Güncelleme Tarihi:
Mürekkebin Çin geleneksel sanatındaki yolculuğu neredeyse bin yıl önce başladı. Yalnızca mürekkep ve suyla üretilen eserler Çin kültüründe dünyayı algılama ve yorumlama biçimiydi. Genellikle doğayı soyutlamak için kullanıldılar; manzara, insan figürü, çiçek ve hayvanlar... Çin mürekkep resimlerinin ortaya çıkışını ve gelişimini çeşitli dönemlerde üretilen, çok ünlü porselenlerin, ipek kumaşların ve yelpazelerin üzerinde izlemek mümkün. Ancak Pera Müzesi’nin 28 Temmuz’a kadar ev sahipliği yapacağı ‘Mürekkepten: Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar’ sergisi, ismiyle müsemma bir şekilde, bu malzemenin günümüz Çin’inde nasıl kullanıldığını gözler önüne seriyor. Küratörlüğünü uzun yıllardır Çin’de yaşayan ve Çin güncel sanatı konusunda uzmanlaşan Karen Smith’in üstlendiği sergide, Çin’in farklı bölge ve şehirlerinde yaşayan 13 sanatçının 30’u aşkın eseri bir araya geliyor. Sergide eserleri yer alan sanatçılar ise Chen Guangwu, Chen Haiyan, Li Ming, Liang Wei, Luo Yongjin, Qiu Anxiong, Sun Yanchu, Tang Bohua, Xu Bing, Xu Hongming, Xing Danwen, Jian-Jun Zhang ve Zhou Fan.
Çin’in kadim geleneğinden, o geleneğin önemli bir parçası olan mürekkep resimlerinden ve bu geleneksel sanat anlayışının günümüzdeki yansımalarından bahsetmeden önce ufak bir ‘tarih dersi’ şart! 1949 yılında zaferle sonuçlanan Çin Komünist Devrimi’nin lideri Mao Zedong, iktidarının 16. yılında, daha sonra Kültür Devrimi adı ile anılacak, karanlık bir dönemin ilk adımını attı. Amaç, Batı burjuvazisinin etkisinden kaynaklanan dejenerasyona son vermekti. Devrimin ‘yozlaştırıcı’ bulduğu kadim Çin gelenekleri, dini yapılanmalar ve toplumsal kültür bertaraf edilmeye çalışıldı. Bu, Çin’in kendi mirasından kopması anlamına geliyordu. Ancak plan ‘tasarlandığı’ gibi sonuçlanmadı. Mao Zedong’un ölümünün (1976) ardından ülkenin geleneklerine olan ilgi yeniden canlandı. Özellikle son yıllarda Çin kültürünü güçlendirmeye yönelik çalışmalar, yerli sanatsal formlara yönelik ilgiyi artırdı. Böylece mürekkep resmine olan ilgi de genç nesil arasında yaygınlaştı.
1980’Lİ YILLARDA BAŞLAYAN YÜKSELİŞ
‘Mürekkepten: Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar’ sergisinin küratörü Karen Smith, Çin güncel sanatının miladını 1980’lerin ilk yılları olarak belirliyor. Sergi açılışının ardından sorularımızı yanıtlayan Smith, ülkedeki ‘güncel sanat sahnesi’ hakkında şunları söyledi: “1980’lerin ilk yıllarında sanatçıların deneysel çalışmalar yaptığını gördük. Ancak 1990’lı yıllarla birlikte birçok sanatçı Batı sanatından etkilenmeye başladı; belki de haddinden biraz fazla... Bunun nedeni ülkede 1980’li yılların sonunda yaşanan protestolardı. Sanatçılar kendi ülkelerinde görünür olmadıkları için yüzlerini Batı’ya döndü. Ancak 2000’li yıllarda yeniden kabuk değiştirildi. Bence bunun sebebi de Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasıydı. Çünkü bu sayede birçok sanat öğrencisi ABD ya da Avrupa’da eğitim alma şansını yakaladı. Eğitimlerinin ardından ülkelerine döndüklerinde ise ülkelerinin sanatını uluslararası sahneye taşımayı başardılar.”
Smith, Çin güncel sanatının gelişimini gözler önüne sererken bir sorunun da altını çiziyor: Eserlerin yüksek fiyatları... Smith’e göre bu yüksek fiyatların mantıklı bir açıklaması da yok: “Bu sorunun yeniden sorulması gerekiyor. Uzun yıllar galeri sistemi Çin’de etkili değildi. Çok fazla galeri de yoktu açıkçası. Çoğu zaman sanatçı bizzat fiyatı belirliyordu. Bu doğru değil. Şimdi ülkede daha çok tecrübeli galeri var. Bence sanatçılara yardım etmeye başlayacaklar.”
‘Mürekkepten’ sergisi, dünyanın en kalabalık ülkesinin güncel sanatı hakkında bilgi sahibi olmak için eşsiz bir fırsat. Üstelik Victoria ve Albert Müzesi’nden araştırmacı Beth McKillop, bu akşam saat 18.30’da ‘Çin’de Mürekkep’ başlıklı bir sunum yapacak. Buna ek olarak, Pera Film yeni programında, bu serginin izlerini sürdüğü coğrafyaya odaklanıyor. Programda, son yıllarda Çin’de ve Çin hakkında yapılan filmler var.
‘Mürekkepten: Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar’ sergisi, 28 Temmuz’a kadar Pera Müzesi’nde görülebilir.
Olaylar Çin’de geçiyor
Modern Çin sinemasının en yeni örneklerinden bir seçkinin sunulacağı ‘Hikâye Çin’de Geçiyor’ başlıklı program, 25 Nisan - 5 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Modern Sinema’da izleyiciyle buluşacak. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 70. yıldönümü vesilesiyle hazırlanan programdaki filmler, Çin’in içinden geçtiği güncel sosyo-ekonomik dönüşümü farklı konu ve karakterler yoluyla işlerken, bir yandan dünya sinemasında yerini gittikçe büyüten Çin sinemasının yeni türlerdeki açılımını da yansıtıyor.
Türk Tuborg’un katkılarıyla hazırlanan programda yer alan bazı filmler arasında modern Çin sinemasının en önemli yönetmenlerinden Jia Zhang-ke’nin, Cannes’da yarışan ve Çin’in kapitalist dönüşümünü gangster dünyasında geçen bir aşk trajedisi üzerinden anlatan filmi ‘Kül En Saf Beyazdır’ yer alıyor. Japonya’nın Mançurya işgali sırasında Çinli bir ailenin hayatta kalma mücadelesini konu alan ‘Kış Üstüne Kış’, Bai Xue’nin 16 yaşındaki bir genç kızın büyüme öyküsünü anlattığı ‘Kavşak’, Hong Konglu yönetmen Dante Lam’in ilkini Mekong’da çektiği ve gişede büyük başarı yakaladığı aksiyon savaş filmi projesini Ortadoğu’ya taşıdığı ‘Kızıldeniz Operasyonu’ da seçkide yer alan filmler arasında. Yazarlığıyla da bilinen yönetmen Hu Bo’nun ilk ve tek filmi olma özelliğine sahip, Çin’in kuzeyinde hayatları çıkmaza girmiş karakterlerin kesişen hayatlarından 24 saati anlatan ‘Öylece Oturan Bir Fil’ de programın dikkat çeken yapımlarından...