Güncelleme Tarihi:
Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Türkiye ve Arnavutluk’tan yayıncıların katılımıyla her yıl bu yedi ülkeden önerilen eserler arasından birinin seçilmesini ve seçilen eserin diğer altı ülkede de yayımlanmasını amaçlayan Balkanika Edebiyat Ödülü’nün sahibi 'Sarı Kahkaha' isimli öykü kitabı ile Murat Özyaşar oldu. Özyaşar ödülü kitabının Fransız yazar, şair ve çevirmen Sylvain Cavaillès imzalı Fransızca çevirisi ile aldı.
Chicago Üniversitesi profesörlerinden Andrew Wahtel başkanlığındaki uluslararası jüri, ödülü verirken çok zorlandıklarını çünkü aday olan tüm kitapların yüksek derecede kendine özgü bir profesyonelliğin ürünü olduğunu belirtti.
Yedi Balkan ülkesinin bir araya gelmesiyle kurulan Balkanika Vakfı tarafından 1996 yılından beri her yıl yedi ülkeden bir yazarın ödüle layık görüldüğü yarışmada Türkiye’den daha önce ödüle sahip olan isimler arasında Tahsin Yücel, Ayfer Tunç, Sema Kaygusuz, Ayla Kutlu ve Nedim Gürsel de bulunuyor.
Murat Özyaşar 'Ayna Çarpması' adlı ilk kitabıyla 2008 Haldun Taner Öykü Ödülü’nü ve 2009 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü almıştı. Bu kitap, 'Bîr' adıyla Kürtçeye çevrildi. Öyküleri İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyancaya çevrilen Özyaşar’ın ikinci kitabı 'Sarı Kahkaha' ise 2015'te yayımlandı.
Murat Özyaşar ve kitabın çevirmeni Sylvain Cavaillès ile çeviri sürecini, metnin dilini korumanın önemini ve yeni çalışmalarını konuştuk. Aralarında gelişen dostluk duygusuyla birlikte 'Sarı Kahkaha’yı daha içeriden konuştuklarını söyleyen Özyaşar’a, Cavaillès “Murat’ın Fransızca dilini bulmak gerekiyordu. Sadece bir kelime, cümle değil yeni bir dil bulmak gerekiyordu” diyerek karşılık veriyor.
Nasıl tanıştınız? Nasıl yan yana geldiniz?
Sylvain Cavaillès: 2014 yılının, mayıs ayında Diyarbakır Kitap Fuarı’nda Murat’ın da yer aldığı bir söyleyişe katıldım. Oradaki konuşmadan sonra Murat’ın kitap imzaladığı standa gittim ve tanıştık.
Murat Özyaşar: Sylvain’ın gelişini hatırlıyorum. Doğan Kitap’ta imza standına gelmişti. O da benim gibi aksak bir Türkçeyle konuşuyordu. Hem çok benzer hem de çok uzak hissettim. Çünkü bir Fransızla Türkçe konuşuyordum. Kitabımı imzalatmak istedi ve kendini tanıttı. Akademisyen olduğunu söyledi. Çok kısa bir andı ama o bakışı hiç unutmadım, o aksak dili de... Hikâye böyle başladı ve sürdü.
‘SARI KAHKAHA’YI İÇERİDEN KONUŞMAYA BAŞLADIK’
Çeviri süreci nasıl başladı?
Sylvain Cavaillès: Türkçe edebiyata dair birikimim vardı. Birkaç yazarı ayırmıştım ve çok çabuk çeviri yapmaya başladım. Murat’tan üç öykü çevirdim. 'Sarı Kahkaha’yı çok beğendim ve odaklanarak çevirmeye başladım.
Murat Özyaşar: Bu arada arkadaşlığımız da başlamıştı. Bir yazar-çevirmen ilişkisi dışında, evde buluşuyorduk, dışarıda çay-kahve içiyorduk. Hayata ve edebiyata dair benzer kaygılarımız vardı. Sylvain’la artık 'Sarı Kahkaha’yı içeriden konuşmaya başlamıştık. Çeviriden önceki soruları da çok içeridendi. Nasıl çevireceğine dair konuştuk. 'Sarı Kahkaha’ya dair sorduğu kritik sorular nasıl bir çeviri yaptığının da göstergesiydi benim için.
Sizi, Sarı Kahkaha’yı çevirmeye çeken durum neydi?
Sylvain Cavaillès: Dildi ilk olarak. Murat’ın has bir yazar olduğunun kanıtıydı. Edebi kaygısı, dille uğraşı... Çeviri esnasında amacım Fransızca’da uygun bir dil yaratmaktı. Murat’ın Fransızca dilini bulmak gerekiyordu. Sadece bir kelime, cümle değil yeni bir dil bulmak gerekiyordu.
Murat, Türkçe’yi zaman zaman bozuyor. “Fransızca’yı nasıl bozacağım ben?” diye düşündüm. Hangi yöntemle, hangi şekilde bozacağım?
‘METİNLE ÇEVİRMENİN ARASINA YAZAR GİRMEMELİ’
Bir yazar olarak metni bir çevirmene teslim ederken kaygılarınız oldu mu?
Murat Özyaşar: Açıkçası Sylvain’la tanıştıktan sonra, hayat ve edebiyat hakkında benzer kaygıları taşıdığımızı görünce gönül rahatlığıyla Sarı Kahkaha’yı teslim ettim.
Metne talip olma biçimi de bu gönül rahatlığını bende başlatan etkenlerden biriydi. Benim de edebiyatta en çok ilgimi çeken şeylerden biri dil. Bir çevirmen, aynı zamanda bir yazar olarak Sylvain’ın da en çok önem verdiği şey dil. 'Sarı Kahkaha’ya dair üzerine düşünülmüş ve çalışılmış sorularını görünce kaygıdan söz etmem imkansızlaştı.
Yazarla çevirmenin bir arada olması bir avantaja dönüşebilir ama bunun dezavantajı da olabilir. Çünkü metinle çevirmen arasına yazarın aslında girmemesi gerekiyor. Ama biz arkadaş olarak da yan yana geldik ve metni ayrı tuttuk.
Fransızcaya çevirirken neye dikkat ettiniz?
Sylvain Cavaillès: Ses ve ritme dikkat ettim.
O edebi evreni çevirirken sizin kattıklarınız nelerdi?
Sylvain Cavaillès: Güzel bir atmosfer yaratmaya çalıştım. Her zaman coşkuyla çalıştım. Okurların bu atmosferi hissetmesini istedim.
21. Uluslararası Balkanika Edebiyat Ödülü’ne katılım nasıl gerçekleşti?
Sylvain Cavaillès: Çeviriyle başvurduk. Bu ödül eserin başka dillere çevrilmesine yol açıyor. Tanınmış yazarlara verilen bir ödül...
Peki bir yazar olarak yurtdışında kitabınızın çevrilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Hangi dillere çevrilmek istersiniz?
Murat Özyaşar: Ödülün şartnamesi gereği diğer altı dile çevrilmesi isteniyor. Bu diller içinde en çok Yunanca’ya çevrilmesini isterim. Dünyanın en eski dili çünkü ve 2015’te yayınladığınız bir kitabın dünyanın ilk diline, en eski diline çevriliyor olması, başa dönme duygusu çok güzel.
Ödülü bekliyor muydunuz? Ne hissettiniz?
Sylvain Cavaillès: Ben inanıyordum alacağımıza.
Murat Özyaşar: Sylvain benden daha çok inanıyordu.
Kitap hangi dillere çevrilecek, tarihler belli mi?
Sylvain Cavaillès: Arnavutça ve Romence’ye çevrileceği açıklandı. Ödül açıklanır açıklanmaz ülkeler talip olmaya başladı.
ÖZCAN ALPER İLE MURAT ÖZYAŞAR'DAN ORTAK FİLM: YIKINTILAR ARASINDA
Çalışmakta olduğunuz başka projeler var mı?
Sylvain Cavaillès: Fransa’da 'Kontr' adında bir yayınevim var. Türkiyeli şairler Mehmet Said Aydın ve Cihat Duman’ın şiir kitaplarını bastık. Üçüncü kitap da Murathan Mungan’ın 'Taziye' kitabı olacak.
Yönetmen Özcan Alper’le Murat Özyaşar 'Yıkıntılar Arasında' adlı bir film için birlikte çalışıyorlar. Bu filmin sadece senaryosunu değil, fotoğraflarla birlikte bir 'sinema kitabı' yapmak istiyorum, Fransızca çevirisi ve baskısı için sözünü aldım.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Sylvain Cavaillès: Bu işlerin sonu yok.
Murat Özyaşar: Yazmaya devam…