butik, konsept ve özgün programlar oluşturmaya, oluşturduğumuz programlara katılan gezgin dostlarımızla birlikte yollara çıkmaya başladık. Yollarda olmak zamanla işin tüm zorluklarının şifası haline geldi. Yola birlikte çıktığımız yol arkadaşlarımızın ve gittiğimiz yerlerdeki yerel halkların yaşamlarına dokundukça, hikayelerine ortak oldukça ve birlikte ortak hikayelerimizi oluşturdukça yollar bana bir başka seslenmeye başladı. Bu sesler ‘İçimdeki Yolcu’nun kendi anlam arayışında ve yol alışında nice vazgeçişe, ön yargı kabuklarından sıyrılmaya, evrenin birçok yerine dağılmış olan parçalarını birleştirmeye ve tamamlanmaya dair pusula görevini üstlendi. Seyahat şirketimizi kurarken mottomuzu “Hayat bir yolculuktur” olarak belirlemiştik. Çıktığım her yol, hayat yolumdaki eksik kalan yerleri tamamlama ve öze dair fazlalıkları gidermeye dair başka bir açılım yarattı ve yaratmaya da devam ediyor.
‘İçimdeki Yolcu’ farklı kültürler ve coğrafyalardaki yolculukların kendi içinizdeki içsel yolculuğa bir izdüşümü. Peki ya fotoğrafların bu hikayelerdeki rolü ne?
Fotoğrafların hiçbiri profesyonel çekim değil. Öyle olmasını ve görünmesini hiç istemedim. Yazdıklarımın hiçbiri hazırlanmış, kurgulanmış, planlanmış bir sistemin parçaları ve notları değilken kitaba koyacağımız fotoğrafların da asıl hikayeden kopup gitmesine ve yazıların önüne geçmesine ve bir sosyal medya yayını gibi görünmesine izin vermedik. Hepsini spontane anların ve unutulmaz yaşanmışlıkların kareleri olarak, yolun tüm duygularını içinde var eden görüntüler şeklinde kitaba eklemeye gayret ettik.
Kitaptaki fotoğrafları farklı kişilerin çektiğini görüyoruz. Fotoğraf seçimlerinizi nasıl yaptınız?
Fotoğrafların tamamı beni çok iyi tanıyan, beni ben gibi yansıtan, yollardaki beni bilen, birlikte yol aldığım yol arkadaşlarım ve yoldaşlarım tarafından çekilen kareler. Hiçbiri profesyonel kameralar ve ileri teknolojik makinalar ile çekilmedi. Yoldaydık, hissediyorduk ve anı ölümsüzleştiriyorduk. Yazıları yazarken ya da bittikten sonra da, o satırların ruhunu en çok içinde taşıyan kareleri seçerek kitaba eklemeye karar verdik.
‘İçimdeki Yolcu’da okuyucuyu neler bekliyor?
‘İçimdeki Yolcu’ insanı ve yaşamı yolda anlayanların, yolun sesinde kendi sesini duyanların, yolunu kaybettiğinde kendi gerçeğini bulanların, gidip de dönmeyenlerin, döndükten sonra çakılıp kalmaya gönüllü olanların, artık sadece durmak isteyenlerin kitabı. Var oluşu ancak yollarda duyumsayanlar, yollardayken şefkatli ve görünmez bir eli sırtında duyanlar, acısını yollarda dindirenler, umudun yollarla ilişkisini kavrayanlar, yollarla birlikte nefes alıp verenler ve varlığını yola aşkla adayanlar için yazıldı. Yeryüzüne onlar için bırakılmış notları içeriyor.
Yeni normale uygun olarak tekrar yollara koyulmaya başladığımız bugünlerde, içimizdeki yolcuya neler söylemek istersiniz?
Yolda olmak için sadece fiziksel mesafeler katetmek gerekmiyor. İnsan hayatı boyunca durduğu, kaldığı, yerleşik olduğu zamanlarda dahi yol alabilir. Pandemi dönemi de bunun en güzel öğretilerinden biri oldu bizlere. Yola çıkma meselesi, insanın yaşama bakış açısının bir aynası, tezahürü coğu zaman. Neyi arıyorsa o’dur insan. Çıktığımız her yolda, yolu daha önce geçmiş olanların ayak izleri var. Silinmişler. Bir nevi hayatın gelip geçiciliğinin en somut ispatı her biri. Herkes yollara kendi hikayesini ekliyor, dilerim eklediğimiz hikayeler bütünün hayrına olacak.