Güncelleme Tarihi:
Plastik kapkacağın, biberonların, suyu içtiğimiz damacananın, her gün milyonlarca kez elimizin gittiği cep telefonumuzun üretiminde kullanılan, sonra yasaklanan Bisfenol A’nın (BPA) adını duymayan kaldı mı? Hormonları ve üreme sistemini bozucu bu bileşikten kurtulduğunuzu sanmayın. Çünkü onun 20 akrabası var. Hepsi de en az kendisi kadar tehlikeli. Elinizdeki ürün artık BPA içermiyor (BPA free) olabilir. Hemen rahatladınız değil mi? Rahatlamayın, çünkü artık plastik bir dünyada yaşayan insanoğlu onun yerine hemen yakın akrabalarını koydu. Araştırmalar, yalnızca birkaç yıldır kullanılan Bisfenol S ve F’nin de en az BPA kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
Gıda mühendisi Bülent Şık, kitabı ‘Mutfaktaki Kimyacı’da “Yiyip içtiklerimiz ne kadar güvenli?” diye soruyor. Yanıtı da kitapta kendisi veriyor. Evinizde plastik kullanmıyorsunuz, bisfenollerden kurtuldunuz mu? Marketten konserve, salça vs. aldınız ya da evde konserve yaptınız... Cam kavanozun kapağının içindeki plastik kısım bisfenol içeriyor ve gıdayla temas etmemesi gerekiyor. Hormonları ve üremeyi bozucu bu bileşik çocuklarda da obezite nedeni. Anne karnında ve yaşamın ilk yıllarında aralarında bisfenolün de yer aldığı bu hormon bozuculara sıklıkla maruz kalmak çocuğunuzu obez yapabilir.
Bir başka tehlike de yumuşak plastiklerde kullanılan kanserojen ftalatlar. Bunların kanserin yanı sıra çocuklarda sinir sistemi bozukluklarına, alerji ve astım gibi sorunlara yol açtığı düşünülüyor. Kırtasiye malzemelerinde, gıda ambalajlarında, hatta şampuanlarda bulunabiliyor. Kitaptan özetlediğimiz bu üç paragrafı okuyunca bile daraldınız değil mi? Haklısınız. Aslında Bülent Şık’ın amacı moral bozmak değil, bilgilendirmek, uyarmak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesindeki laboratuvarlarda yıllarca çalışan, Akdeniz Üniversitesi’nde gıda güvenliği üzerine çalışmalar yapan Bülent Şık, kitapta çözüm yollarını da gösteriyor. Tayvan’da 2015 yılında yapılan bir araştırmayı anlatan Şık, çocukların idrarında çıkan ftalat miktarını yüzde 97 oranında azaltan yedi önleyici yöntemi de kitabında sıralıyor. El yıkama sıklığını artırmak ve mikrodalgada plastik kaplar kullanmamak bunlardan ikisi.
Çocuk beslenmesi ve çocuklar için tehlikeli kimyasallara kitabında geniş yer veren Bülent Şık, mutfak yazıları, insanın gıdalarla ilişkisi, gıda tarihi gibi eğlenceli konularla da okuyucuya nefes aldırıyor. Temel Reis’in ıspanaktaki demir oranını nasıl abarttığı, alkollü içeceklerin kafa bulmak için icat edilmediği gibi... Bazı bölümlerde de insanı düşünmeye iten alıntılar yapıyor. Zeytinliklerin neden yok edilmek istendiğini anlattığı bölümde E. M. Cioran’dan aktardığı “İnsan, zamanında durmasını engelleyen bir içgüdü yüzünden yok olacak’ der” cümlesi gibi...
Dünyanın giderek kirlendiği, yediğimiz gıdaların doğallıktan uzaklaştığı günümüzde kendimizi ve özellikle çocuklarımızı korumak için ipuçlarının verildiği bu 287 sayfa, başucu kitabı olmaya aday. Bülent Şık’ın akademisyen titizliği, toplumsal duyarlılık ve vicdanla kaleme aldığı yazılardan tam da mevsimine uygun bir paragraf daha özet verelim:
Patlıcan musakkayı mevsiminde yetişmeyen patlıcan, domates ve biberle yapmak, vücudumuza toplamda 6 ile 20 arasında pestisit (tarım ilacı kalıntısı) girmesi demek. Yanına bir de cacık yerseniz bu sayıya 4-5 adet daha pestisit ekleyebilirsiniz. Tam bir zehir kokteyli.
MUTFAKTAKİ KİMYACI
Bülent Şık
Doğan Kitap
287 sayfa, 26 TL.