Güncelleme Tarihi:
Kişisel azminizin dışında, hangi özel koşullar Türkiye’de doğan bir piyanistin bu sıra dışı başarıya ulaşmasını sağladı; hangisi eksik kalsa gerçekleşmezdi?
Eğer Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün önerisi üzerine 1948’de TBMM tarafından çıkarılan özel yasa ile Paris’e gidip küçük yaşta büyük pedagog müzisyen Nadia Boulanger ile çalışmamış olsaydım, Paris’te heyecan verici konserler dinleme şansını bulmamış olsaydım, olağanüstü kişiliğe sahip, nefesi doğru almayı bana öğreten, kendi metodunu geliştirmiş bir hoca olan Andree Bonneville’e rastlamamış olsaydım, büyük piyanist Wilhelm Kempff ile tanışıp 11 yaşında Paris’te Mozart’ın iki piyano için konçertosunu birlikte çalma mutluluğuna erişip sonra onunla çalışma fırsatını elde etmeseydim birçok yönüm eksik kalırdı. Şunu da eklemek isterim; Ankara’da Mithat Fenmen ile çalışmam önemliydi. Müthiş bir insan, fevkalade bir hocaydı. Ona çok sey borçluyum. Paris’te rastlayacağım mükemmeliyetçi hocaların dünyalarına beni psikolojik bakımdan en doğru şekilde hazırlamış, ödün vermemeyi öğretmişti.
HÂLÂ ÇABUK EZBERLEYEBİLİYORUM
Genç Horowitz bir konser sonrası tebriğe gelen ustası Arthur Schnabel’e neden Liszt uyarlamaları gibi eserleri repertuvarına almadığını sormuş. “Bach’ın yapıtlarını öğrenmeye ancak zaman bulabiliyorum” yanıtını almış. Siz Chopin, Rahmaninov, Beethoven, Brahms, Liszt külliyatlarıyla ve 20. yüzyıl bestecileriyle yetinmeyip Liszt’in Beethoven senfonileri uyarlamalarını da ilk kez kaydetmiştiniz. Sadece konçerto repertuvarınız 100’ün üstünde. Bu kadar geniş repertuvarın bedeli, hayatı bir kenara bırakıp çalışmak mıydı?
Daha dört yaşındayken duyduğum ve hoşlandığım her müzik parçasını (orkestra, oda müziği, solo) bir dinleyişte hatırlıyor ve piyanoda çalabiliyordum. Zaten bu yüzden nota okumayı öğrenmeyi hiç sevmemiştim. Yamru yumru bulduğum bu acayip şekilleri öğrenmek için neden vakit geçirmeli, diye çocuk aklımla düşünürdüm. Şimdi ise notaları günlerce inceleyip, yazılanları doğru yapıp yapmadığımı sorgulayıp duruyorum. Ama hâlâ çabuk ezberliyorum; çok karmaşık modern eserler olan Pierre Boulez’in 1. ve 3. Sonat’ını 1,5 ayda öğrenip kaydettim. Schönberg’in bir eserinin (Op. 23 Parçalar) zor bir kısmını bir türlü öğrenemiyordum. Bu eseri çalacağım resitale giderken trende uyuya kalmışım. Uyandığımda öğrenmiştim. Buna karşılık günü de pek güzel yaşarım. Uzun çalışmalar ardından kendimi hep mükâfatlandırır müzik dışında istediklerimi de yaparım. Bu dağa tatile gitmek, antika pazarlarını gezmek, kitap okumak, denizde yüzmek, şehirde gezinti olabilir. Şimdi her haziranda Göçek Koyu’nda yaptığımız üç haftalık mavi yolculuğu heyecanla bekliyorum.
Bu kutuda olmasını istediğiniz, fakat yer alamayan kayıt var mı?
Bu 75’inci yıl projesi olduğu için 2017’de kestik. O tarihe kadar yapılan kayıtlar kutuda... Bu sene nisanda Belçika’da kaydettiğim Debussy’nin eserlerinin ve eylülde İngiltere’de kaydedeceğim iki Mozart konçertosunun da bu büyük kutuda olmasını isterdim. Bir de, yeni elime geçen, 1980’de Almanya’da bir radyo orkestrasıyla yaptığım Cemal Reşit Rey’in orkestra ve piyano için ‘Katibim Çeşitlemeleri’ kaydı var. Bunun da Ulvi Cemal Erkin ve Adnan Saygun’un konçertolarıyla birlikte bu kutuda olmasını isterdim. Ama geç temin edildi.
YORUMCU ZAMANLA DEĞİŞİP SONRA BAŞA DÖNEBİLİR
Bu kayıtlar dönem fotoğrafları kabul edilebilir. Muhtemelen bugün bu eserleri aynı üslupla çalmıyorsunuz. Piyanistlik serüveniniz kaç önemli dönemeçten geçti?
Tempo değişiklikleri olabilir. Örneğin Rahmaninov’un 3. Piyano Konçertosu’nu Boston Senfoni Orkestrası ile verdiğim konserde (1963) çok süratli çaldım. Sonra 1997’de yaptığım stüdyo kaydında tempo daha ağır. Şimdi ise yine hızlı tempo tercih ediyorum. Bu konuda dönemlere ayırmak mümkün değil. Pek çok değişmeler olabilir, sonra tekrar başa dönülebilir.
Bugüne kadar kaydetmek isteyip zaman bulamadığınız için bu kutuda yer almayan besteci ya da eserler?
Skriyabin’in ve Haydn’ın bazı piyano sonatları, piyano ve orkestra için Stravinski’nin ‘Kapriçyo’, Strauss’un ‘Burleske’ ve Debussy’nin ‘Fantezi’ eserleri, Alkan ve Medtner’in bazı solo piyano eserleri...
Farklı dinleyici grupları göz önüne alınırsa 130 kaydın hangi sırayla dinlenmesini önerirsiniz?
Kronolojik olarak en başta Bach, Mozart, Beethoven, en sonda ise Schönberg, Boulez, Ligeti, Ertuğrul Oğuz Fırat ve Ateş Pars... 1700’lerin başından 2000’lere, yaklaşık 300 yılı kapsayan bir dönem. 60 yılı aşkın konser yaşamı, 150 CD kaydı hayata dair sonsuz öğrenme sürecinin bir parçası kabul edilirse bu serüvenden öncelikle hayat adına çıkarttığınız en önemli üç ders nedir?
Hep inandığınızı bilerek yapmak. Kendine karşı hep dürüst olmak. Doğru olup olmadığınızı sorgulamak. Aradığınız ideali ancak kendiniz bilebilirsiniz... Önemli ve önemsizi birbirinden ayırmak, öncelikleri tespit etmek, ufak günlük olayları büyütmemek. Kendini sürekli eğitmek. Yaptığınız işe odaklanmak, derinine inmek.
Peki müzik adına çıkarttığınız en önemli üç ders?
Söylediklerim müzik için de geçerli.
1959’da ilk LP’sinin sevincini yaşayan İdil Biret’le karşılaşsanız ona ne söylemek isterdiniz?
Çalışmaya devam. Yolun ancak başındasın. Bilginin de tekniğinin de daha çok gelişmesi gerek.
BESTELERİM YAYIMLANMAYACAK
Besteleriniz bir gün gün ışığına çıkıp CD’ye dönüşecek mi?
Brahms’ın 3. ve 4. Senfoni’leri için yaptığım solo piyano uyarlamaları Almanya’da Schott Yayınevi’nce 2018 ve 2019’da basılacak. Bunların CD kayıtları bu kutuda mevcut. Bestelerimin yayımlanmasını ise şimdilik düşünmüyorum.
CD notlarında eşiniz Şefik Yüksel, büyük plak firmalarının Naxos solisti olduğunuz için uzun yıllar tüm dünyada konser ve plak kayıtlarınızı engellediğini, hatta sadece ilgililerin bildiği ‘kara liste’ye alındığınızı tanıklarıyla yazmış. Bu engeller çalışmanızı nasıl etkiledi?
Bu konularla hiç ilgilenmedim, etkilenmedim. Bana kalsa umursamaz, bir şey yapmazdım. Şefik üst düzey iş adamı olarak hepsiyle mücadele etti. Durdurulmak istenen iki büyük projenin (Beethoven Senfoni uyarlamaları/6LP-EMI ve Chopin’in bütün eserleri/15CD-Naxos) gerçekleşmesini sağladı. Kara liste konusu ise çok üzücü. Ne yazık 1930’ların Almanya’sındaki bu uygulama orada yine başka şartlarda bugün de devam ediyormuş. Daha üzücü olan, bana bu kötülüğü yapan firma ve onunla anlaşmaları olan sanatçıların Türkiye’de el üstünde tutuluyor olması. Utanmaları gerekir bunları yapanların. Şefik büyük kutuya konulan kitapta ‘Son Söz’ başlıklı yazıda olanları ilk kez açıkladı.
Çalışmalarınızı noktalamak için belirli bir hedefiniz var mı?
New York’ta Arthur Rubinstein’in 89 yaşındayken Brahms’ın 1. Konçerto’sunu çaldığı konseri unutamıyorum. Yaşama sevinci olan, sağlığı da yerinde bir piyanist çalışmalarına işte böyle devam etmeli, diye düşünmüştüm o zaman. Hâlâ böyle düşünüyorum. Nisanda yapılan Debussy’nin Prelüdler 1. Kitap, Etüdler 1. ve 2. Kitap ve bazı diğer eserleri dışında bu yıl eylülde Mozart’ın iki piyano konçertosunu (Nr. 25 ve 27) kaydedeceğim. Önümüzdeki senelerde de repertuvarımda olup henüz kaydetmediğim 40 civarı konçertonun bir kısmını kaydetmek isterim. Orkestralı kayıtlar çok masraflı olduğundan, bu projelerin gerçekleşmesi önemli ölçüde finans kaynağı bulunmasına da bağlı.