Nâzım Hikmet’in yolculuğu devam ediyor hâlâ

Güncelleme Tarihi:

Nâzım Hikmet’in yolculuğu devam ediyor hâlâ
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2023 09:52

Şiirin büyük ustası Nâzım Hikmet’in ölümünün 60’ıncı yıldönümü. 3 Haziran 1963 tarihinde sürgünde yaşadığı Moskova’da hayata veda eden Nâzım Hikmet’in hayatını soyağacından başlayarak anlatan Haluk Oral’ın ‘Nâzım Hikmet’in Yolculuğu’ kitabı yeni belgelerle zenginleştirilerek tekrar yayımlandı. Edebiyat tarihimizi ve şiirimizin ustasına dair belleğimizi çoğaltan bir çalışma.

Haberin Devamı

Büyük şair Nâzım Hikmet’in hayat ve sanat yolculuğunda yeni pencereler açmış, pek çok belgeyi ilk kez karşımıza çıkarmıştı Haluk Oral kapsamlı çalışması ‘Nâzım Hikmet’in Yolculuğu’ kitabında. İlk çıktığında büyük ilgi gören kitap, Oral tarafından yeni belgeler ve onların ışığında kaleme alınmış yeni bilgilerle genişletilerek yeniden yayımlandı. Bu kapsamlı biyografi çalışmasının önemli özelliklerinden biri, Nâzım Hikmet’in aile köklerine dair derli toplu bilgiyi okura sunması. Kitabın yeni basımında ilk dikkati çeken detay, pek çok ünlü ismi içeren, akraba evlilikleri ve aynı isimlerle oldukça karmaşık hale gelen soyağacının ek olarak verilmesi.

MEHMET ALİ PAŞA’NIN MEZARI
Nâzım Hikmet’in büyük dedesi Müşir Mehmet Ali Paşa’nın hayat hikâyesi ile başlıyor kitap. Büyük devlet adamı, Osmanlı İmparatorluğu’nu temsilen Berlin Konferansı’na katılan, Ayastefanos Antlaşması gibi çok önemli görüşmelerde yer alan Mehmet Ali Paşa’nın izini sürmeye devam eden Haluk Oral, Kosova’nın Yakova ilindeki mezarını bulup ziyaret etmiş.
Sadi tarikatına ait Şeyh Emin tekkesinin önündeki İslam Bey Köprüsü’nü geçince hemen sağda, ağaçların altında yer alan mezarın taşı zamanında bakımsızlık yüzünden kırılmış, daha sonraları kırık olan kabir taşı Sadi tarikatına ait Şeyh Emin Tekkesi şeyhi tarafından birleştirilip yerine konulmuş.
Nâzım Hikmet’in köklerine ait bir önemli bilgi de Çanakkale’de şehit düşen dayısı Mehmet Ali. Henüz 13 yaşındayken şehit dayısı için şiir yazmıştı Nâzım.
Mehmet Ali’nin hiç yayımlanmamış bir fotoğrafı kitapta yer alıyor. Mehmet Ali şehit olmadan üç gün önce çekilen bu fotoğrafta Ahmet Ağaoğlu ile Mehmet Emin Yurdakul’un arkasından bakıyor bize.

Haberin Devamı

SAKALLI CELAL’LE TANIŞMA
Kitaba eklenen bölümlerden biri de Nâzım Hikmet’in ünlü filozof Sakallı Celal’le tanışması ve sonrasında yaşadıkları.
Sakallı Celal bir gün Büyükada vapurunda iken Heybeliada’dan Deniz Lisesi öğrencileri biner.
Gürültü patırtı eden, saçma sapan konuşan ve kaba saba şakalaşan öğrencilerin arasında bir öğrenci dikkatini çeker. Ötekilerden ayrılmış, tek başına oturduğu yerde elindeki kitabı okuyan sarışın öğrencinin bu hali çok hoşuna gider ve 14-15 yaşlarındaki bu gençle sohbet etmek ister.
Fransızca bir şiir kitabıdır okuduğu. Vapurdan sohbet ederek inerler, ayrılırken kendini tanıtır Sakallı Celal ve “Benim adım Celal dedim, hadi güle güle küçük bahriyeli...” diye uğurlar genç adamı.
Küçük bahriyeli ile yıllar sonra karşılaşmasını şöyle anlatır:
“1921 yılında Batum’a Komünist Kongresi’ne gönderilen Türk Kurulu arasında ben de üyeydim. Kongre salonundaydık. Baktım, karşıda, sarışın bir delikanlı, başında bir kalpak, sırtında asker kaputu... İki kolunu bana doğru açmış, uzaktan, gür sesiyle bağırıyor:
– Celal yoldaş, Celal yoldaş!
Yanıma geldi, el sıkıştık.
– Sizi tanıyamadım, dedim.
– Ben küçük bahriyeliyim, dedi, hatırladınız mı, bana bir gün köprü üstünde ‘Güle güle küçük bahriyeli! demiştiniz.
Nâzım Hikmet’i tanıyışım işte böyle oldu.”

Haberin Devamı

İLK KEZ YAYIMLANAN MEKTUPLAR
1925 yılında ikinci kez Moskova’ya giden Nâzım Hikmet orada tanıştığı Lena (Yelena Yurçenko) ile evlenir. Diş doktoru olan Lena, Nâzım’ı resim yapmaya da teşvik eder. Nâzım’ın ailesine yazdığı ve beraber imzaladıkları mektubu ilk kez kitapta yayımlanıyor.
Bir diğer mektup ise Nâzım Hikmet’in Ankara’da hapiste mahkemeyi beklerken yazdığı, tarihi açıdan çok önemli bir mektubu. Mektubun tarihi 28 Ekim 1928, yani yeni Türk alfabesinin kabulünden üç gün önce yazılmış. Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Mayıs 1928’de, çıkardığı bir kanunla hazirandan itibaren resmi dairelerde günümüzde kullandığımız rakamların kullanılmasını şart koştu. O tarihte kurulan bir komisyon da yeni Türk harfleri üzerine çalışmaya başladı. Komisyon çalışmasını ağustos başında bitirdi. 9 Ağustos akşamı Sarayburnu’nda Falih Rıfkı (Atay) ve Mustafa Kemal (Atatürk) yaptıkları konuşmalarla yeni alfabenin önemini ve herkesin öğrenmesi gerektiğini anlattılar. Bu dönemde Hopa Cezaevi’nde yatmakta olan Nâzım Hikmet, Hopa kaymakamına ve mahkûmlara yeni alfabe dersi verdi. Mektup Nâzım Hikmet’in yeni harflere ne kadar hâkim olduğunu gösteriyor.

Haberin Devamı

EDEBİYAT TARİHİNE EKLENECEK BELGELER
Edebiyat tarihi açısından önem taşıyan pek çok yeni belge de yer alıyor kitapta. Nâzım Hikmet’in Kemal Tahir’e yazdığı ve Kuvayi Milliye’den çıkardığı bir bölümü içeren mektup gibi.
Bir diğer mektup ise Cahit Sıtkı Tarancı’nın Nâzım Hikmet’e ithaf ettiğini söylediği ve 1947 yılında Varlık dergisi sahibi Yaşar Nabi Nayır’a yazdığı bir mektupta sözünü ettiği ‘Bursa’daki Arslan’ şiiri. Bu şiir dergide yayımlanmaz ama Yücel dergisinin Ekim 1947 tarihli 132’nci sayısında Vedat Günyol’a ithaf ettiği ‘Aslan’ adlı bir şiiri yayımlanır. Bu şiirin Nâzım Hikmet için yazılan ‘Bursa’daki Arslan’ olması kuvvetle muhtemeldir diyor Haluk Oral.
Bir kültür arkeoloğu gibi araştırıp ortaya çıkardığı, başta Nail V. Çakırhan’ın ‘Alev Yağmuru’ adlı şiirinin tamamı gibi pek çok yeni belgeyi edebiyat tarihine katıyor yaptığı eklemelerle Haluk Oral.
Hem Nâzım Hikmet’in hayatını, hem dönemini aydınlatan önemli bir çalışma.

Haberin Devamı

Nâzım Hikmet’in yolculuğu devam ediyor hâlâ
NÂZIM HİKMET’İN
YOLCULUĞU
Haluk Oral
Everest Yayınları, 2023
458 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!