Müzik toplumları değiştirebilir

 

Profesyonel olarak ilk single’ınız yayınlandığında ne hissetmiştiniz? Ve ilk şarkı seçimi olarak Benim Yüzümden’i seçme nedeniniz neydi?
Heyecanlıydım her şeyden çok. Yeni ve uzun bir yolun başında olduğumu hissettim. “Benim Yüzümden” teklisini Akustikhane ile çıkardık. Yine Akustikhane ekibi ile beraber seçtik. Başka parçalarımı da çaldım onlara, aralarından en hoşlarına giden bu oldu. İlk göz ağrım oldu.

İlk şarkınızı çıkarmak zorlu bir süreç miydi?
Aslında her adımın doğru hissettirdiği akışkan bir süreçti. Başlamak değil asıl zor olan devam etmek. Bütün bu süreçte kendime inanarak devam etme gücünü yitirdiğim oldu. Ama her seferinde bana en yakın olan insanlar beni tersine ikna ettiler ve beraber ayağa kalktık.

Kendi şarkılarınızı yazıp bestelemek size müzikal anlamda daha özgür bir alan mı bırakıyor?
Ben başka türlüsünü bilmedim ve denemedim. Hep kendi şarkılarımı sıfırdan yarattım ve müziğim için bu önemli bir kriter. İleride bu değişebilir. Bence bir müzisyen-sanatçı olarak tam anlamıyla özgür olmak her şeyi deneyebilmekten geçiyor.

FRANSA’DA YER ALTI KÜLTÜRÜNDEN ETKİLENDİM
Şarkılarınızla dinleyicide nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz?
Hisleri düşündüren, düşünceleri hissettiren bir müziğin izini bırakmak istiyorum.

Bir röportajınızda babaannenizin size ninniler okuduğundan bahsetmişsiniz. Mesela “Karadır Kara” şarkınız da anonim bir eser hissi veriyor. Geçmişten gelen izler mi şarkılarınızda yer ediniyor?

Muhakkak yeri vardır. Evimizde hep güzel müzikler dinlenirdi, hayal ettiren, dünyanın dört bir yanından türküler vardı. Beni çocukluğumda etkileyen bu müzisyenlerden birkaçı Enya, Adimeus (Songs of Sanctuary), Erkan Oğur, Loreena McKennitt, BabaZula gibi mistik seslerdi. Genel olarak geniş bir new age, etnik müzik koleksiyonu varı evde.

Bir dönem Fransa’da yaşıyorsunuz. Orası müziğinize neler kattı?
Fransa’da çok geleneksel bir öğrenci hayatı yaşamadım. Orada ne kadar asi, devrimci kılıklı müzisyen grupları varsa hepsinde azar azar bulundum. İşgal evlerinde yapılan konserlerin müdavimiydim. Yer altı kültüründen etkilendim, özellikle. Müziğin toplumu değiştirebileceğini orada fark ettim ilk olarak.

MÜZİKTE KENDİMİ SINIRLAMIYORUM
Şu an kariyeriniz anlamında nasıl bir dönemdesiniz?
Her şeyi denemeye açık olduğum, yemyeşil bir dönem benim için. Kendimi sınırlamıyorum ve geleceğime umutla bakıyorum. Yeni yeni yürümeye başlayan bir çocuk gibiyim.

Kendinizi kitlelere duyurduğunuz anı hatırlıyor musunuz?

Evet. “Yok Bana Bu Cihanda” adlı teklim kitlelere ulaştığımı fark ettiğim ilk işimdi. Birbirinden anlamlı ve güzel yorumlar, tepkiler aldım. O an kendi kendime dedim: “Ben önemli bir şey yapıyorum galiba, insanların hayatlarında yer ediniyorum.” Bir sorumluluk hissi geldi. Şarkılarım tam da istediğim hissi veriyor. Zaten şarkılar, içimde hissettiğim duyguları mercek ile büyütüyor bir anlamda.

Bir başkası şarkınızı dinlediğinde ne hissediyorsunuz?
Stres. Eğer o kişiyle yan yanaysak utangaç olabiliyorum. Kendi kendime “Ya beğenmezse?” diyorum. 

DAHA YÜKSEK TEMPOLU ŞARKILARIM KAYIT AŞAMASINDA
Sahnede nasıl bir kadın oluyorsunuz?
Normalde utangaç ve içe dönük biriysem sahnede kendine güvenen ve etrafına o güveni yayan bir kadın oluveriyorum. Antik tiyatrolara bayılırım ve ülke mirasımız bu bağlamda çok zengin. Herhangi bir antik tiyatroda konser vermek çok isterim.

Şu an yazdığınız şarkılar çok daha yüksek tempo mu yoksa yayınladığınız single’lar gibi sakin ve derinden mi?
Daha yüksek tempo şarkılar kayıt aşamasında. Yeni yazdıklarım ise bambaşka atmosferde, bambaşka türde işler. Ama onların yayınlanmasına daha zaman var. Şimdiden bir sürü beste birikti elimde, her biri tek tek yayımlanıyor Sony Müzik ile. Yol uzun anlayacağınız.

Kendinizi tek şarkınız ile ifade etmek isteniz hangisi olurdu ve neden?

Yeni çıkacak olan şarkılarım “Dönüyor Hâlâ Dünya” ve “Üç Çiçek”. Affedersiniz, iki şarkı oldu.

 

Sinematografik bir yanı da var şarkılarınızın. Hangi filmler ilham vermiştir size? Bir gün film müziği de yapmak ister misiniz?
Bazı filmleri sırf müzikleri için izliyorum denebilir. Bu aralar en sevdiğim filmler Alain Corneau yönetmenliğinde “Dünyanın Tüm Sabahları”, Mike Cahill’den “I Origins” , Charlie Kaufman’ın “Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum” adlı filmleri. Film müziği veya dizi müziği bestelemek eğer sevdiğim bir proje içinse düşünebileceğim bir şey.