Güncelleme Tarihi:
Yeni bir yazardan bir ilk kitap daha... Edebiyatın genişlemesi, çoğalması ve yeni türlere kavuşması, yayınevlerinin yeni yazarlar keşfetmesiyle, yazar adaylarını cesaretlendirmesiyle ve elbette editörlerin açtığı yol ile mümkün oluyor. Son iki yıldır özellikle ilk kitabını yayımlayan çok sayıda kadının olması, kadınların yazması çok heyecan verici ve geleceğe dair umut tazeleyici. ‘Ömrümü Yedi Kadınlar’, Yudum İşbecer’in ilk öykü kitabı olarak geçen ay çıktı. Yazıya ve çiziye uzak olmayan İşbecer uzun zamandır şiirlerini ve öykülerini dergilerde yayımlıyor, çizgilerini exlibrislere döküyor. Böylece onlarca insanla buluşuyor. Farklı alanlarda pek çok becerisi olan İşbecer’in ilk kitabının, diğer kitaplarının da habercisi olacağını söyleyebiliriz.
Aragon’un ‘Mutlu Aşk Yoktur’u, kitabın çıkış noktası gibi... Tüm öykülerinin odağında, yazılma biçimlerinde ve yazılış nedenlerinde aşk saklı. Aşk uğruna çekilen acılar, kaybedişler, kendinden geçecek kadar çok sevmeler, bırakıp gidememeler, zorunlu ayrılıklar ve yalnızlıklar var. Söz konusu aşk olunca elbet hayal kırıklıkları, kırgınlıklar ve öfkeler de peşinden geliyor.
Uzun zamandır bir kenarda demlenen öyküler ‘Ömrümü Yedi Kadınlar’da bir araya gelmiş. İlk kitabın bütün heyecanını taşıyan öykülere çizimler eşlik ediyor. Çizimleriyle okurun hayal gücünü perçinlerken kendi kurgu dünyasına onu da dahil ediyor yazar. Öykülerinin şiirsel bir dili var, arada sertleşen yumruklarını göstermekten çekinmeyen ve biraz serserilikten payını alan kahramanları var. Birine güvenmeye, dostluğa, başkalarının gözünden yaşanan hayatlara ve günümüzün dertlerine odaklanan öyküler bunlar. Okurun sık sık empati kuracağı, çok yakından hissedeceği bir yerden yazılmışlar. Yudum İşbecer, belki de ileride yerli edebiyatımıza yeni karakterler kazandıracak bir ışıkla parlıyor. Aşkta kaybeden-kazanan var mı bilmiyoruz ama çektiği acılar ve yalnız yürünen yolların sonunda elbet bir dost elini hissediyor omzunda insan. Bir kaybın ardından geriye dönük sorgulamalar var satırların arasında.
‘Ömrümü Yedi Kadınlar’ 22 kısa öyküden oluşuyor fakat öyküler de karakterler de birbirini takip ediyor. Birbiri içine geçmiş bir novella gibi... ‘Aylin’in Kaybolduğu Gece’ kitabın ilk öyküsü, devamındaki öykülerde de ara ara karşımıza çıkıyor Aylin. Ve son öyküde en başa dönüp ilk öyküde ipucunu verdiği öykünün kurgusuyla bağlantı kuruyor yazar. Öyküler arasındaki bu oyun, birbirini tamamlama hali okurun ilgisini yüksek tutmayı başarıyor. ‘Ömrümü Yedi Kadınlar’ bir ilk kitap olmanın ötesine geçecek yeni bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu müjdeliyor. Öykülerinde sık sık karşımıza çıkan Aylin’i bir başka kitapta yeniden görmek, hatta bir roman kişisine dönüştüğünü görmek ne iyi olurdu.
KİTAPTAN
“Eskiden şehirlerarası terminal Topkapı’daydı. Surların orada. Açıkta otobüsler, bir tane ağaç. Şimdi sıfır numara tıraş edilmiş ve halinden memnun olmayan bir çocuk yüzü gibi. Ne zaman oradan geçsem içim burkulur. Bir sevdiğim vardı. Kupkuru bir kız, ipince. Gülüşü yaz yağmuru, öpüşü suyla dans eden çakıl taşları, sevişi bulutun ardından çıkıveren oyunbaz güneş gibi.”
ÖMRÜMÜ YEDİ KADINLAR
Yudum İşbecer
Eksik Parça, 2022
120 sayfa.